Allah Resulü (s.a.s.), Medine-i Münevvere’ ye hicret ettikten sonra ilk iş olarak bir mescit yaptı. Bu mescidin yapımında bizzat kendileri de çalıştı. İslâm toplumunun şekillenmesinde ve devletin kurulmasında her türlü, dinî ve sosyal faaliyetin en önemli merkezi haline geldi. Fazilet sıralamasında Mekke’deki Mescid-i Haram’dan sonra,Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dan öncedir.Resulü (s.a.s),Hicret sırasında Kuba’dan ayrılıp Medine-i Münevvere’ye gelince bindiği deve Kasva’yı serbest bırakmış, devenin çöktüğü arazi üzerine mescit yapılmak amacıyla buranın sahibi olan iki yetimden parası ödenerek satın alınmıştır. Allah Resulü (s.a.s.) de mescit tamamlanana kadar Eyyub el-Ensarî’nin evine misafir olmuştur. Selahaddin Eyyubi; ’İstanbul feth olunacaktır …’ hadisine mazhar olmak için İstanbul’a gelmiş burda vefat etmiştir. İsminin verildiği Eyüp Sultan camii avlusunda medfundur.
Mescidin ilk binası yapılırken duvarlar, taş ve kerpiç ile örülmüş, direkleri hurma ağaçlarından yapılmış, üzeri de hurma dalları ile kapatılmıştır.Mescidin doğu tarafına da Allah Resulü (s.a.s.)’nün kalabileceği ve yoksul ve kimsesizler için odalar yapılmış, Bu odalarda kalan sahabelere de Ashabı Suffa denmiştir. Dinî ve kültürel Eğitim yuvası olarak hizmet vermiştir. Mü’minlerin annelerinden her biri için bir oda eklenmiş, Bunlar mescidin duvarına bitişik olarak yapılmıştır. Mescid-i Nebevî’nin ilk genişletilmesi bizzat Peygamber Efendimiz zamanında olmuştur. Bu genişletme için Hz. Osman (r.a.), kendi parasıyla mescidin çevresindeki bazı evleri satın alarak mescide bağışlamıştır. Bundan sonraki ilk genişletme ve yenileme Hz. Ömer zamanında yapılmış, Hz. Osman zamanındaki genişletme ve yenileme ise daha kapsamlı olmuştur. Tarih boyunca Müslüman hükümdarlar tarafından pek çok defa genişletme ve yenileme faaliyeti olmuştur. Sultan Abdülmecid’e kadar Osmanlı sultanları da pek çok yenileme faaliyetinde bulunmuşlardır. Sultan Abdülmecit zamanında ise en önemli genişletme ve yenileme gerçekleştirilmiştir. Mescid-i Nebevî’de Osmanlı döneminde yapılan harika mimarî ve süsleme sanatı örnekleri göz kamaştırıcı güzelliğiyle hâlâ bugünkü mescidin orta ön kısmı ihtişamıyla ziyaretçileri karşılamaktadır. Aynı zaman bu ön kısım içinde Ravza-i Mutahhara ve peygamberimizin kabri şerifi de içinde bulunmaktadır. Suudiler bu genişletme faaliyetlerini 1984-1994 yılları arasında daha kapsamlı bir şekilde çalışma yapmışlardır.
Allah Resulü (s.a.s.)’nün ikameti için mescidin bitişiğine,ilk defa yapılırken iki oda yapılmıştı. Birisi, annelerimizden Sevde (r.a.) için, diğeri de Hz. Aişe(r.a) validemiz için yapılmıştır. Allah Resulü (s.a.s) 632 yılında vefat etmiştir.Hz.Ali akrabalarından bir kaç kişi ile birlikte naaşı yıkanarak miladi 61 hicri 63 yaşında 8 Haziran 632 yılında Hz. Aişe (r.a) validemizin odasında Rabbine kavuştu ve oraya defnedildi. Peygambere, ”imamlık yapılamaz” fikri ile Müslümanlar fert fert cenaze namazı kılmışlardır. Dinî vecibe gereği Peygamberler vefat ettikleri yere defnedildiği için vefat ettiği odada toprağa verilmiştir. Böylece buraya Hücre-i Saadet adı verilmiştir. Üzerinde yeşil kubbe bulunmaktadır. Daha sonra bu hücreye Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (r.a) de defnedilmiştir. Halife Velîd zamanında bu hücreler yıktırılarak Mescid’e dâhil edilmiştir. Halife Ömer b. Abdülaziz zamanında hücre yenilenmiş ve Mescidin içerisinde kalmıştır. Allah Resulü (s.a.s), başlangıçta bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okuyordu. Daha sonra üç basamaklı bir minber yapılmıştır. Bugün Resulullah’ın minberinin olduğu yerde bulunan güzel işlemeli ve kubbeli mermer minber Osmanlı Sultanı III. Murad tarafından gönderilmiştir. Allah Resulü (s.a.s)’nün namaz kıldığı yer olarak bilinmektedir. Fakat onun zamanında burada mihrap yoktu. Buraya ilk mihrap Ömer b. Abdülaziz zamanında yapılmıştır. Birçok defa yenilenen bu mihrap da halen yerinde durmaktadır.
Yazılarımı takip eden değerli dostlar! Önümüzde ki hafta mescidin İstatistik bilgilerini sizlere aktarmaya çalışacağım..
Selam ve dua ile kalın.
YORUMLAR