Beyt-i Mâmur; semada bulunan meleklerin tavaf ettiği evdir. Rivayete göre,her gün 70 bin melek bu evi tavaf eder. Tavaf eden bir meleğe kıyamete kadar sıra gelmez ve her tavaf için yeni melekler gelmektedir. Allah(c.c.) Meleklere:”Yeryüzünde de bu beytin aynısını yapınız” emrini verdi ki, yeryüzünde yaşayacaklar olanlarda burayı tavaf etsinler. Böylece ilk defa Kâbe,melekler tarafından inşa edilmiş oldu. Zaman gelip Hz. Adem dünyaya indirilince, hasretle, aşkla ibadet etmek istedi ve Rabbine yakardı. Bunun üzerine Allah “Yâ Adem benim yeryüzünde bir beytim vardır. Mekke’ye git ve onun temellerini bul, üzerine güzel bir ev inşa et. Meleklerin arşı tavaf ettiği gibi sen de onun etrafında tavaf et” buyurdu. Hz. dem Cebrail’in(a.s) yardımıyla oraya ulaştı ve daha önceden meleklerin de tavaf ettiği yeri buldu. Meleklerin de yardımıyla tekrar Kâbe’yi inşa ettiler. Yine Kabe de 70 bin melek sürekli tavaf etmektedir. Beyt-i Mâmur da olduğu gibi tavaf ederler. Ancak burada tavaf eden melekler sıra geldikçe tekrar tekrar tavaf edebilmektedirler.
Kabe:Afrika, Asya ve Avrupa merkezinde bir konumda yer alır ve bu üç kıtaya aynı uzaklıkta bulunmaktadır.Önünüze bir dünya haritası alıp,Kuzey Amerika’dan Avustralya ya, Kuzeydoğu Asya’dan Güney Amerika’ya doğru bir çizgi çeker ve bu çizgilerin kesiştiği yere bakarsanız, Kâbe’nin Dünya karalarının merkezinde bir konumda yer aldığını görürsünüz.
Kâbe’yi tavaf ederken sol tarafımıza alırız. Malumunuz kalbimiz sol yanımızdadır. Kalbimizi Allah’a açarız. Yüzümüzü başka yönlerden tek yöne, Kâbe’ye yöneldiğimiz gibi kalbimizle de, kesretten vahdete, şirkten ve tüm tağutlardan, Dergah-ı Uluhiyete yöneliriz. Davet,kalıplar için Kâbe’ye; kalpler ve ruhlar için imana ve Tevhid yolunda kendini bulmaktır. Günahların affı ve imtihanların başarılması için ruhumuzu faziletle yoğurmaktır.
İnsan, erdemli bir yapıya ulaşması için nefsini terbiye etmesine bağlıdır. Özellikle tasavvuf terimi olarak Nefis,günahlardan temizlenip arındırılması,saf, samimi ve olgun hale getirilmesidir.Muttaki bir kul olabilme sürecinin merhalelerini kapsayan nefsin tabi tutulduğu bölümlerdir. Kabeyi 7 defa dönerken, Nefsin bu 7 mertebesi düşünülerek tavaf yapılmaktadır.
Tavafın 1.şavtında;Nefs-i Emmare:Kötülük emreden nefis demektir Nefsin en aşağıda ki mertebesi dir.Bu kötü nefisten kurtulmak için yapılır.
2.Şavtında;Nefs-i Levvame:kendini kınayan,ayıplayan nefis demektir. Allah’a karşı mahcubiyet ve pişmanlık duygusunu yaşamaktır.
3.Şavtında;Nefs-i Mülhime:İlham alan nefis. Yani Allah’ın ilim ihsan ettiği nefistir.
4.Şavtında;Nefsi mutmainne:İçi rahat şüpheleri kalmamış, Hakikati anlayarak iman lezzetine ulaşmış nefis demektir.
5.Şavtında;Nefs-i Rad(z)iye:Razı olan, memnun olmuş nefis demektir.Kahrında hoş lütfunda hoş
6.Şavtında;Nefsi mard(z)iyye:Hem razı olan,hem kendisinden razı olunan (sen Rabbinden Rabbinde senden razı) olduğu nefistir.
7.Şavtında;Nefs-i Kamile:Kemale ermiş, kusursuz, tam olarak arınmış nefis demektir. Bu nefse safiye ve Salih nefis isimleriyle de kullanılmaktadır.
Nefis tezkiyesi,tavafın her şavtından sonra bir üst makama geçme ve arınmanın diğer adıdır. Ruhumuzu ve benliğimizi tartıp ölçmenin bir başka yöntemidir. Manen şarj olup bununla elde edilen manevi kazançlarımızı hayatımızın her alanında uygulamak tır. En yüksek nefis mertebesine ulaşmak her mü’minin amacı olmalıdır.
Hz. Mevlana der ki;’Akıl bir kuzu, Nefis bir kurt, îman ise çobandır.’
İmanımızı,samimi, ihlaslı, ibadet ve güzel hasletlerle beslemek, imanı yok edici davranışlardan uzak durmak dileği ile…
Selam ve Dua ile Kalın.
YORUMLAR