Reklam
Reklam
Reklam
DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

ÖMER SEYFETTİN'DEN İBRETLİK BİR HİKAYE…

01 Ocak 2024 - 00:01

 Balıkesir’in Gönen ilçesinde 11 Mart 1884 yılında dünyaya gelen Ömer Seyfettin,6 Mart 1920’de İstanbul’da vefat etti. Hikayeleri ile ünlü olan  Ömer Seyfettin, yazar, şair öğretmen aynı zamanda bir askerdir İstiklal savaşında birçok cephede savaşmıştır. Filistin cephesinde gerçekleşmiş olan hikayeyi ‘pi..’ adıyla okurlarına aktarmıştır. 

Hatırasını şöyle anlatmıştır:  “Almanların yenilmesiyle savaş bitmiş mütareke imzalanmıştı. Filistin’den çekiliyorduk. Bir kaç arkadaş subayla karşı tarafın subaylarıyla çekilme işlerini görüşmek için bir araya geldik. Karşı tarafta Fransız üniformalı bir subay bana sık sık bakıyor, gözünü benden ayırmıyordu. Ben buna bir mana veremiyordum. Fransız subay, yerinden kalkıp bana doğru geldi ve nasılsın? Ömer Seyfettin dedi. Beni nerden tanıyorsun? Ben bir yüzbaşıyım  öyle tanınacak kadar üst düzey bir komutan değilim dedim. Ömer ben seninle İstanbul da Askeri Lisede beraber okudum ben falancayım deyince, hayretler içinde baktım! ama sonra hatırladım. Hep Dini Kur'an-ı eleştiren Osmanlı’yı devamlı kötüleyen vatan bayrak sevgisi olmayan bir öğrenciydi. Yine de Fransız subayı olması normal değildi. Peki nasıl böyle oldun! dedim. Dedi ki : Ne zaman bir savaş olsa Türkler galip gelse içimde üzüntü oluyordu. Türkler kaybetse zarar görse içimde bir sevinç oluyordu. Çoğu zaman kendi mi ayıplıyor neden böyleyim diyordum.

Bir gün Anneme ısrarla bunun sebebini sordum. Dayanamayacağım anlatayım dedi. İstanbul Hastanesinde görevli bir Fransız doktor vardı. Hastaneye gidip gelirken onunla birlikte oldum ve sen o Fransız doktorun oğlusun. Babanın bundan haberi yok. Şimdi sen öğrendin dedi. Zaten babam zannettiğim çoktan ölmüştü. O hastaneye gittim şu tarihte şurada çalışmış şimdi Fransa’ya dönmüş olan şu isimli doktorun adresi var mı dedim. Adresi verdiler. Fransa’ya gittim babamı buldum olanları Annemin sözlerini söyledim. Her şeyi unutmadım Anneni gerçekten sevmiştim dedi ve beni kabul edip nüfusuna yazdırdı. Fransız okullarında eğitimimi tamamladım ve gördüğün gibi bir Fransız subayı olarak karşındayım Ömer Seyfettin  dedi. ”Şimdi ben milletini bayrağını, dinini vatanını eleştirenleri gördükçe acaba onlar da böyle pi.’ mi diye düşünüyorum.???” diyen Ömer Seyfettin’e hak vermemek elde değil.


    Allah(c.c) “Allah  yolunda öldürülenleri için “ölüler” demeyin .Hayır! Onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.”“And olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenlere müjdele! (Bakara suresi 154-155.ayetler). Şimdi bu ilahi sözlere inanmayan insana şehitliğin gaziliğin manevi boyutunu anlatamazsınız. Bu nedenle; ”Vatan sevgisi imandandır” sözü inanan insanlar için baş tacı edilmiş bir sözdür. inanmayan bir ruhta bu sevgiyi bulamazsınız. Şehitlerimiz ve aileleri için laf edenler, banane senin şehidinden, banane senin gaziliğin den diyerek aldığı maaşlarını sorgulayanlara ne anlatsanız beyhude Zengin ve şatafatlı yaşamlarını, bu vatan evlatlarının sırtından kazandıklarını dahi anlamayan gafillerdir Bu tipler savaşlarda, zor zamanlarda kaçıp, ortalık selamete kavuşunca tekrar vatana dönen çapulcu dedelerinin torunlarıdır.

Bunlar, vatanlarına bağlı cefakar, Vatan,  bayrak sevgisi ile yatıp kalkan Anadolu’nun, Asımın Nesli yüreklerini anlatamazsınız. Karda soğukta fırtına da dışarı çıkamazken güvenlik güçlerimiz, buz tutan elbisenin içinde taşı yastık, yağan karı yorgan yaparak zorlu şartlarda dağ taş demeden operasyon yapan ve vatan sağ olsun diyen Mehmetçiğimizi anlatamazsınız Bukalemun tipli insanlar;evladının vatan için şehit olduğunu gönül huzuruyla haykıran anne babayı anlaması mümkün değil. Genç yaşta eşini kaybeden ve yetim çocuklarını babasız büyütürken çektiği çileleri anlatamazsınız. Baba kelimesini duyunca gözyaşını tutamayan, boğazı düğümlenen, babasız bu hayata tutun maya çalışan gencin halini anlatamazsınız. Dışarda herkes anne babasıyla gezerken, kuytu yerlerde, gizli gizli ağlayan şehit evlatlarının duygularını anlatamazsınız. Bu vatan, bayrak ve dini İslam için, kafasının yarısını, bir veya iki kolunu, bir veya iki ayaklarını, bir veya iki gözünü veya uzuvlarını feda etmiş gazilerimizi anlamasını beklemeyin. Bu ahlaki davranışları beklemediğimiz bu mikropları Allah, ya ıslah eylesin, yada bertaraf eylesin diye dua ediyorum.

      Değerli okur kardeşlerim! Şehit ve yakınlarına, gazilerimize, saygı ve hürmet inancımız ve vatan sevgisi gereğidir.Bu vatanı birileri bize bağışlaması, gökten zembille inmedi. O nedenle geçmiş ecdadımızı eleştirelim ancak kötülemeyelim. Kötüledikçe toplumda, Şehit ve Gazi  değerlerimiz umursamaz ve dikkate alınmaz bir hal almaya gider ki bu da vatan ve millet şuurunun yitirilmesine yol açılmaktadır.2024 yılına girerken, Allah Vatanımıza ve milletimize güzellikler getirsin. Geleceğimizin, güzelliklere yol açacağı ümidini yitirmeyelim. Allah’ın gizli ve aşikar bir çok lütufları vardır. Onların bazısını dünyada, bazısını da ukbada ikram eder. İkramınız bol olması dileğiyle. Selam ve Dua ile kalın…
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum