Reklam
Reklam
Reklam
DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

ALLAH'A GÖNDERİLEN MEKTUP HİKAYESİ

18 Mart 2024 - 00:01

    Sevgili okur kardeşlerim! İnanan insan Rabbine canı gönülden istek ve arzularını mektup yazarak anlatabilir. Dualar da bir nevi Yaradana sığınarak yapılan isteklerdi. Duanın Kabul edilişi 3 şekilde olur. Ya hemen, ya dünyada yaşadığın süre içerisinde, yada ahirette. Allah kulu için hayırlı olan neyse, onu münasip kılar. Bizim için hayırlı olanı ancak yüce Allah bilir. Kitabı Kur’an’da;’ Bana dua edin duanızı kabul edeyim…’(40/60) kelam eden zati ilahidir. Kendinizi huzurunda hissederek içinizden ne geçiyorsa  meşru olan her konuda yaradandan  istemek her kulun hakkıdır. Onun rahmeti bol. Verdiği zaman rahmetinden hiçbir şey eksilmez. Ayrıca Allah Resulü;’ Dua etme istek ve arzunuz olduğu an hemen Allaha dua edin. Her şeyi ondan isteyin düsturuyla hareket etmek gerekmektedir.

   Hikayelerde yaşanmış, okuduğumuz ve duyduğumuz bir çok hayatlar mevcuttur. Allah’a yazılan mektupla cevabına mazhar olmuş bir çok insan tarih sayfalarında yerini bulmuştur. Ben de sizlere gerçek olmuş bir mektup hikayesini anlatmak istiyorum.Anlatacağım  hikayenin  içerisinde kısmen benimde bulunduğum ve etkilendiğim,olayın içerisindeki kişilerin de manen duygu yoğunluğu yaşadığı, uhrevi anlamı çok kıymetli bir hikaye.

     Yazılarımı okuyan bir çok dostlarım  bilir, Kutsal mekanlara yapılan umre ziyaretlerinde umre rehber hocası olarak görevli gitmekteyim. Zaman zaman kutsal beldelerin tanıtımı ve yapılan ziyaret yerlerindeki bilinmesi gereken yerleri seyahat ve anılarım şeklinde sizlere kısa ve öz hatırlatmalar şeklinde gazetedeki köşemde  istifade etmeniz için  sizlere aktarmaya çalışıyorum. Bu ulvi görevi; Güvenç Tur  Hac ve Umre seyahat acentası  ile icra etmekteyim. Son gittiğim umre görevinde, şirketin kıymetli hocalarından  Enver Çavdarcı bey, bana bir mesaj atarak, ‘Hocam gelen kafile ile sana bir mektup gönderiyorum. Bu mektubu Kabe’nin karşısında ve Mescid-i Nebevî de peygamberimizin medfun olduğu kabri şerifi (yeşil kubbe) nin karşısında okumanı, sonrada bu kardeşimizin bu mübarek yerlere gelmesi için dua etmeni ve bütün bu yapılanları videoya çekip bana göndermeni istiyorum’ diyordu. Bende dediklerini yaptıktan çektiğim videoları gönderdim. Bu mektubun içeriğini özelden çok özele olduğu için bahsetmek ahlaki olmaz. Görev tamamlandıktan sonra Konya’ya döndük. Aradan birkaç gün geçince, şirkete ziyaret amacıyla uğradım. Tabi mektubun hikayesini merak etmiyor değildim! Selam ve hal hatır dan  sonra, bakışlarımdan anlamış olacak ki  Enver bey  mektup hikayesini anlatmaya başladı.- Geçenlerde bir kardeşimiz umreye gitmek için kayıt yaptırmaya  geldi. Sevincinden havalara uçuyordu. Aynı anda hüngür hüngür ağlıyordu. sevinç gözyaşları yağmur tanesi gibi gözlerinden dökülüyordu. Hem ağlıyor hem de konuşmasına devam ediyordu. Bir ders halkasında bulunduğunu, bu halkada peygamberlerin hayatı anlatılacak, kur’a çekildikten sonra hangi peygamber çıkarsa onu anlatacaklarını, Kur’a sonucunda kendisine, Hz. Muhammed din çıktığını,buna çok sevindiğini söyledi. Allah Resulünün hayatını geniş bir şekilde  öğrendikten sonra, ders halkasında anlattığını bu olaydan sonra Hz.Muhammed’e olan sevgisinin  arttığını anlattı. Mutlaka umreye gitmek  istediğini her nefes alıp verişinde tekrar etti. Allah aşkı ve peygamber sevgisi tüm ruh haline yansıyordu ki bu hal, burda bulunan herkesi etkilemişti. bu duygusal hal karşısında bizlerden akan gözyaşlarını saklamaya çalışsak da  yapamıyorduk. Kayıt olduktan sonra bu kardeşimiz huzur içerisinde evine döndü. Aradan bir kaç gün geçmiştik tekrar ofise geldi. Ama bu geliş normal bir geliş değildi. Hüzünlü ve o kadarda morali bozuktu. Göz yaşları seller sular olmuş halde gelerek;- Hocam hiç sormayın. Başımıza çok kötü haller geldi. Eşimin ortağı bizi dolandırdı. Tüm mal varlığımızı kaybettiğimiz  gibi borç batağına girdik. Çok istediğim umreye gidemeyeceğim. Hiç olmazsa mektubumu oraya gönderin ki bununla Rabbime halimi arz etmiş olayım.- diyerek ofisten gözyaşları içerisinde üzgün ve mahzun halde ayrıldı. - Hocam göndermiş olduğum mektup bu kardeşimizin mektubu. Okuyarak çekmiş olduğun bu videoları ona gönderdim. Çok sevindi mutlu oldu. Bu kardeşimiz den hep beraber çok güzel dualar aldık -dedi.

   Bir insandan dua almak kalbine dokunmak ve halinden anlamanın getirdiği duygusal sevinç ortama cennet esintisi gibi yayılmıştı. karşılıklı duygusal anlar yaşamamıza vesile oldu. Enver bey konuşmasına devam ederek.  -Arkadaşlarla konuşuyor, bir hal çaresi arıyorduk ki, bir kaç gün geçmeden aynı kardeşimiz sevinçten uçarcasına, mutluluk gözyaşları akıtarak.- Hocam, Allah mektubumu ve dualarımı kabul etti. Bizim durumumdan haberdar olan bir yakınımız, tüm masraflar benden, Çok istediğin bu umreye gidiyorsun. Git yazıl. Bizim içinde dua et dedi. Artık sevgiliye kavuşma zamanı. En mutlu insan benim.-sözleriyle hem bizi mutlu etti, hem de kendisi mutluluktan uçuyordu. Bahtiyar olmuş halde bir melek gibi uçtu ve gitti.-Mektup hikayesini böylece öğrenmiş oldum. Sohbeti,bir insan samimi ve içten Allah’a dua eder ve isterse karşılığını mutlaka bulacağını ortak fikirlerimizle tamamladık.

   Şimdi  bu kardeşimiz Allah aşkı ve peygamber sevgisine kavuşup,Umre ziyareti yapmak için hasretle gideceği günü beklemektedir.Dertli olan, Allahtan istek ve talepleri olan nice kullar vardır. En iyisi alın elinize bir kalem ve kağıt. Allah’a içinizden geldiği gibi halinizi arz edin. Kim bilir, belki yarın belki de yarından da yakın  cevabı size ulaşacaktır. Selam ve Dua ile kalın…
 

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Fatma ÇETİN KABADAYI
    1 ay önce
    Ne mutlu, Allah katında duaları kabul olan kuldan daha mutlusu olabilir mi? Bu ziyareti gönülden isteyen herkese nasip etsin Rabbim. Aracı olan sizlerden de Allah razı olsun.