Reklam
Reklam
Reklam
Kürşad TUNCALI

Kürşad TUNCALI

[email protected]

PİŞMANLIK

01 Ağustos 2022 - 00:04

Pişmanlık bir insanın geçmişteki davranışlarından hoşnut olmama duygusudur. İnsanın belirli bir eylemi yerine getirdikten sonra üzüntü, utanç, mahcubiyet veya suçluluk karışımı bir duygu hissetmesi; "Keşke öyle yapmasaydım! diye düşünmesidir". Pişmanlık bir eylemi yerine getirmekten dolayı ortaya çıktığı gibi, eylemsizlikten dolayı da ortaya çıkabilir. "Keşke bir şey yapsaydım!" şeklindeki bir düşünce de pişmanlık olarak değerlendirilir.
          Pişmanlık suçluluk duygusu içerebilir ama genel anlamda suçluluktan farklıdır. Pişmanlık rahatsız edici bir duygu olmakla birlikte etkisi suçluluk duygusuna göre daha zayıf ve daha geçicidir. Vicdan azabı pişmanlığın en güçlü şeklidir ve çok daha derin bir suçluluk bileşenine sahiptir. Utanç ve mahcubiyet duygularının pişmanlıktan farkı taşıdıkları toplumsal ve kültürel unsurlardır. Örneğin toplumun onaylamadığı bir eylemi işleyen bir insan toplumun baskısı yüzünden utanç hissedebilir ama işlediği eylemden kişisel bir çıkar sağlamışsa pişmanlık duymayabilir.
          Görüldüğü gibi pişmanlık durumları kişinin kendi kişisel ya da toplum düzeni içinde ki tepkimeleri sonucunda yine kendi içinde gerçekten kabul ettiği yahut toplumsal gerçeklerin tepkimelerinden doğan ya da doğacak olan sonuç ve yansımalarına göre içsel olarak kabul etmese de alacağı tepkimelerin bir tezahürü olarak yaşadığı duygu durum eylemidir.
          zamanın tek yönlü olduğunun bilincindeki bireyin, değiştirme şansı için yalvarmasıdır pişman olmak. Topluluk içinde aşağılanan, destek görmeyen nadir duygulardandır. Ağlamak/sızlanmak faydasız, düzeltmeye çalışmaksa hepten saçmadır zaten. Ya kabullenip oturmalı; ya da yeniden başlam yoluna gidilmelidir.
          Hassas bir gece. İlhan İrem de gitmiş. Herkes ölecek elbette ama bazıları ölünce çok üzülüyorum. Az önce oradaydı, bi bakıyorsun yok, yani gerçekten yok. Anıları elle tutamıyorsun. Bazısı dokunulabilir değil zaten. Hayatım boyu bir çok konsere gittim. Sinemaya, tiyatroya, etkinlik, şenlik vs. Düşünüyorum da şarkılarıyla, albümleriyle hayatımda bir çok ana tanıklık etmiş ve bir çok "an"ı ölümsüzletirmiş bu güzel adamın neden bir konserine gitmedim mesela. 
          Nietzsche'de mesela ne pişmanlığa yer vardır ne de umuda. Geçmişe ve geleceğe ait olarak ikisi de insanın anını paralize etme karakterine sahip. Pişmanlık yer bitirir; umut öteler, erteler, günü kurtaran halüsinatif ya da geçici bir sevinç, konfor alanı içinde bir motivasyon...
          Yaşamın böyle pretend etmesi süreklilik arz edince bize yığıntı halinde bir hayal kırıklığı gibi görünüyor ama ısrar etmeye ihtiyacımız var, tutunmaya ve tamamlanmaya ihtiyacımız olduğundan. Tamam değiliz çünkü. İhtiyacımız olduğu için sevmiyoruz, sevdiğimiz için ihtiyacımız var. İhtiyacı olduğu için sevenler ailesi, yakınları ve dostlarını bilmem ama sevdiğim için ihtiyaç duyduğum şarkılarında yaşatacağım bir İlhan İrem geçti bu dünyadan. 
         " Yıllardan sonra bu akşam ilk defa
Anılar içinde, başbaşayız seninle
Yıllanmış mektuplar, sararmış resimler
Hepside birer birer gözyaşlarım gibiler
Dokunmayın bu akşam, gözyaşıyla doluyum
Artık resimlerde kalmış, bir sevdanın kuluyum
Hayır ben değilim, ben olamam yanındaki
Hayır ben değilim, yanı başındaki
Böylesine dopdoluyken bugün gözlerim
Nasıl da gülmüşüm, şu resimlerdeki gibi..."

YORUMLAR

  • 0 Yorum