Reklam
Reklam
Reklam
Kürşad TUNCALI

Kürşad TUNCALI

[email protected]

MAĞARA ALEGORİSİ

16 Ocak 2023 - 00:01

     Platon'un ''Devlet'' isimli eserinin yedinci kitabında Sokrates tarafından anlatılan toplumsal cehaletin sebebini ayan beyan açıklayan sarsıcı felsefesi: Mağara Alegorisi. Evrensel ve zamansız metaforlardan birisidir bu alegori ve alegoriyle birlikte Platon; sürü psikolojisiyle özgürlükten uzak ve toplum tarafından belirlenmiş doğruların çizgisinde, kendi algı mağaralarında yaşayan insanları anlatmayı hedefler.

          Her yazım, her anlatım bir hedef güder ve son noktayı koyduğunuzda tamamlanmış bir tablo gibi ortaya bir resim çizer. Öyleyse gelin evvela bahse konu kelimelerden ''Alegori'' ne demektir bunu da bir açıklayalım bilmeyenler içim. Alegori; bir düşünceyi, davranışı ya da eylemi, daha kolay kavratabilmek için onu, yerini tutabilecek simgelerle, simgesel sözlerle, benzetmelerle göz önünde canlandırma işidir.

          Her zaman için aklımda kalan bir konudur aslında ve geçtiğimiz yakın bir dönemde bir film ve dizi platformundaki ''1899'' adında bir dizide de adı geçtiği ve yer verildiğine şahit olmuştum. Orada ki karakterlerden biri olan Daniel bir başka karakte Maura'ya bir yerde der ki; ''”Duvara yansıyan gölgeleri izleyip gerçek olduklarını düşünüyorsun, ama geriye dönüp baksan, o gölgeleri yaratan şeyleri, asıl gerçek olan şeyleri göreceksin. Unuttun. Neyin gerçek olduğunu unuttun. Hatırlamak zorundasın. Uyanmak zorundasın, yoksa uğrunda uyanacak bir şey kalmayacak ve bilincin sonsuza dek buraya hapsolacak.”

          İşte bu replikte çok güzel ve yerinde bir anlatım olacaktır anlamamız ve kavramamız açısından Platon'un Mağara Alegorisini. Acıdan kurtulmak için çabalayıp, daha fazla acı yaratanlar kendinden çok daha fazla şey bulabilirler bu felsefede. Hoş, felsefe biraz da bu değil midir aslında? Şüphesiz felsefe, insanın gördüğü dünyadan çok daha fazlasını anlama çabasının bir sonucudur. İnsanlığın var olduğu günden beri filozoflar bazı düşünceler ortaya atmışlardır. Bu düşünceler onları ortaya atan filozofların adlarıyla anılsalar da zamanla toplumları ve yığınları kucaklayıp onları kucaklamış, sarıp sarmalamışlardır. Toplumlar ve insanlar da onları elbet.

          Felsefe yalnızca bilmeyi değil, anlamayı ve düşünmeyi de gerektirir. Antik çağlardan beri anlatılan ve günümüz dünyasını bile şekillendirmemize yardımcı olan Platon’un mağara alegorisi nedir, bize ne anlatıyor? Bir mağaraya zincirlenmiş üç insandan bahsedilir. Bu insanlar yalnızca mağara duvarını ve birbirlerini görebilirler. Doğuştan beri bu halde olan üç insan, duvarda mağara girişinden yansıyan gölgeleri ve yankı yapan sesleri duymaktadırlar. Yani gerçeklik, onlar için yalnızca gölgeler ve yankı seslerdir.

          Derken bu insanlardan biri zincirini çözer ve kendini mağaranın dışına atar. Yoğun ışık yüzünden geçici körlük yaşadıktan sonra gözü alışarak aslında gördükleri şeylerin yalnızca birer gölgeden ve duydukları seslerin yalnızca yankılardan ibaret olduğunu anlar. Bir akarsu kenarına gidince sudaki yansımasını ve gölgesini görmesi ise her şeyi anlamasını sağlar.

          Büyük bir hevesle mağaraya dönüp bu durumu anlattığı zaman ise arkadaşları tarafından deli olmakla suçlanır. Onları kurtarmak istediğinde zincirli iki insan onun gibi delirmek istemediklerini söyleyerek mağarada kalmayı sürdürürler. Hatta zincirlerinden kurtulmuş olana saldırmayı bile denerler. Ne kadar anlatırsa anlatsın zincire vurulmuş iki insan bu durumu anlayamaz ve hayatlarını orada sürmeye devam ederler.

         Peki nedir bu benzetmeler ve anlamları? 
Mağara: Toplum
Mağarada zincirlenmiş insanlar: Toplumun parçası olan bireyler
Zincir: Toplum içinde yaşayan insanları sınırlayan kurallar
Geçici körlük: Yolunu kaybetme, şaşkınlık hissi
Mağara duvarına yansıyan gölgeler: Toplum tarafından gerçek kabul edilenler
Zinciri kıran insan: Filozof ya da sorgulayan insan

          Anlatıcının amacı ve görevi sadece anlatmaktır bazen. Gözler önüne sermek, iletmek. Herkes kendi gerçekliğinde kendi gerçeklerine inanır ve yaşar. Genel- Geçer kabul görmüş olanlar dışında. Ben sadece kelimelere elçiyim, onları anlamlandıracak ve toplumsal hafıza ile canlandırarak çeşitlendirecek olanlar ise sizlersiniz.  Aslında insanın bütün gerçekliği zihninin İçindedir. Rehber arıyorsak oraya bir bakmamızı öneririm. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Hoşçakalın..!

YORUMLAR

  • 0 Yorum