Kürşad TUNCALI

Kürşad TUNCALI

[email protected]

OF'LU HOCA OLDU NASREDDİN HOCA

10 Temmuz 2023 - 00:00

 Geçtiğimiz hafta da Akşehir'in günceli olan 64. Nasreddin Hoca Şenliğini konu almıştım. Bu haftanın yazısını yazarken dahi idrak ve icra ettiğimiz şenlik şu ana kadar sorunsuz ve planlandığı gibi devam ediyor ve bu yazı elinize ulaştığında Pazartesi son gün içinde olacak. O vakte kadar bakalım ne ola.

  Bu sene şenliğin temsili Nasreddin Hocası ünlü oyuncu Çetin Altay değerli dostlar. Hani şu hafızalarda yer eden namı diğer Of'lu Hoca. Hocalık ona yakıştı ve sanki üzerine de yapıştı handiyse. İki karış hazır sermaye sakalını kesmeye de fırsat bulamadan hocalıktan hocalığa koşuyor maşallah ve hakkını da veriyor bence.

 Öncelikle daha öncekilerine nazaran takma pamuk sakallardan kurtardı hocayı bu özelliğiyle benzerleri arasında ilk defa bir tarz yarattı diyebiliriz. Akşehir Belediyesi bu anlamda iyi bir tespit ve saptama yaparak bu oyuncuyu iyi düşünmüş. Akıl eden ya da edenleri tebrik ediyorum. Baby Face sinek kaydı aktörleri düşününce çok orijinaldi.

 Bir anlamda baktığımız zaman arada ki benzerlikler de yok değil Of'lu Hoca ile Nasreddin Hoca arasında. İki karakter de çok hazır cevap ve tabiri caizse taşı gediğine oturtan tipler ve pratik zekalar. Tamam gerçi Of'lu Hoca biraz da küfürbaz ama zaten iki hoca arasında ki zaman farkına baktığımızda da sanki bu daha anlaşılır oluyor. Çünkü günümüz espri ve mizah anlayışı artık bu güncel ve anlayışta. İnsanlar bel altı, küfürbaz ve daha cüretkar şeylere gülüyorlar.

  Her milletin, her kıtanın mizah ve espri anlayışı kendi içinde diğerlerinden farklılıklar gösteriyor. Ülkelerin adetleri, kültürleri, yaşam biçimleri ve karakterleri bunda belirleyici unsurlarken bile yine aynı coğrafyada ki insanlar arasında farklılıklar var mizaha bakışlarında. Bana komik gelen bir başkasına gelmeyebiliyor. Kısaca zor iş insanı güldürmek, eğlendirmek. Usta işi bir konuda baya usta olmanız lazım yani.

 Ben bu anlamda Çetin Altay'ı da şu sebepten de biraz yakıştırdım Nasreddin Hoca konseptine. Bilinir ki Nasreddin Hoca çok ezelden beri bize biraz da müfredat gereği sadece bir güldürme, mizah ustası gibi lanse edildi. Tıpkı Yunus Emre'nin de  elinde bir saz ile halk ozanı olarak servis edildiği gibi. Lakin Nasreddin Hoca aynı zamanda bir hoca idi adı üstünde dini ve tasavvufi bir birikimi ve duruşu da var yani. Bu mübarek yalnızca bir şovmen değildi. Belli bir duruşu, ciddiyeti, ağırlığı da vardı.
 Biz günümüz aklıyla baktığımz da bazen komedi ve mizah, şaklabanlığa, eski tabirle soytarılığa da çalan bir şeye evrilebiliyor. O değil işte. Nasreddin Hoca'nın duruşu daha felsefi, daha sosyolojik ve derin. Bakınız Karagöz-Hacivatlar, Kavuklu ve Pişekarlar, Orta Oyunları, Meddahlar vb. Türk Mizahında zaten basit, salt eğlendirmeye yönelik bir mizah yokken bile Nasreddin Hoca benzerleri ve türevleri arasında diğerlerinden yine ayrılıyor.

 Çünkü misal verecek olursak eğer Karagöz-Hacivat'ın esprisi ne? İşte yanlış anlamalar, senkronize ve spontane gelişen yanlışlıklar, laf dalaşları, kafiye ve heceli esprilerle devam eden bir mizah döngüsü değil mi? Evet, işte bu anlamda Nasreddin Hoca'nın esas amacı ve gayesi salt mizah yapmak değil. Yeri geldiğinde ciddi bir konu içinde taşı da gediğine de koyuvermek. Temelinde yine bir öğreti bir ders var. Çetin Altay'ın gördüğüm, bildiğim kadarıyla filmlerinde, sinema perdesinde yansıttığı o Of'lu Hoca'da aslında yılışıklığı mizah diye sunmayan gayet ciddi ve hatta çatık kaşlıyken bile insanı güldürebilen bir karakteri var.

   Normalde de baktığınız zaman mizacı biraz öyle. Bu belki tipik Trabzon, Karadenizli genlerinden de kaynaklanıyor olabilir ama çok zor olanı başarmak mizahta budur işte. Bu şekilde güldürüp eğlendirebilmek. Velhasılı umarım gelecek senelerde de görürüz kendisini. Eğer geçmiş yıllarda olduğu gibi Akşehirimizin kendi isimlerinden bir Nasreddin Hoca çıkaramayacaksak tabi! Yeri gelmişken söyleyeyim bu yıl biraz da şenlikler geçmiş geleneklerinden ve ritüellerinden eksen kayması yaşadığı için bazı kesimlerce eleştiriyor ve halka mal olan bir karakterde halka mal olan bir gelenekselleşmişlikte biraz haklılık payları da yok değil esasında. Bu anlamda geçmişe dönük gelenekçi yapıyı gelecek yıllarda koruyabiliriz diye düşünüyorum.

Neyse artık bağlayalım dostlar. Son olarak diyorum ki; umarım Çetin Altay da bu süreçten etkilenmiş olsun da İstanbul'a o sinema camiasına döndüğünde bizi, Akşehir'i, Hoca Nasreddinimizi sinema perdelerine yahut dizi kanallarına taşıyacak projelerin gelişimi ve yapımında ön ayak olsun. Günümüzde Mevlanalar, Yunus Emreler vb gibi benzer tarihi filmler ve diziler çekiliyor ve rağbet görüyorken. Hepinize mutlu haftalar ve eğlenceli, mizahlı günler dilerim...
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum