Reklam
Reklam
Reklam
Kürşad TUNCALI

Kürşad TUNCALI

[email protected]

NASREDDİN HOCA'YI ANLAMAK

15 Ağustos 2022 - 00:07

 Değerli okurlarım bu hafta ki köşemde geçtiğimiz günlerden birinde kaynakları karıştırırken rastladığım bir araştırma ve inceleme ile Nasreddin Hoca hakkında yazılmış bir makaleden yola çıkarak ve dünyanın tam ortasında, kitabı sürekli tam ortasından açarak okuyan, Akşehirimize mal olmuş bu değerli din adamı, düşünür ve filozofumuzu bir başka açıdan tekrar değerlendirmek ve farklı bir bakış açışıyla onu yeniden anlaya çalışmak adına bir şeyler yazmayı istedim.
          Türk halkının ve Akşehirlinin sözünün temsilcisi olan Nasreddin Hoca, geçmişten geleceğe akıp giden kültürel değerlerin ölümsüz taşıyıcısıdır. O, mantık ve gönül dünyasını ortak noktada birleştirerek okuyucusunu ironi ve mizah unsurlarıyla güldürürken düşündüren, hatalarını göstererek düzeltme imkânı veren geleneğin dirilmesine ve yaşatılmasına sonsuza kadar hizmet eden gönüllü bir rehberdir.  Ata kültüne bağlılığı, mitolojik sembolleri kullanarak hafızalarda yeniden güncellemeyi amaçlayan Nasreddin Hoca, aynı zamanda evrensel nitelikli mesajlar vererek insanoğlunun bireyleşim sürecine de olumlu katkılar sağlamıştır.
          Türk folklorunun önemli taşıyıcı güçlerinden birisi olan Nasreddin Hoca;  zeki, bilgili, sevimli, pratik zekâ sahibi, saf ve çıkarsız bir bilge olup, ana-baba-çocuk ve yetişkin rolleriyle Türk halkının kültürünü, engin zekâsını, dünya görüşünü yansıtmaya, davranışlarını, çatışmalarını çözümlemeye çalışır. O, geçmişin yaşanmışlıklarla dolu tecrübelerini, akıp giden zamana sızdırarak sonsuza yürüyen bir kahramandır. Nasreddin Hoca bir anlamda, Türk halkının fıkraya dönüşmüş yüzüdür. Nasreddin Hoca, mitolojiye ve halk inanışlarına dair fıkralarında, iki temel görüşü savunur: 1.Gelenekleri ve mitleri önceleyerek, günümüz dünyasına mizahla taşıyıp onları yeniden canlandırmak.  2.Yaşanan zamanın ihtiyaçlarını karşılamak için mit veya inanışları, yeni bir söylem, ironik bir dil ile yeniden ifade etmek.  
          Kişinin kimliğini yani özünü, iç dünyasında sürekli olarak büyüyen dil, din, bilinç, örf, âdet, gelenek ve görenekler yumağı sağlar. Bu değerler  bütünü kişiyi, geçmiş ve gelecek arasında önemli bir merkez konumuna taşır. Nasreddin Hoca, fıkralarında hayatın her aşamasında gerçeklerle yüzleşmek isteyen ya da bu zorunluluğu hisseden insanı canlandırır. Bu yüzden sık sık geçmişe sırtını dönmeyen bir toplum olmamızı öğütler. Eşeğine ters binerken dahi çevresine mesaj vermeyi ihmal etmez. 
          Nasreddin Hoca, “öteki” olmaya karşı olduğu gibi ötekileşmenin önlemlerini de almıştır. Nasreddin Hoca, öğrencileriyle derse giderken eşeğe ters biner. Sebebini soranlara da: “Vallahi, doğru binsem ardımda kalıyorsunuz, siz önde gitseniz ben ardınızda kalacağım, en iyisi böyle yüz yüze gitmek.” diyerek, geçmişe sırtını dönenleri ironikleştirir. Hoca’nın eşeğine ters binerek önde yürümesi, onun hem statüsüne uygun davrandığını hem de yüksek statüsü ile halk arasındaki kopukluğu önlemiş olduğunu gösterir. Nasreddin Hoca bu fıkrada, geleceğe yönelik adımlar atılmasının gelişim açısından önemli olduğunu yalnız, öncelikli olarak geçmiş ile kurulması gereken bağın ihmal edilmemesini önemle vurgular. “Kuantumcu görüşe göre, bir an önce ben olan benlik her yeni deneyimin sonucunda oluşan yeni dalga fonksiyonuyla çakışması yüzünden, aynı zamanda hem bir sonraki şimdi hem de gelecek benliğimle bağlantılıdır.” Nasreddin Hoca da, geçmiş ile gelecek arasında bugünü temsil eder. Nasreddin Hoca’nın kalbinin halka yönelik olması, varlığının gönül bağı kurduğu halkına, geçmişine sıkı sıkıya bağlı olduğunun ifadesidir. Nasreddin Hoca, medeniyet için kişinin tarihî kökleri bulunan bir ağaca (doğuya) bağlanmasını ve uzlaşımsal anlamda geleceğe (batıya) dallarıyla çiçeklenip dağılmasını öğütler. Nasreddin Hoca’nın, geçmişten bugüne taşıdığı kültür köklerini, nesillerin ortak paylaşım değerleriyle kalıcı ve sürekli kılması, sahip olduğumuz kuantum sistemini biçimlendirir. 
          Aslında yazmaya devam ettiğimiz takdirde üzerine kitaplar ve hatta cilt cilt ansiklopediler dolusu çıkarımlara gidebileceğimiz çok geniş ve kapsamlı bir konu Nasreddin Hoca. Lakin köşem dar ve kısıtlı. Dünya döndükçe Nasreddin Hoca, dünyanın ortasında, Batı Cephesi Akşehirden de öte tüm dünyayı ve hatta evreni kapsayıp kucaklayacak kadar geniş, büyük ve evrensel bir karakterdir. Her daim güncel ve zamanın her anında ilk başvurulacak el kitabı gibidir onu anlamak ve dersleinden ders çıkarmak. Gülmecenin başkentinden sevgi ve selamlarımla..

YORUMLAR

  • 0 Yorum