Reklam
Reklam
Reklam
CELAL MAHMUT SOLAK

CELAL MAHMUT SOLAK

[email protected]

TRİBÜNDEN GELEN SESLER MAZLUMUN SESİNİ KISIP ELEŞTİRİLENLERE BENZENİLİYORSA KAYBEDİLİR.

04 Ekim 2021 - 00:12

Siyasi partilerin iktidara talip olması ve iktidar olacağını, iktidarda kalacağını, ülkeyi yöneteceğini beyan etmesi gayet normal karşılanabilir.
1. Seçim anketleri ve Yargıtay’ın siyasi parti kayıtları incelendiğinde; 
a.Bazı siyasi parti üye kayıt sayısının diğer tüm siyasi parti üye sayısının toplamından daha fazla olduğu,
b.Anketlere göre barajı geçemeyecek görünen bazı siyasi parti üye sayısının, barajı geçen siyasi parti üye sayınından daha fazla olduğu,
c.Anketlere göre barajı geçemeyecek görünen bazı siyasi parti üye sayısının, bazı yeni kurulmuş partiye katılan üye sayısından daha fazla olduğu,
d.Bazı siyasi parti üye sayılarındaki düşüşün diğer bazı siyasi parti üye sayısının toplamından daha fazla olduğu görülmektedir. 
2. Hal böyle olunca;
a.Eğer siyasi parti üyelerinde aidiyet ve örgüt kültürü oluşmamış ise o üye sayısındaki artışa güvenmemek gerektiğine inananlardanım.                                                    
b.Üye artışı bir başarıya dayanmıyor ise bu durum geçicidir. 
c.Hele hele bu durum sadece diğer siyasi parti başarısızlığına dayanıyor ise nereden estiği belli olmayan bir rüzgârla daha önceden partisine aidiyet bağı ile bağlı olan üyelerin yine eski partilerine oy verme eğiliminde olması da muhtemeldir.
d.Liderlerin, yöneticilerin ve yönetilenlerin içlerinde tutku, hayal ve amaç yokta sırf birileri gitsin de ne olursa olsun şeklindeki tavrın siyasi cinnette dönüşme ihtimali de yüksektir.
e.Bazı siyasi partilerin birkaç ilde seçmen yüzdelik diliminin kendi ortalamasının çok çok üzerinde olması o ildeki temsilcilerin kişisel yeteneklerine, sevilmesine ve/veya diğer siyasi parti temsilcilerinin başarısızlığına, sevimsizliğine dayanma olasılığı da yüksektir.
f.Bazı illerde de ittifakların küçük ortaklara daha az yaradığı, büyük ortaklara hizmet ettiği görülmektedir.
3. Liderler, Yöneticiler ve Yönettiğini Zannedenler…
a.Sadece liderin, bir grup, zümre yada güçlünün değil davanın ve bütün emekçilerin lideri olunmalı,  
b.Ülkemizin bekası ile hiçbir beka eş tutulmamalı, yönetilenlerin akılları kiralanmaya kalkılmamalı,
c.Makamlara yalaka, şaklaban, eş, dost, yandaş ve onların yakınlarını atamak yerine ehliyet ve liyakat sahibi kişiler atanmalı,
d.Lider, taraf olan ve taraf olmayan ayırımı yapmadan bütün herkesi kucaklayabilmeli, kadrolara hak ve hakikati haykıracak insanlar istihdam edilmeli,
e.Halka hizmet Hak’a hizmet vesilesi olarak görülmeli, seçenin aklıyla alay eden algı siyaseti güdülmemeli, 
f.Yönetim ekipleri biat edenlerden değil liyakat sahibi ve artı değer katan insanlardan oluşturulmalı, ortak dil, üslup ve aidiyetin kazanılmasını sağlanmalı, dürüst liyakatlilerin yerine; çapsız sadakatliler, her devirde ve her dönemde tarlasını yağan yağmurun altına taşımayı becerebilen adamlar ön plana çıkarılmamalı,
g.Yönetim kurulları oluşturulurken demokrasi örneği verilerek görev, yetki ve sorumluluklar yönetimlerle paylaşılmalı, 
h.Adalet, verimlilik, istişare, şeffaflık ve hesap verebilirlik en önemli ilke olmalı,  güçlü ve egemenlerle alacakaranlık kuşaklarında anlaşmalar yapılmamalı, 
ı.Hakikat adına itiraz edenler ile hakikatin yanında saf tutanlar korunmalı, zorunlu olmadıkça birlikte yola çıkılanlar, yolda emeği ve mücadelesi olanlar kaybedilmemeli,
i.Her türlü eleştiri ve öneri ciddiyetle değerlendirerek sorunlara çözüm üretilmeli, ortak akıl ve istişare kanalları kullanılmalı, Sizin gibi düşünmeyen herkes hain ilan edilip kulp takılmamalı,
j. Ortaya çıkabilecek sorunlar hakkaniyet içinde ve kişileri yıpratılmadan çözüme kavuşturulmalı, suç günah keçilerine yıkılmayıp, asıl sorumlularına dokunulmalı, testiyi kıran ile suyu getiren aynı kefeye konulmamalı,
k. İç problemler hiçbir gerekçeyle sosyal medya veya başka mecralara taşınmadan iç kurullar çalıştırarak çözüm yoluna gidilmelidir. Son söz olarak: Yakınlaşılan düşmandan dost olmaz; fakat uzaklaştırılan dost düşman, muhalif olabiliyor.  Herkes karşı safta birleşince de safların dağılması, yıkılması yazgı olur.  Bu yazgıdan kurtulmak için dostların çoğaltılması, muhaliflerin azaltılması gerekir. Dost diye saflara katılan iki iyi yüzlü, münafık tipli kişiler, iyileri kovar, muhaliflerle beraber köşe başlarını tutarlar. Unutmayalım; topraktan geldik, yine toprak olacağız. O pak toprağı, çirkefleşerek kirletip çamurlaştıranlardan olmayalım…

YORUMLAR

  • 0 Yorum