GATA olarak bilinen Ülkemizin ilk askeri hastanesi olan “Gülhane Seririyat Hastanesi” 1898 tarihinde açılmıştır. Birinci Dünya savaşı yıllarında, harp hastanesi olarak Çanakkale’den getirilen ağır hastaların tedavilerine tahsis edilmiştir. 1923’ten itibaren klinik, okul, tıp akademisi olarak verem, sıtma, frengi, göz hastalıklarına karşı başlatılan savaşta askeri doktorlar ön saflarda yer almışlardır.
Askeri eğitim de almış doktorlar cephenin her safhasında askerlerinin yanında, askerin yaralanmasında ilk müdahale yapabilecek şekilde, sıhhi tahliye ve tedavinin yanında harp cerrahı olarak yetiştirirlerdi.
Milli birlik ve beraberliğimizin yiğitleri gazilere tedavi sırasında öncelik sağlayarak katkı sunan ‘ Yanık Merkezi, Rehabilitasyon Merkezi, Harp Cerrahisi ve Psikolojisi ‘ gibi bilim dalları Sağlık Bakanlığı bünyesindeki hastanelerimize yük olmadan, katkıda bulunup birçok alanda öncülük etmekteydi.
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişimi sonrasında çıkarılan KHK ile Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı olarak başta asker ve sivillere hizmet veren GATA, 35 Askeri Hastane, 600 sağlık merkezi ve sefer görev hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir.
Gerek yurt içinde gerek yurt dışında terörle mücadele amaçlı askeri harekâtlar ile barış gücü harekâtları devam etmektedir. Askeri harekâtın bir parçası olan askeri sağlık hizmetinin askerliği ve operasyonel mantığı bilen kişilerce verilmesi gerekmektedir. Kara Kuvvetleri personeli; harekât ve savaş durumunda konuş yerlerinden uzakta, Deniz Kuvvetleri personeli; gemi ve denizaltılarla uzun süreli denizde, Hava Kuvvetlerinde; uçuş doktorluğu, Jandarmada; terörle mücadelede askeri doktorun operasyonda bulunması artı bir kuvvet çarpanıdır.
Terör bölgesinde bulunan asker hastanelerinin güvenlik seviyesi üst düzeyde, tüm personeli özel araştırmalardan geçirilerek görevlendirilmiş olması özelliği ile hasta veya yaralının güvenle kalabilmesi bakımından da özel önem arz etmektedir.
ABD, Çin, İngiltere, Rusya, Almanya gibi dünyada 115 ülkenin askeri hastaneleri ordusuna hizmet vermektedir. Küresel olarak mücadele içerisinde olduğumuz soğuk savaş, virüs bize tıbbın, sağlığın, hastanenin ne kadar öncelikli olduğunu göstermiştir.
Askeri sağlık personeli 7 gün 24 saat esasına göre çalışan, yaralı askerlerimize hizmet ederken ailesini bile unutan insanlardan oluşmaktadır. Askeri hastaneleri kapatmak yerine önleyici tedbirleri alarak, Türk Ordusunun bünyesinden ayrılan askeri hastanelerin ve askeri sağlık sisteminin tekrar Türk Ordusu bünyesinde yaşanmış tecrübeler ışığında, ortak akıl ile yapılandırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
YORUMLAR