Reklam
Reklam
Reklam
Kürşad TUNCALI

Kürşad TUNCALI

[email protected]

VAZGEÇTİM NOKTA NET

14 Kasım 2022 - 00:04

Seviyorum ben galiba vazgeçmeyi. Başlangıçta hayat beni ne kadar zorlasa da, fazla karamsar gelse de ara verip dinlenerek vazgeçiyorum baştan beri bana ağırlık veren, irtifa ve güç kaybettiren her his, her insan ve külfetten. ''Dinlen dinlek kaç'' diye bir tabir hani amiyane toplumda sıkça söylenen. Dinlenip dinlenip kaçıyorum beni yavaşlatan, ağırlaştıran ve kötü hissettiren herşeyden. Hatta topuklarım da kıçıma değiyor kaçarken yalan yok hani. Böylesi daha kolay artık yıllara direnerek eskimiş, köhnemiş ve elbet yorulmuş kalbime, yüreğime.

          Hani herkes adına da şimdi başlarda hayat zorlar diyerek kimseye, hiç bir şey için bir önyargı da oluşturmak istemem ama kimse kusura kalmasın öyle iyimser de olamayacağım hani. Pesimist görünebilirim gözünüze ama şirinde görünmek değil amacım. Kafam çok dolu. Biliyorum başıma gelecekleri. Karamsar olduğum ve kafamın bu denli dolu olduğu günlerde yazmaya devam etmek; ayağıma taş bağlayıp ya da beton döküp denize atlamak gibi olur. Olsun bakalım olacak olan, olmakta olacak olan da gelsin. Nasılsa vazgeçişsel bir tören içindeyim bu ara. Ondan da vazgeçerim.

          Biraz mola verip, kendimi toparladıktan sonra devam edeceğim yine handiyse kendimden vazgeçiş noktasına kadar beni taşıyacağından emin olduğum ve sımsıkı hayaline sarıldığım o öfkemin. Efendim çok teşekkür ederim, sizi tanıdığıma çok ama çok memnun oldum Kürşad Bey, nasıl da güzel yenildiniz bir hayatın sonbaharında diye memnun olduğum bir replik bırakıyorum buraya. Buyurmaz mısınız? Bir kuple de siz alın isterseniz. Rahatlatıyor.

          Şimdi burda öylece durup size yeraltı edebiyatı yapacak değilim ama yüreğimiz şu Kasım günleri kadar kapalı ve basık, soğuk ve ağır artık olan bitene. Bizi üzenler, üzdüklerimiz, vazgeçtiklerimiz ve vazgeçenler. Yine mi vazgeçmek dedim ben ne çok vazgeçiş. Sert, eleştirel bir üslubun argo dilin kullanıldığı bir makale olsun istemiyorum ama diğer yandan da susarak sövüyorum konuşmadan küfrediyorum yalan değil hani. Normal yaşamlar ve aykırı insanlar böyle yapmazlar mı?

          Hisleri olmadığı için çevresindekilerle bağ kuramayan, hayatlarında bir amaç ve huzur bulamadıkları için birlikte içsel bir kaçışa sığınanlar. Tüm olumsuz özellikleri bünyelerinde toplamış antikahramanlar, Hayat boyunca karakterlerinin varoluş sancılarına tanıklık edenler... Bla, bla, bla... Kıl, tüy, yapağı... Her zaman bir yol var, iki de olabilir bir de alternatifi olmalı yolun tabi ama iki yol da çetrefilli. Birinin hayattan vazgeçişini, diğerinin hayata tutunma çabasını yazar okura anlatmıyorsa yaşatıyordur illa ki. Her ikisini de yapmıyorsa yazmazdır o. Mezar kazıcısı nebbaştır ya da. Kendi cenazesinden dönmüş bir ucube hortlak.

          Ama bil ki zihnin cehennemindir, aklın araf. Hayat boyunca zihnindeki cehennemi hissediyorsun ve aklın arafta, arada kalıyor. Yalnızlık hissinin, varoluş sancılarının hakim olduğu bir cehennem çukurudur benliğin. Kaybettiklerinle azala azala çoğalırken kalabalık yalnızlığın, bir sigara yakıp uzaklara bakarken kendi yüzüne üfürdüğün bir lav dumanı gibi ezersin izmaritinde ayaklar altında yükselen o boğucu kesif ve katran yalnızlığı.

          Ne diyebilir bir yazar tam da burada açılası bir parantez, bir tırnak içinde özetle okuruna? "Mucizeler bitti. Doğmak yeterince mucizevi. Başka bir tane daha beklemek aptalca. Ölmek de ikincisi. Bunların arasında da hiçbir şey yok. Kimse beklemesin..."  Aksini iddia eden hemen vazgeçsin çünkü sonuna iknası güç bir nokta (.) bırakacağım bir cümlenin başına gelebilecek en gülünç, en ironik şey olur bu. Yapmayın. Nokta (.)

YORUMLAR

  • 0 Yorum