Reklam
Reklam
Reklam
BÜLENT KESKİN

BÜLENT KESKİN

[email protected]

Ya Kitaplar Olmasaydı?

28 Mart 2022 - 00:04

Böyle bir soruyu duyduğunuzda insanlar ne cevap verir diye düşündünüz mü bilmiyorum ama soruyla başlayan bir başlığı okuduktan sonra arkasından da bu soru cümlesini duyunca muhtemelen aklınızdan değişik cevaplar geçmiştir. Belki bazılarının ‘hiçbir şey olmazdı’ bazılarının ‘dünya olmazdı’ bazılarının ise sadece suskun kalacaklarına dair fikirler havada uçuşa da bilir. Hepsi ihtimal dâhilinde…
            İnsanoğlunun yazıyı keşfetmesinden sonra bin bir güçlükle öğrendiklerini, fark ettiklerini, uzun uğraşılar sonucunda elde ettiği bilgileri ve birçok şeyi kendilerinden sonra gelenlere aktarma güdüsüyle değişik şekillerle nesnelerin üzerine belirtmesiyle başlamış aslında bütün serüven! Önce mağara duvarlarına ve düz kayalara sonra çamura ve dolayısıyla kil tabletlere, papirüslerin üzerine, öncelikle ceylan olmak üzere derilerin üzerine, devasa mermer bloklara kendilerinin anlayabilecekleri biçimde yazılmış. Kâğıdın keşfi ve yaygın kullanımıyla elle yazılırken matbaanın icat edilmesiyle durum bambaşka bir mahiyet kazanmıştır. Çünkü kitaba ulaşmak insanların çoğu tarafından oldukça zorken artık bu zorluk aşamalar hâlinde ortadan kalkmıştır. Okuma ve yazma bilenlerin sayısının çoğalmasında özellikle matbaanın etkisi yadsınamaz. Şu da denilebilir ki bilimin gelişmesi, yazılan ve basılan kitaplara insanların ulaşabilmeleriyle doğrudan ilintilidir.
            Ortaçağa kadar el yazmaları kitaplardan oluşan kütüphaneleri kurabilmek oldukça zor olsa da günümüzde çok kolaydır. Basılı eserlerin yanında, iletişimin kolaylaşması yüzünden interaktif yollar kullanılarak çoğu insanın tahayyül bile edemeyeceği sayıda esere ulaşabilmesinin yolu açılmıştır. Bu ve bunlar gibi kolaylıklar kitaba ve onunla aktarılan bilgiye ulaşmanın kolaylaşmasını sağlamıştır.
            Şimdi başta sorduğum sorunun cevabını verecek olursam şunu diyebilirim ki kitaplar olmasaydı bence dünya böyle olmazdı, olamazdı. Hangi konuda olduklarını, içeriklerinin neler olduğunu ayırt etmeksizin söylüyorum bu sözümü!Sırf bu sebepten ötürü istisnasız her evde bir kütüphane olmalıdır! Yalnız o kütüphanedeki kitaplar sadece koleksiyon gibi, görüntü tamamlayan bir nesne gibi görülmemeli, okunmalı, okutulmalı ve gerektiğinde yeniden gözden geçirilmelidir. Birtakım imkânsızlıklar sebebiyle bu sağlanamadığı takdirde devletimizin her ilçede, okullarda kurduğu kütüphanelere gidilmeli, oradan ödünç kitap alınıp, içeriğindeki bilgilerden yararlanılmalıdır. Bu insanoğlunun tekâmülü için her daim gereklidir. Okumak, yeni bilgiler öğrenmenin herhangi bir özel yaşı yoktur. Nefes alabildiğiniz her an okumanın ve yeni bilgiler öğrenmenin mümkün olduğu zamanlardır.
            Bu haftanın Kütüphaneler Haftası olması münasebetiyle kısa da olsa bu yazımda kitaplardan bahsetmeye çalıştım. Şayet bu yazıyı okuduysanız sizden istirham ediyorum ki ya bir kitabevine gidip bir kitap alın, ya da internette kitap satan birçok sitenin birinden beğendiğiniz herhangi bir kitap/kitaplar siparişi verin! Hangi yazarın hangi kitabı olursa olsun elinize geçen bu kitapları okuduktan sonra ya kendi kütüphanenize ya yakınınızdaki bir okulun kütüphanesine ya da bulunduğunuz yere yakın bir halk kütüphanesine götürüp hediye edin. Bu yazının altına da bu kitapların adını ve bağışladığınız yerleri de yazabilirsiniz, bu da tamamen size kalmış!
            Kitap dolu bir dünya temennisiyle…
           
           
           
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum