Reklam
Reklam
Reklam
Kürşad TUNCALI

Kürşad TUNCALI

[email protected]

UZUN YAĞMURLARDAN SONRA

31 Ekim 2022 - 00:02

Akla ilk gelen 6 şairin içinde vefat ettiği Kasım ayı, şüphesiz 12 ay içinde en hüzün veren aylardan biridir. Şiir için belki de en hüzün verenidir. Eylül gibi, Nisan gibi. Bazı ayların adları bile kelime olarak hüzünle tınılar bırakır insanın hafzalasına ya. İşte öyle. 

          Akla ilk gelen isimlerden biridir Orhan Veli mesela. Orhan Veli Kanık bundan 70 yıl önce 14 Kasım 1950'de vefat etti. Üstelik daha 36 yaşındaydı hem de aramızdan ayrıldığında.  "İstanbul'da, Boğaziçi'ndeyim, Bir fakir Orhan Veli; Veli'nin oğlu; Tarifsiz kederler içindeyim" dizeleriyle kısa bir özetini geçmiş olabilir miydi bu kısacık ömrün.  Garip akımının kurucularından olan şair, kalıplara karşı çıktı ve sokaktaki insanın söyleyişini şiir diline taşıdı.

          Geleneklerin dışına çıkan üslubu, yalın anlatımı önceleri küçümsendi, eleştirildi. Ancak zaman geçtikçe ona hayranlık arttı. Hatta her şeyin şiire konu olması, sıradan insanı konu edinmesi birçok şairi etkiledi. Fakat Orhan Veli en çok da "İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı" dizeleriyle ve İstanbul şairi olarak anıldı.

          Yahya Kemal Beyatlı, 1 Kasım 1958'de vefat etti. Yahya Kemal Beyatlı'nın şiirlerinde Osmanlı coğrafyası geniş yer tutuyor. Fakat İstanbul'un ayrı bir yeri bulunuyor. Aziz İstanbul'un aziz şairinin ismi bugün İstanbul'da bir müzede yaşıyor ve yaşatılıyor. Yahya Kemal, şiirlerini mükemmel hale getirmediği gerekçesiyle kitaplaştırmadı. Ölümünden sonra Yahya Kemal Enstitüsü kurularak eserleri yayınlandı.

          ''Artık demir almak günü gelmişse zamandan,/ Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.'' dizelerini kim bilmez ki. Meçhule değil, ebede giden bir geminin son olmayacak bir başka yolcusu olarak aramızdan ayrıldı, gitti.

          Hecenin Beş Şairi'nden biri olan Faruk Nafiz Çamlıbel, 8 Kasım 1973 yılında ayrıldı aramızdan. 10'ncu Yıl Marşı'nın yazarlarından biri. Han Duvarları, Sen Neredesin ve en çok da Suat Sayın'ın bestesi ile İntizar şarkısına dönüşen Kıskanç şiiriyle hafızalara kazındı. "Sakın bir söz söyleme, yüzüme bakma sakın, sesini duyan olur, sana göz koyan olur." desem kimlerin acaba hangi sanatçıdan çınlar kulaklarında sesi?

          "Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın", "Bir gece ansızın gelebilirim" gibi şarkılarla da kalplere dokunmuş bir şair Ümit Yaşar Oğuzcan, 4 Kasım 1984 senesinde ebediyete intikal etti. Etti ama sağlığında da edebiyata ne intikal etti ama! Hayatta yaşadığı trajediler ilhamı oldu hep kendine ve acılarla beslediği şiirlerine.

          Tıpkı oğlu Vedat'ın Galata Kulesi'ndeki ölümünün ardından yazdığı şiirindeki gibi."Bir adam düştü o gün Galata Kulesi'nden. Kendini bir anda bıraktı boşluğa; Ömrünün baharında, bütün umutlarıyla birlikte paramparça oldu. Bir adam düştü Galata Kulesi'nden; Bu adam benim oğlumdu gencecikti Vedat."

          28 Kasım 2002'de aramızdan ayrılanbir başka şair ve söz üstadı da, Melih Cevdet Anday. Hep farklıyı arayan ve deneyen tarzıyla şiirdeki yenilik ve değişim sembollerinden. "Ben de her insan gibi gençliğimde şiir yazdım. Evet her insan gençliğinde şiir yazar ve sonra bırakır. Şiiri devam ettirenlere şair diyorlar." diye buyurmuştu haklı olarak yaptığı şey için. 

          Gülten Akın. Aaah Gülten Akın, ''Ah, kimselerin vakti yok/ Durup ince şeyleri anlamaya''  demiştin ya hani, ''İlkyaz'' şiirinde. (Ne severim ama Bahar'a Bahar ile birlikte, ''İlkyaz'' demeyi. Tıpkı, Sonbahar'a, ''Güz'' demeyi sevdiğim gibi!) İlkyazında da aynıymış, olmayacağın son yazlarında da insanlar. İnceliklerin şairiydin sen. 

          “Sen yağmurlu günlere yakışırsın
            Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
            Islanan yapraklar gibi yüzün ışır
            Işırsa beni unutma
            Yeni dostlar yeni rüzgarlar gelir geçer
            Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuturlar
            Kahredersin başın önüne düşer
            Beni unutma”

YORUMLAR

  • 0 Yorum