İslami kaynaklarda, insanların gereğini yerine getirmekle yükümlü oldukları haklar vardır. Bu haklar, Allah’ın Hakları ve Kulların hakları şeklinde başlıca iki kısma ayrılır. Bazı Kaynaklarda bunlara bir de hem Allah hakkı hem kul hakkı sayılan haklar eklenmiştir. Allah’ın hakkı; emri ne saygı, kul hakkına ve kamu hakkına riayet, Allah’ın yarattıklarına şefkat deyimleriyle ifade edilir. Allah’ın emrine saygı, O’nun varlığına ve birliğine iman edip hükümlerine uymakla gerçekleşir. Kul hakları ise, genellikle insanların canları, bedenleri, ırz ve namusları manevi şahsiyetleri, makam ve mevkileri, dini inanç ve yaşayışları gibi konulardaki kişilik haklarıyla mallarına ve aile fertlerine ilişkin haklarından oluşmakta ve bunlara yönelik olarak yapılan kötülükler, verilen zararlar kul haklarına tecavüz sayılmaktadır. Belli bir kişiye verilen zararlar yanında; zimmet, rüşvet, faiz, kumar, irtikap, karaborsacılık, fırsatçılık fitne, menfaat grupları oluşturma, idari baskı ve zulüm gibi ammenin maddi ve manevi haklarına ve menfaatlerine, huzur, güvenlik ve refahına zarar verme sonucunu doğuran her türlü faaliyet kul hak kına tecavüz sayılıp yasaklanmıştır. Öte yandan kul haklarına dair hükümler aynı zamanda Allah’ın koyduğu hükümler olduğundan bunlar da geniş anlamda hukukullah içinde görülmüş ve bu hakların gözetilmesi Allah’ın emri ne saygı olarak değerlen dirilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de, bir çok ayette hak ve hukuklar bildirilmiştir. Bir kimsenin, her ne şekilde olursa olsun kendisine ait olmayan bir şeyi haksız yoldan elde etmeye kalkışması kul hakkına tecavüzdür İnsanların hırsızlık, ölçü ve tartıda hile yapma, emanete hıyanet, kumar, tefecilik, dini ve makamını kullanarak kazanç elde etme, zimmet, irtikâp, ticarette hile, fiyatından fazlasına satma vb. gayri meşru yollarla birbirlerinin mallarını yemeleri yasaklamıştır. iftira, alay etme, arkadan çekiştirme, kötü lakap takma, suizan, kusur arama, gıybet gibi tutum ve davranışlarla başkalarının inançları, dini tercih ve yaşayışları üzerinde baskı kurmaları İslam hukukun da yasaklanmıştır. Kur’an; zenginlerin mallarında yoksulların da haklarının olduğu, Kul haklarıyla ilgili bu genel buyruk ve yasakları yanında, birçok ayette özellikle kadınlar, akrabalar, komşular çocuklar ana,babalar, yetimler,yolcular, engelliler ve umumiyetle haklarını korumak tan aciz olanların hakları üzerinde durulmuştur. Kul haklarını ihlal mahiyetindeki tutum ve davranışların, tek tek veya grup halinde zikrederek; yanlışlığını kötülüğünü, dünya ve ahirette doğuracağı zararları anlatan pek çok hadis vardır.
Bunlardan Bazıları; ”Bizi aldatan bizden değildir.‘ Müslüman, Müslümanın kardeşidir; Ona yalan söylemez, ihanet etmez, kötülük yapmaz, onu aşağılamaz, kötülük edebilecek birinin eline bırakmaz’ (Buhari, meẓalim, 3).‘Hiç kimse kendisi için beğenip istediğini din kardeşi ve komşusu için de istemedikçe, komşusu onun kötülüğünden emin olmadıkça olgun bir mümin olamaz (Buhari, iman 7 Edeb 29) Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse komşusuna eziyet edemez (Buhari,edeb, 31,85). İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.(Buhari, edeb,18). Müslümanların kanları, malları, namusları ve şerefleri kendi aralarında kutsal Mekke kadar, hac ayları ve günleri kadar saygındır, dokunulmazdır.(Buhari, hac,132). Müslüman, elinden ve dilinden başka Müslümanların zarar görmediği kimsedir (Buhari, iman, 4-5) Kul haklarını ihlal eden kimseyi “müflis” olarak niteleyen Hz. Peygamber bunu şöyle açıklamıştır: Bu kişi ahirette namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerini yerine getirmiş olarak Allah’ın huzuruna gelir. Bununla beraber öyle günahlarla gelir ki, kimilerine sövüp saymış, kiminin kanını akıtmış, kiminin malını yemiş, kimine iftira etmiştir. Bu durum karşısında onun ibadetlerinden elde ettiği sevaplardan alınıp hak sahiplerine dağıtılır. Eğer ibadetleri ve iyilikleri bu hakları ödemeye yetmezse hak sahiplerinin günahlarından alınıp hak yiyenin günahlarına eklenir. Böylece sevapları elinden gitmiş günahları ise daha da artmış, dolayısıyla müflis durumuna düşmüş olan bu kişi cehenneme atılır. (Buhari, Meẓalim, 10)
Kazandığımız güzellikleri kul hakkı yiyerek kaybetmeyelim. Kim ki, Allah’ı bilir kul hakkı yemezse gam ve keder içinde olmaz. Selam ve Dua ile Kalın
YORUMLAR