Reklam
Reklam
Reklam
SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

Kahve Yemenden Gelir, Bülbül Çemenden Gelir !

29 Ocak 2024 - 00:04

Kahvehaneler ve Kıraathaneler ilk Yemen de açılmış.Kahvenin anavatanı olan Yemen 
‘’Kahve Yemen’den gelir,Bülbül çemenden gelir’’türküsü de buradan geliyor. Şimdiler de kahve Yemen den mi gelir, Bülbül çemenden mi gelir bilinmez,zira nohutu kavurup önümüze kahve diye sunup sunmadıklarından hiç de emin değilim. Bülbül alıp başını gitmiştir dağlara,ovalara çemen bulmak, yeşil bir ot bulmak için yükselen beton binaların arasından pırrrrr pır kanat vurmuştur.
   
Osmanlı da Kanuni Sultan Süleyman zamanında Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından Halep’li iki tüccarın Taht-ül yani İstanbul Tahtakale semtinde açılmış.

Sivil toplumların buluşma ve konuşma yeri olarak tanımlanan kahvehane, Osmanlı da ulemalar tarafından ‘’miskin ve fitnelerin yuvaları’’diyerek karşı çıkmıştır. Her türlü karşı çıkışlara rağmen günümüze kadar  kadar gelen kahve kültürü,internet salonları,kahveden farklı kafelere rağmen hala saltanatı sürüyor.
 
İlk başlarda içeceklerin içildiği, kitapların okunduğu,çeşitli masa oyunlarının oynandığı bir yer olmuştur. Sonraları sadece içecek ve oyun olarak yerini almıştır…
          
Kahve Yemen den gelir de, biz bu konuya nerden,nasıl geldik oradan başlayalım yazmaya. Minibüs de iki yolcu yüksek sesle konuşuyorlar. Biri otogardan bindi, diğeri yoldan. Birbirleriyle selamlaştıktan sonra başladılar sohbet etmeye.Her ikisi de doktora gittiklerini,birinin diş,diğerinin dizleri ağrıyormuş. Hastalıklar sohbeti bitti,bu seferde emeklilik sohbeti başladı.Aldığımız üç kuruş onu da tahlillere,rotgenlere,randevu almak için,ilaç almak için harcayıp gidiyoruz,dedi biraz daha yaşlı olan.
         
Sohbet biraz daha koyulaştı.Yaşı biraz daha ötekinden genç olan sözü devam ettirdi. Eskiden sıkılınca,biraz hava alalım,iki dost ahbap görelim diye kahvehaneye giderdik onuda elimizden aldılar. Bir çay söyleyip masaya otursak, ödümüz kopuyor bir tanıdık gelecekde çay söyleyeceğiz diye. 
Garsona çayları tazele diyemiyoruz.Kahvede çay olmuş onlira,alışveriş merkezlerinde kırk lira,okul kantinlerinde onbeş lira, geçen benim torun anlatıyordu.Dede sizin kahvelerde çay daha ucuz diye, nesi ucuz dedim,kahveye gitmek en az yüz lira,korkuyoruz bir arkadaşımız gelecekte çay ısmarlayacağız diye.Ne bir filcan kahvenin hatırı,ne bir bardak çayın muhabbeti kaldı.

Sadece kahvehane olsa yine  az gidip az çay içeceğizde.Bir de berber kültürümüz var,berbere gittiğimizde tanıdık denk gelirse,önceden gelen sonradan gelenin ücretini öderdi.Lokantaya gitsek,bir tanıdık denk gelse,önceden gelen sonradan gelenin yemek parasını öderdi. Şimdilerde herkes birbirinden kaçıyor görmezden geliyor.Zamanla kaybolup giden kültürümüz,değerlerimiz değil sadece,dostluk,ahbaplık,arkadaşlıkta öldü.Eski yaşantıların tadı kalmadı.Bir ayağımız çukurda ama ‘’Can çıkacağım ,Boğaz dıkacağım’’ Diyor, dıkamıyoruzda,diye ekliyor,gülerek
            
Anlayacağınız bizim amcalar çok dertli çok,hani haksız da değiller hiç.Sucukta soya,zeytinde boya,tohum tek ekimlik,plastik tabak,plastik bardak,poşete para,ilaca zam,insana gam eksik değil işte.Evde oturup televizyon izleseler kadın programları,kim kimi almış,kim kime kaçmış,kim kimi öldürmüş. Memleketin çivisi çıkmış.Siyaset almış başını gidiyor,bildiğin horoz dövüşü,bu gün can ciğer kuzu sarma,yarın boğaz boğaza.
         
Cam kenarında oturan,elini çenesine götürdü ‘’Diş ağrısı kabir azabından daha zor ‘’Dedi.Öteki gülerek seslendi,bu dünyada yaşadıklarımız sanki çok mu kolay, Allah namerde muhtaç etmesin,bu günümüze şükür "Şükür, nimet çeşmesinden içmektir’’Eşe dosta çay ısmarlayacak,yemek söyleyecek kadar nimetimiz olsun diyoruz ama insan bir çay söylemeyeyince çok utanıyor arkadaş.

Ah işte son cümle "İnsan çok utanıyor arkadaş"İnsanın yüreğini ağzına getiren son cümlelere yutkundum kaldım. Dilimde, kahve yemenden gelir,Bülbül çemenden gelir türküsü,yüreğimde iki yolcu öyküsü.İnsan bazen tanık olmaktanda yoruluyor.Gönül kahvesinden iki çay söyledim bir kendime,iki onlara.Madem şükür nimet çeşmesinden içmekmiş, beraber içelim çayımızı.İnsan içinden söyleyince çayları  utanma gibi bir duygu oluşmuyor,arkasindan yine içimden seslendim,garson çayları tazele.Kahve yemenden gelir,Bülbül çemenden gelir,Ah benim güzel insanlarım bu yoksulluk bize nereden gelir....

YORUMLAR

  • 0 Yorum