medyumen iyi bahis siteleri
Reklam
Reklam
Reklam
SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

Güneşi Sönen Adem

17 Ekim 2022 - 00:01

Bazen hayatın ulu orta yerinde kalakalırsınız. Ölüm gelir tüm dengeleri bozar. Sabır ederken kalbinin ortasına bir bıçak saplanır, içine içine kanar durur. Yanarsın dumanın dışarıdan bakınca görülmez. Beklediğindir ölüm aslında ama yine acı verir, giden  yeri doldurulmaz bir boşluk bırakır. Sağım yalan,solum yalan dersin. Sağında solunda  sana ihtiyacı olanlar gözünün taaa içine bakar. Hayat da kalmak için bilediğin direncin yıkılır

Bazen öyle anlar olur ki
Yaşam ile ölüm arasında saç teli kadar fark kalmaz
Tam da böyle anlarda kaleme asarız kendimizi
Sallandıkça 29 harften
Rüzgar estikçe şiir
Düştükçe şiir, öldükçe şiir
Kış aylarına benzedi yüreğimiz güz ayında
Gece ayaza çektikçe, çekildi iliklerimiz
Alnımızın çatından vuruyor acı...
.
Ölüm kapını çaldığı gün, sanki gideceğini biliyor gibi saçlarından öper, koklar. Her zamankinden değişik davranır. Bir anlam veremezsin. Sorumluluğundaki insanlar sana boyun büktürür. Gelin girmedik ev olurmuş da, ölüm girmedik ev olmazmış. Her ölüm erken ölümdür, ne zaman gelirse gelsin ,hangi vakit olursa olsun canımız yanar. Bunun en büyük acısı da onu bir daha göremeyecek olmamızdan kaynaklanır.

Her sabah uyandığınızda, çayınızı demleyen, saçlarınızı öpüp koklayan, nasılsın diye soran, geç geldiğinizde sizi merak eden insan yoktur artık. O bir sabah güneşidir ve artık yoktur.
Ölüm gibi bir kayıptan sonra insan altüst olan hayatını yoluna koymak için zaman gerektirir. Bu zaman süresinde ne kadar sabır gösterebilirseniz, o oranda kendinizi iyi hissedersiniz. Daha önceki ölümle kaybettiklerinizde yeniden gözlerinizin önüne serilir kalır. Sanırsınız ki daha dün hepsini birden kaybettiniz. Büyük bir acı kalbinize çöreklenir kalır.

‘’ İnsan sevdiklerini sadece ölümle kaybetmez’’ Diyor şair. Öyle ya bir de böyle bir bakış açısı var. Yani ölümden öte ölüm. Sadece nefes alıyordur ama yarı ölüdür. Bu bir hastalıktan olabilir, ya da bir kazadan sonra, ya da kavuşamayacağınız kadar uzakta, ya da sizin onu sevdiğinizi bilemeyecek kadar aklı başında değildir. Bu da bir bakıma yarı ölümdür.

Bir gün iki oğlundan birini kazada kaybeden anne, oğlunun ölümünden sonra hayattan elini ayağını çeker. Ne gülüyordur, ne doğru  dürüst  yemek yiyordur, keza ev işleri de öylece kalmıştır. Hatta yemek bile yapmıyordur artık. Oğlu annesini alır doktora götürür. Doktor anneye söyle bir şey söyler. Ölen oğlunuz için yapabileceğiniz tek şey duadır ama yaşayan oğlunuz için yapacağınız çok şey var. Siz böyle davranarak her iki evladınızdan ölmemiş olanı da öldürüyorsunuz. Anne bu sözlerin üzerine uzun uzun düşünür. Evet doktor haklıdır, yeniden kendini toplar, oğluna yemekler yapar, evini temizler,bunları yaparken de mutlu olur,yaptıktan sonra mutlu olan eşi ve oğlu da mutlu olur. Diğer oğluna dua eder ve yeniden annelik vazifelerini yerine getirir.
Doktor, son olarak şöyle söyler. Acının önünü diğer başka bir acı daha kesmeden, iyi oldunuz hanımefendi.

Evet, işte bu… Acının önünü başka bir acı kesmeden, yaşadığımız acıdan en kolay bir şekilde sıyrılmak. Ölümün yasının süresi var zaten. Anne ye, baba ya, komşuya, hısıma akrabaya yas tutmanın İslamiyet de süresi vardır. Geride kalan canlar için yapabileceğimiz en güzel şey ,ayakta kalarak, dik durmayı bilebilmektir.

Ayrılık, ölümden beter diye bir söz vardır.  Oysa ölüm de ayrılık değil midir.
‘’Ölüm ile ayrılığı tartışmışlar, elli dirhem fazla gelmiş ayrılık ‘’ Diyen Karacaoğlan. Yaşayıp dururken görememek, hasret kalmayı da elli dirheme yüklemiş.
Yine de yaşayan için tekrar görme umudu hep var. Hasret çekenler için elli dirhemden fazladır ayrılık.

Acı ölüm, Genç ölüm diye çığırılan türkü insanın içine oturur kalır. Sağ  olan başa her iş gelir. Genç ölüm de yaşanır, acı ölümde yaşanır, acıyı bile bine katlayan başka acılarda yaşanır. Dağların bile dayanamadığı acıya insan dayanır. İnsanın sabır ve şükür mekanızması doğru çalıştığında bu dünyanın gelip  geçici olduğunu ,hepimizin  dünya da misafir olduğumuzun farkına varır. İnsanın mayası topraktır, gideceği yer de topraktır.

Yetimlik, yoksulluk, ölüm, ayrılık gibi sınavlarımızdan geçerken duaya sarılıp, kolay geçebilmemiz için sabır dilemek lazım. Hepimizin iyi günde kötü günde yanımızda olabilen dostlarımız olsun. Olsun ki bu zor süreçten kolay geçelim. Ölüm gibi bir gerçek kapıyı yumruklayıp dururken, sevdiklerinize sevdiğinizi söyleyiniz. Onların kıymetli olduklarını dile getiriniz. Yarın her şey için çok geç olabilir.

Dili söylemez, gözünün önünden kaybolup giden güneşi
Acısını gömer kalbine, dolaşır sokakları, parkları
Bilmez çocukmu olmuştur
Büyükmü olmuştur, gençmidir
Her akşam,her sabah 
Anne eli arar saçlarını okşayacak
Sabahları doğan güneşleri yoktur artık
Dokundukça kanayan bir yara izi 
Toprakta abisini annesi  kucaklar
Nefes aldıkça kardeşler  dışarıda birbirini
Bir Ademdir o, kalbi ile kelamı Allaha uzanan
Duam üzerlerine olsun,Birbirimizden habersiz birbirimize ettiğimiz dualarla ayaktayız……

YORUMLAR

  • 0 Yorum