medyum
Reklam
Reklam
Reklam
SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

Boşluğa Bakan Bir Çift Göz…

29 Ağustos 2022 - 00:02

Hastaneler insan dolu.Bu kadar insan nasıl aynı anda hasta olur diye düşünmeden edemiyor insan. Herkesin elbet bir rahatsızlığı var kimi kalpten,kimi kırık çıkık,kimi göz,kim, gögüs,kimi şeker. Kardeoleji bölümüne girdiğimde sıra beklerken,hastanede yatan hasta sedye ile eko çektirmeye getirdiler. Hastanın yanında iki oğlu ve bir hasta bakıcı var. Kafamı kaldırdım sedye de yatan hasta şöyle bir baktım.Bir avuç kalmış,kara,kuru bir amca. Etrafına bakmıyordu. Gözlerini boşluğa dikmiş dakikalarca boşluğa baktı.
Hiç konuşmuyordu. Oğlunun biri, ben bir aşağıya ineyim geleyim baba dedi,oğlunun yüzüne  bakarken boşluğa bakar gibi bakıyordu.
Yerimden kalkıp,geçmiş olsun,nasılsınız demek istedim ama sonra vazgeçtim.Ne düşünüyordu,neden boşluğa bakıyordu,pişmanlıkları neydi,neleri yaptığına seviniyordu bilmek istedim. Bir insan yarım saattten fazla neden boşluğa bakar ki neden.

Gözlerindeki çaresizlik,bezginlik,yorgunluk o kadar belliydi ki.Bir ara göz göze geldik ama beni görmüyordu,yine boşluktaydı gözleri.
Kafamdan şöyle tercüme edebiliyordum. Sen benim böyle olduğuma bakma.Ben gençken şöyle at sürerdim,böyle tarla sürerdim,böyle harman kaldırırdım,odun keserdim,bastığım yeri ne ben ne ayağım bilirdi mi diyordu ki. Bu kadar boşluğa neden baksın aksi halde.
Sona gelen bir yaş ve onu bu sona götüren kalbinden neler geçiyordu ki aklından bilmiyordum.Yenilginin verdiği duygu onu çok yıpratmış görünüyordu. Öfkeli bir mizacı olduğuda kesin,yüzü asık duruyordu.

Yaşlanan insan çocuk gibi oluyor. Eskiden yaptıkları işleri şimdi yapamayınca,elden ayaktan düşmenin öfkesi onları aksileştiriyor. Daha çok eskileri anlatıyorlar,daha çok alıngan oluyorlar,bir nefes bir soluk kalıyorlar.Amcanın yanındaki iki oğlu sabırla bekliyorlardı,sanki bir şey deseler kızacak gibi duruyordu amca.

Dünya ölümlü bir dünya,hastalık gelmeden sağlığın kıymetini bilmek gerekiyor ama yapmıyoruz bu kesin. Hastalık geldiğinde ise ölüm arkasından kaçınılmaz oluyor ve çoktan iş işten geçmiş.İnsanın dünya ya gelmesi yani misafirliğinin bir süresi var ve o süreyi kimse bilmiyor.Bildiğimiz sıramız geldiğinde  ölecek olmamız.Dedem, bir hastalıktan ölen için şöyle diyordu ‘’Ölüm geldi cihana,hastalık bahane ‘’ Bahanemiz bir motor gibi çalışan hücrelerin yorulması ve ya vücudumuzun her hangi bir organının bir sebepten dolayı hasarlanması ve görevini yerine getiremiyor olmasıydı.Bir organ hasta olunca diğer organı etkiliyor böylece insan yıpranıyor ve ölüyor.

Azrail gelmiş bir gün,kapıyı çalmış. Adam açmış kapıyı buyur demiş.Ben Azralim senin canını almaya geldim demiş.Adam ama ben ölmek istemiyorum demiş. Azrail,kim ister ölmeyi ama benim görevim bu dedim. Adam kalkmış bir ikram bir ikram,bir ara Azrailin elindeki listeyi tersine çevirivermiş belki benim adım sonda olursa canımı almaz demiş.
Azrail onun ölmek istemediğini ve ikramını görünce senin canını başka zaman alayım,şu elimdeki listeyi tersine çevireyim demiş.Adam eyvah demiş içinden,listeyi ters çevirmiştim. Bunları söylerken de küt diye düşmüş ölmüş.Kimse alın yazısını bozamaz. Ancak tedbir takdiri bozar. Sağlığın kıymetini bilmek,olabilecek kazaların tedbirlerini almakta insanın görevidir .Boşluğa bakan bütün gözlere sağlık diliyorum.Üç gün yatak,dödüncü gün toprak,el ayak muhtacı olmadan misafirliğimizi tamamlayalım inşallah…
Azrail yine can almaya geldiğinde adam hemen bebek emziğini ağzına almış,üstünü battaniye ile örtmüş.Azrail bebek sansın diye de ıngaaaaaaaaa ıngaaaaaaaaaa diyerek ağlamaya başlamış.
Azrail eğilmiş battaniyeyi kaldırmış üstünden,hadi gidiyoruz,kaçmak yok. Adam sormuş nereye, Azrail  addaaaaaaaaa addaaaaaaaaa demiş. O vakit geldiğinde kaçacak yerimiz yok.

YORUMLAR

  • 0 Yorum