medyumen iyi bahis siteleri
Reklam
Reklam
Reklam
SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

Baharı yüreğinde sakla......

26 Eylül 2022 - 00:08

yine yol dedi dilim
yağmur cama vura vura gurbet yağıyor,
kar dese kapanacak yollar
mazeret sayacak yüreğim 
ama değil işte
çıkamadığım dağların hepsi uzak
yakın dağların sisi çöktü kaldı
''sağ ol da selamın gelsin'' sözü sadece atasözü
şiirin eli kapı zilinde bekliyor…

Şiirin eli kapı zilinde bekliyor. Kalbimin atışlarını duyuyorum, ellerim titriyor, nefes alamıyorum. Hadi topla kendini ve bas zile dedim. Kapının zili öyle bir çaldı  ki, sanırsınız Fenerbahçe ve Galatasaray maçında sarı kart gösteren hakem düdüğü.

Vücut dili yorgun. Buyurunuz dedi Güz
Kime bakmıştınız ?
Ben Kış’ mevsimiyim dedim, biliyorum zamanı değil ama size misafir olabilir miyim.

Ben de sana gelmeye hazırlanıyordum ama sen neden erken geldin?
Erken gelmedim, sen kışa giderken çok yorgun düşüyorsun, biraz yükünü hafifletmek istedim.

Hafifletmek mi nasıl, dedi
Aslında hafifletmek istediğim kendi yükümdü, içimden söylenirken Güz duymadı bile.

Hangi yük böyle bir durumda hafiler ki. Yol diyen dilimin sancısı var. Cama vura vura gurbet yağıyor, kar desen kapanacak yollar, mazeret sayacağım yolların kapandığını. Uzak dağlar zaten uzak çıkamam, yakın dağların sisi başıma çöktü kaldı. Şimdi hangi kuşa sağ ol da selamın gelsin desem, atasözünden öteye geçmez. Şirin eli kapı zilindeydi bastım zile sen açtın Güz.

Hoş geldin, peki boş mu geldin. 
Yok dedim hiç boş gelir miyim. 
Elimde türküler, şiirler, mektuplar, kitaplar var.

Tamam ben görevlerimi bitirinceye kadar sen de kalsın, lazım olunca tek tek alırım.
Peki dedim Güze, o zaman bir çay koy da içelim.

Güz içi tomurcuklu çayı demleyip, saplı bardağın sapından tutup  sehpanın üzerine bıraktı ve ekledi. Havalar serinledi, çayını soğutmadan iç.

Karşılıklı çayımızı yudumlarken, çay sohbetle içilir, söyle bakalım Kış, ben senin gelişine hazırlık yaparken sen neler yapıyorsun

 seni bekliyorum, dedi
Sen anlat dedi Güz, sen neler yapıyorsun Kış

Benim hazırlığım ilk dağlardan başlar, dedi Kış
Sen den önce  ben uğruyorum dağlara, sis duman, pus dedi  Güz

Dağlara güzü  indirdiğim de, eteğindeki şehirler, kasabalar, köyler soğuk soğuk estiğimden kışın geleceğini anlarlar.

Tarlasını eken çiftçi, samanını saklayan köylü, akan damını onaran Halil emmi, kurularını, konservelerini yapan Ayşe teyze, yakacağı odunu kömürü temin eden Kadir dede.

Ya kışa hazır olmayanları ne yapalım dedi, Güz

Bir zamanlar bir hanım varmış, kış hazırlığının erken olduğunu düşünmüş. Tembeller yazı, yok pastırma yazı diyerek güneşin üzerinden daha geç çekileceğini düşünmüş.

Kış birden bire bastırınca, kar kapısına dayanınca sitem etmeye başlamış Güze.

Hiç haber vermedin Güz

Güz de demiş ki, rüzgar estirdim anlamadın, yağmur yağdırdım anlamadın, yaprak döktürdüm anlamadın, güneşini üzerinden aldım anlamadın, sabah, akşam serinliği verdim anlamadın . Daha nasıl haber verebilirdim ki sana, demiş.

‘’kalendere kış geliyor demişler de, titremeye hazırım demiş’’ 

Gülümsedim, elbet senden sonra bana hazırlıklı ve gardını alıp gelecekler. Titremeyi göze alan insana sözüm yok, o zaten hazır.

Ya göçmen kuşlar, Dedi  Kış

Onlar, sıcak memleketlere çoktan göçtü. ‘’ Sağ olsunlar da selamları gelsin’’ sözü sadece atasözü. Elbet onları özlüyorum, kanat gayretleri onları ne kadar uzağa götürür bilmiyorum. Gidip de dönmemek var, gelip de görmemek var. Şiir de bu yüzden var zaten. Toprağını seven kar gibi, dilime konaklıyor kelimeler.

Ya senin rüzgarından, ağacından uzağa savrulan yaprağın hüznüne ne diyorsun ?

Güz, hüznünü yüzüne dökerek ah dedi
Ah ki ne ah

Yaprağı geri dönüşüm kutusu toprağa veriyorum, bahar gelince zaten ağacına geri dönecek. Dönmeyen ne var ki, toprak kucağına neyi alırsa onu geri döndürüyor.
Dünya bile dönüyor, yaprak dönmüş çok mu.

‘’Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim’’ Cemal Süreya

Vayyy işte bu. Güz kendi adını ne güzel tanımladı. Çayımdan bir yudum, sanatından bir yudum, rüzgarından bir yudum, serinliğinden bir yudum aldım ve döndüm dedim ki Güze.

yaprağın hışırtısına yağmur değse
sen ekleniyorsun bulutların sevincine
oysa dört mevsimden biriydin
kış dedi mi gidecek...
yüreğim uçurtma şenliğine küsmüş çocuk
bir ip bağlasam sen oradan tutar mısın

Güz sustu sustu, başını öne eğdi, gözlerine düşen yaşları koluna sildi.

Yağmurumu kendim biriktirdim, yağmam bulutların yükünü hafifletmek için. Sen yüreğine bir ip bağla  ve bekle .Nisan da tüm çocuklarla birlikte güneşe elimizi uzatırız. Gökyüzünde havalanan uçurtmaların ipini özgürlüğe bırak. Biz yüreği titreten çok yıllardan geçtik, dedi Güz

Yüreği titreten yıllar, ne kadar gurbet, ne kadar hasret, ne kadar acı, ne kadar yoksulluk, ne kadar  sabır, ne kadar şükür yaşadığımızı güz de bilir kış da. Sabır eden insan , güçten daha çok şey başarır.

Eğer kış, "Baharı yüreğimde saklıyorum" deseydi, ona kim inanırdı? - Halil Cibran

Baharı yüreğinde saklayan güze ve kışa inanın, mevsimin dört sanatı ruhunuza işlesin....

YORUMLAR

  • 0 Yorum