Hikayesi var mı dedin? Vardır elbet herkesin hikaye değeri taşıyan yaşanmışlıkları. İster hâli vaktin yerli yerinde olsun ister olmasın biteviye zirveleri zorlarsın ve baktığın yere değil bakıșlarına bakar bazıları. Zarifoğlu'nun dediği gibi: “Zirvesine göz koyduğum dağlara bak. Koşup takıldığım çitlere bak.”
Elle tutulur, gözle görülür yazılar hayatın kısa bir kesitini anlatır. Hayata binlerce kere gelip sonuna kadar yaşamıș olsan yazarak yetișemeyeceğini bilirsin ve bilirsin ki mânâya dem yüzüden ötelerin ötesine giderek soyut yazmaya çalışırsın. Yaz, okurum ikliminden bir parça her metnin kelimeleri ve kar taneleri gibi tanıdık. Yazdıkça farklı cümleye yağıyor ve hayatın farklı yüzüne pekişiyor. Ve böyle böyle dokunarak geçiyor ömrümüzden.
O halde insanlığın öte geçmişi Göbeklitepe'ye kadar gidelim mi yazarak. Başka türlü gidilmeze ram ya kazılarda çıkanları söyleyerek ya da yazarak. İnsan oğlu yaratılıştan bu yana niçin varız sorusuna cevap aramıştır ve kesin bir cevap bulamamış aklının yetmediği yere inandığı dininden cevaplar vererek içinden çıkmaya çalışmıştır. Kimine göre dogmatik ve kimine göre dogmatik değil. Her kim var veya yok diyorsa aksi ıspat edilene kadar yüzde elli doğruluk payı vardır.
Boş ver şimdi düşünceyi zorlamayı bugün ne yaptın onları anlat. Bugün hiçbir şey yapmadım beklenmeyen ve serinleten yağmur yağdı. Senin şehrine de yağdığını düşünüyorum, umarım aklına gelmiştir şarkı sözleri. "Ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağardı." Bu sözler aklına geldiyse de gelmediyse de ne çok yasanmıșlık ne çok yașanası günler kaçırdık biliyor musun? Evet ama ne değişecek bulutlu ve bulutsuz havaya gark olup sadece dünyanın aynı oksijenini soluyoruz.
YORUMLAR