medyumen iyi bahis siteleridini sohbetlersohbetelektronik sigaraislami sohbetlerislami sohbetmuzik indirislami sohbetcasino
Reklam
Reklam
Reklam
YÜKSEL KÖKER

YÜKSEL KÖKER

[email protected]

BİTMEYEN SEVDA MASALI

22 Kasım 2021 - 01:03

Ne çok sen ne de az ben ve biz ortalamasında azlık ile çokluğun üzerine kurulmuş bir hayatın içinden geçerken bilinçsiz bir bilinç! Sahi, kayda değer ya da kayba değer neler var? Neler yok ki, kendi pencerenden dünyaya bakmayı bırakırsan göreceksin ve göreceksin ki, şairin dediği gibi;
“Yaklaşmakta olan yaklaşıyor” 

Düşlerimin gerçeğiyle hiç karşılaşmadım ve buna benzer karşılaşmalarım düşlerim değildi!

Peki, bunu nasıl anladın sorusuna, gerçeğin ta kendisini fark edince! Öyle miymiş? Evet evet, ne sandın? Gecenin rengi bakışlarında aydınlık yarınlar ve bitmeyen sevda masalı vardı. Masal diyorsun yani? Yok, sevda masalı diyorum ve hiç bitmeyen akıllım, tabii ki bir de aydınlık yarınlar. Yapma şunu ya da deme şunu ve kafa karıştırma sakin bir kafa ile yazdıklarını okumak varken ne diyorsun ne? Ne diyebilirim ki, şairin dediği gibi; “Ben, seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağardı.’’ Şimdi mi? Kavuruyor çöl sıcakları senin şehrini ve nefes almakta zorlandığını hissediyorum. Sana bozkırın uzak serin yayla havası göndermek isterdim, inan mümkün olsa mümkünatına bir dakika bile durmam, İsrafil’in Sûr’u üflediği gibi üflerdim!
Sonra ne kıyametler kopardı biliyor musun? Ne bileyim şimdi sırası mı kıyametin! Ne bileyim yok ve bileceksin cürmün eşgaline baktıkça sevmenin içre cezasını çekiyorum ve diyorum; “Sen de yan benim gibi hicran cehenneminde”

Bir güne sığdırdığın düşüncelerini ise şimdi bir ömre sığdırıyorsun ve bunun izahı tecrübe öyle mi? Bilmiyorum, öyle diyorsan öyledir kolaycılığına kaçmadan ve bana göre haklı sitemlerime devam edeyim. Zamanı ısıtan kavruk yaz düşlerin düşerken düşlerimden hiç mi serinlik duymadın ve kuzey rüzgârları hiç mi esmedi? Taş yığını duvarlar, otantik vaktin moderin çağına düşerken bir bir beton yığınları nefesini kesmişken, serçe parmağın ile burun ucunu kaşıma refleksinden aklına ne getirdi! Sahi ne getirdi; dağ evi mi, sahil kasabası mı? Balık istifi insan kalabalığından çekilen ironik yalnızlığına deme kaderim, yol patika, hiç kolay parkurlara benzemez ve karşılaşmaya gör, 
iki elini iki yana açmış ve karşına gelmişe yol verme desem! Daha başka ne diyebilirim ki bu saatten sonra, dar geçitlerden varılır sonsuz rahatlığa kapatma gözlerindeki parantezi!

YORUMLAR

  • 0 Yorum