RECEP,ŞABAN VE RAMAZAN…

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA mehmetceviz69@hotmail.com

      Üç aylar ismiyle  bildiğimiz  bu aylar İslam da ayrı bir yere sahiptir. Mübarek aylardandır. Çünkü "Recep Allahın, Şaban benim,Ramazan ümmetimin ayıdır" diye ifade eden Allah Resulüdür(s.a.v).Haram aylar; Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır. Hicri takvimin on bir ve on ikinci;Zilkade, Zilhicce aylarıdır. Bu aylar hac döneminin aylarıdır.Bu aylardan sonra hicretin ilk ayı Muharrem ayıdır.Haram aylardan Recep ayı ise hicri takvimin yedinci ayıdır.Haram aylar Kur'an'ı kerimde altı yerde geçmektedir.Üç aylardan sadece Recep ayı  haram ayları içerisindedir.Bu da Hz. Peygamberin ifadesiyle Allahın ayıdır. Hz İbrahim ve Hz. İsmail'in şeriatından itibaren devam eden bu uygulama cahiliye döneminde devam etmiş, Asr-ı saadet döneminde de bu uygulamaya devam edilmiştir.
    Haram aylarda;savaşlar olmaz. İnsan öldürülmezdi. sahtekarlıklar yapılmaz. İnsanlar kandırılmazdı. Mazlum ve mağdur ların hakkı korunurdu. Bunları suistimal edenler cezalandırılırdı. Bu aylarda inanan inanmayan her insan bu kurallara uyardı. Şimdiki insanlık âlemine bakıyoruz da maalesef dünya insanlık değerlerinden çok uzaklaşmış durumdadır. Bu da Allahu alem İslâmî kaynaklar kıyametin adım adım yaklaştığına işaret etmektedir.
     Üç ayları  isimleriyle bahsetmemdeki neden; Recep Şaban, Ramazan gibi isimleri,  başkaca  İslâmî değerleri, alimleri hocaları güldürme amaçlı olduğunu söyleyerek,filmler, tiyatrolar ve sosyal medya gibi mecralarda dalga geçip alay konusu yapmışlardır.Hala da bu saygısızlıkların devam etmesi  çok üzücüdür. Bu da inançlı insanları rencide etmekte, etmeye de devam  etmektedir. Hz Meryem'e, peygamberimizin Ehl-i Beytine ve nesebi ne,  İslâmî değerlere alay  edip dalga geçerek kötüleyen devşirmeler bulunmaktadır. Ayrıca yaratılış fıtratına aykırı davranışlar bile  sergilenmektedir.Bunu da bir çok Müslüman, gülerek seyretmekte, onların yükselmesine,  zenginleşmesine imkan vermektedir. Bu da onların azmasına ve belki de doğru yaptıklarına inanmaktadırlar. Bu durum Müslümanların umurun da bile olmamaktadır.Ben Müslümanım diyen her şahıs bundan sorumludur. Allah katında büyük vebali vardır. İnsan vasıflarını taşıyan hiç bir medeni insan bir başka insanın kutsalı ne olursa olsun ona saygı duymak  durumunda ve mecburiyetin dedir. İnsanlık gereği budur. Eğer insanlık vasıflarını kaybetmiş ise Hz Peygamberin (s.a.v)" Utanmıyorsan ya da  yaptığından utanmayacaksan  dilediğini yap."(Buhari edeb 6) bunun neticesi, ar damarı çatlamış, Haya kalmamış demektir. Hayasız kötülüklerin başı, Hayalı ise iyilik ve utanma duygusunun neticesi olmaktadır. Allah(c.c)"Ey iman edenler Allah'a yardım ederseniz(Dinine)  O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır."(Muhammed süresi 7) Ayetini iyi kavramamız gerekmektedir.     
          Ahlaki ve insani olmayan bu davranışlar; maalesef Kur'an ve  İslami hayatı sahih bir şekilde yaşamak ve yaşatmak gayesin de  olan gerçek alim ve hocalar kenar da köşede kalmaktadır.Böyle olunca da sahte olan Müslüman gibi görünenlerin ekmeğine yağ sürülmektedir. Ruhsal boşluk ve dini bilgisi yeterli olmayan insanların;Bu boşluğundan istifade edip, sahtekar   hoca geçinen, alim geçinen  sapık, sapkın insanların,Din tüccarlarının sloganlarına uyup din adına şeytani yollara başvurmak tadırlar. Dini inancın sömürülmesine kapı aralanmaktadır. Toplum olarak geçmiş ve yakın tarihten hala  ders almış değiliz. Millet olarak buna mutlaka bir çözüm yolu bulmalıyız.Bu münafık yapılı insanlar;Din düşmanı vatan ve millet düşmanı olarak; insanların yetişmesine yol açmaktadırlar. Hz Ali;"çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, çocuklarınızın yaşayacağı zamana göre yetiştirin" sözü çok anlam ifade etmektedir.
    Konumuza dönecek olursak;Başı rahmet ortası mağfiret sonu cehennemden kurtuluş olan  Ramazan ayına girmek üzereyiz. Allah'ın(c.c)benim ayım dediği Receb ayını tam yaşayamadık.  Peygamberimiz (s.a.v)'in Benim ayım dediği Şaban ayını da idrak edemeden bitirmek üzereyiz. Kur'an ayı Ramazan' a gireceğimizi, uyarı babında olan, Berat Gecesini de geride bırakmış durumdayız. Müslüman Ramazan ayının hakkını vererek oruç ve ibadetlerine  gerekli ehemmiyeti ve özeni göstermelidir. Çünkü;Bir mümin hayatı boyunca nafile oruç tutsa Allahın emri olan Ramazan ayındaki orucun bir gününe dahi   sevabına ve faziletine eremeyeceğini,dini kaynaklarımız bize bildirmektedir. Allah(c.c.) Oruç sevabının kendisinde gizli olduğunu,sevabını kat kat vereceğini müminlere müjdelemiştir. Oruç tutamayacak kadar hasta ve mazereti olanlar haricinde; kaçamak mazeretlere sığınarak oruç tutmaktan kaçmak, Müslümana yakışmaz. Kendine yazık eder. 
       Peygamberimiz(s.a.v);zekatını (eğer zekat zamanı geldi ise) ve fitre dediğimiz Ramazan ayı için verilen Sadaka-i fıtırlarını, fidyelerini  Oruç ayı girmeden yani Şaban ayında vermiş, bize de öyle yapmamızı tavsiye etmiştir. Ne deni ise ihtiyaç sahibi ve yoksul durumda olan Müslümanların Ramazan'a maddi olarak rahat girmeleri ve Ramazanı rahat geçirmelerini sağlamaktır.
   "Allahım Recep ve Şabanı bize mübarek kıldığı gibi Ramazan ayına da hayırlısıyla ulaştırsın."
   Üç ayların lütfu üzerimize olsun....