Söz geçirmez yelekleri giyenler şiirin çatısına yerleştirilmiș keskin söz nişancılarından haberi olanlar ve dahi ıskalamayacağını da bilenler... O halde yazmalar boşuna mı? Bekle ve sabret; günün birinde erosun oku kalbine tam isabet!
AȘİYAN
Lalezar susuz kalpten bülbülün eyvahı var
Bağban vicdana gelse say bir tek izahı var
Ona rahvan ne dersen anlayacak hâli yok
Kaç lisan ötse teşne câna meşhur ahı var
Cennet ver irem saymaz aşiyan başka güzel
Muhteşem söze inat candan eyvallahı var
Üzülme bu kadar bak kanat takan uçuyor
Gülden gâyrı uçmak mı hep uçsa mizahı var
Bu lahza solmuş söyle boşa ötmesin öyle
Şaşma haline Yüksel yaratan Allah'ı var
Bülbülün güle olan aşkı mı senin ona olan aşkın mı daha dişe dokunur? Normal hayatın akışına göre kodlanmış her bülbülün güle olan aşkını ve iştahlı halini görebilirsiniz lâkin bendeki durum aynı değil tabii ki. Dünyalık ve öbür dünyâlık aşktan özge ve kendime has durum. Durumda başka ne var? Bundan başka yok ve devam ediyor inanılmazı yaşamam desem inanılmaz olan ne diyeceksin ve diyeceksin ki basit anlat anlayayım. Nasıl anlatsam da nasıl anlasan bilmiyorum fakat şairin bu sözleri aklımda hiç çıkmıyor.
"Kuyudan çektiğin suyu tülbentinle mi süzdün yine çayımda gül ve karanfil kokusu."
Böyle güzel sözleri okudukça gönül kalitesine katkı sunduğunu görmek mümkün. Bile isteye daha güzelini yazmak zorunda bırakıyor yazmayı sevenlere. Evet, dengede kalmak için bisikletin pedalini çevirmek gerekiyor diyor düşünür. Düşünür haklı lâkin yeni yerlere ve yeni manzaralara pedal çevirmek daha makbul olanı bence... Tornadan çıkmış gibi birbirine benzeyen sözler varsa ve hiç özgünlük yoksa hiç yazılmadı say gitsin! Saymasan ne gönlün uzay çöplüğünde yerini alıyor. Bütün bu anlattığımdan özge gizemini çözemediğim var ve nedir dersen? Sana yazmak bu denli neden güzel diyorum. Kim bilir belki de mutluluk sana yazmak.
YORUMLAR