Yanlış soruya doğru cevap verilmez lâkin doğru soruya yanlış cevap veriliyor maalesef. O halde ısrarımız doğru sorulardan yana olsun diye diye yazalım mı?
Șimdi șimdilerde ne olacak? Yerinde ve doğru bir soru mu bilmiyorum lâkin her ne olursa olsun yanında olmadığım aşina, yani o nerede sorusuna ben orada değilim mi?
Öyle derin tahlil sonucunda ortaya çıkan doğru soruların neyi anlamak istediği değil neyi anlamak istemediğinden kaynaklı birkaç izaha muhtaç göreceli yanları ile avunup duruyor muyuz?
Satır aralarına sıkıştırılmış ve soruların doğru cevapları direkt şifreli mesaj niteliğinde bulmaca çözer gibi puzzlenin parçalarını yerleştirilmesi mi? Ve kim varsa hayatın normal akışına yön veren zihinlerin sıradan insan kamufule görüntülerinde kendine benzemeyen insanlara sorarak anlayamadıkları aşikar mı?
Algılar tek merkezden çıkınca sorulan her soruya sazanlama atlayan ve iyi niyetli insanın balık istifi kalabalığı içinde kaybolmak tehlikesi varken onları ikna etmek bir yana haksız suçlamalarıdan yakayı alabilene aşkolsun mu?
Söz pınarlarından zahmet pınarlarına geçişlerin kaynağı yine insanın derinliğinde olup biten mi?
Ne kadar veya kendi işine yarayacak bir şekilde anladığı gün sahici kelimelerin doğru soru cümlesinde pekişmesi ne kadar yerinde bir karar?
Zamanla soruları zamanla sormak yerine zamanında sormak zamanın ruhuna ve hislerin haline göre adanmışlık beraberinde farkındalık ortaya koyuyor. Kötünün iyisine razı olmak ile sadece günü kurtarmış oluyoruz. O halde iyinin iyisi nedir? Bilmiyorum, nedir?
Yaşamak ve yaşadığının farkına varmak bir hayli zaman oldu kimilerine göre! İlk paragrafta bahse konu gibi her ne kadar doğru soru olsa bile çoğu yoruma açık!
YORUMLAR