Reklam
Reklam
Reklam
YÜKSEL KÖKER

YÜKSEL KÖKER

[email protected]

MÂNÂNIN RENGİ

18 Mart 2024 - 00:01

Ve yürekte bastırılan bir isyan cevabına hiçbir vakit bilmediğin soruyu soraracak; "neden?" 
Bilmiyorum desen ne düşte geçişler sebepsiz
vereceğin tepkiyi senden önce bilmesi ona hiç hükmedemediğinden değil ait olduğundandır. Yüreğine ait olman aklının önüne geçer ve bir daha mantıklı düşünemezsin! Günah ve sevap soruları bu noktadan başlar ve devam ederken bir zaman sonrasına kurulur devri dünyanın hesap günü. Geciken hesabı hesap değil diye beklemeyiz. Biraz vakit, biraz sabır değil mi?  Evet. “Canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim hiç hayat benden daha yaratıcı.” Düșünürün sözleri belki rahatlatıcı lâkin züğürt tesellisi de olabilir mi? Evet diyemem, her şeyi Allah'a bırakanlardan birisi de benim. Bu biraz da kolaycılık değil mi? Değil, her bir şeyimi cehennem edecek cesaretim inan yok! Yanarsam bu dünyada mı yanayım diyorsun? Elbette öyle, işte geldik ve gidiyoruz. Dünya acıları ve yangınları  çabuk geçiyor. Can yakan ve de unutulmayanları var. Belki de cehennemi burada yaşıyor ve öteye hiçbir şey götürmüyorsun kim bilir! Mazlum ve mağdur olmak her dem iyi bir şey mi? Rol yapmıyorsan çok iyi bir şey!

Cennet-cehennem bitimsiz mekan! Ve bunları hiç düşünmeden kendi ahvâlimize bir bakalım ! Başla bir yerden demeden başlıyorum. 

Bu hâlin ne perişan? Sentetik zaman çağlarından kalma da değilsin, neşteri vursam acıyan her yanından kan gitse kılcal damarlarına ve vakitsiz kıyılarında sonsuz kıyım suretinden düşen binbir parça!Med-cezir coğrafyan sıralı dağlar ile uçan kuşların kanatlarına dokunsan içre zirvelerin başından aşağı dökülür yıldız yıldız. Zorla sen ısrarlarında son durak ve yitik gözlerinde daralan sığ yollar var kimine bir adım ötesi ve kimine kıvrım kıvrım. Her dem hangi hece ile aşk tütsülerinde kaç girdabına büyülenir? Başta ben desem, hadi ordan diyeceksin değil mi? Daha başka ne diyebilirim! 

Ne geçecek dertlerimiz ne de acılarımız var. Her sözün üstünü çizip bir hâyâle bıraktım. İki ağız tadında kahvemiz ve kırk yılın hatırına boşvermişlik! Gelecekte büyük buluşmanın ilk adımı olabilir mi? Bilmiyorum, devrik zamana inat kaybolan gözlerine bir atımlık cümle yeter, sonra mı? Boşvermişliğimize bile boş vereceğiz. Hayallerin hepsi gerçek değil ve hayal kalmak zorunda, çünkü yeryüzünün hayalimi kaldıracak yapısı yok lâkin bu yüzden baştan razıyımdır ve sonucu ne olursa olsun her bedeli bir bedelden sayıyor ve son bir defa daha görmek istiyorum gözlerini, çünkü günaha davet eden gülüşün var!

YORUMLAR

  • 0 Yorum