Hayatın her döneminde, güzelliklerin yanı sıra acı hatıralar da yer alır. Zaman zaman bir film şeridi gibi geçer gözümüzün önünden; bazı sahneler güldürür, bazıları küçük tebessümlerle anılır. Ama bazı anlar vardır ki ok gibi saplanır yüreğimize. Gözlerimiz dolar, ama yaşlarımız yüreğimize akar. "Neyse..." deriz, sadece "neyse..."
Bunlar birer tecrübedir. Acı olmasa, tatlının kıymeti anlaşılmaz. Ama bahsettiğim acı, Arnavut biberinin yakıcılığı değil. Buruk acılar vardır; daha ağzımıza alır almaz yüzümüzü buruşturan... Ancak kimi zaman, en güzel anıların arasına gizlenir bu burukluk. Farkına vardığımızda ise iş işten geçmiş olur.
Fazla uzatmayayım... Bazen yaptığınız fedakârlık ölçüsünde kıymetiniz azalır. "Fazla fedakârlık yapmayın," desem de ben bile bunu başaramayanlardanım. Hani bir söz vardır ya, hemen aklıma gelir: "İyilik yap, denize at; balık bilmezse Hâlık bilir." Ne güzel söylemiş atalarımız.
Bazı insanlar, karakteri ölçüsünde hareket eder. Ne öğrendiyse onunla yürür, at gözlüğünü çıkarmak aklına bile gelmez. Bu yüzden sağındaki solundaki tuğlayı göremez. Önündeki tuğla bitince, duvar yarım kalır. O da bu yarımla iftihar eder durur. Ama unutmayın; sonunda bir fırtına esecek, yağmurlar yağacak, karlar birikecek. O kişi uğraşacak duracak ama bu tufanın, yarım bıraktığı duvardan sızdığını fark edemeyecek kadar kördür.
Siz siz olun, iyilikte yarışın. Size kötülük yapılsa bile...
Fedakârlığı bir de şöyle düşünelim: biri “feda” ederken, diğeri “kâr” ettiğini sanır. Ama madalyonun bir de öteki yüzü vardır. Ne ekerseniz, eninde sonunda onu biçmeye mahkûmsunuz. Biraz klişe olacak ama: Arpa ekip buğday biçen gördünüz mü?
Bırakın kim ne yaparsa yapsın. Biraz canınız yanar, gözleriniz dolar belki ama hiçbir şey kaybetmezsiniz. Zazaca’da çok güzel bir söz vardır: “Holi hola”
Yani: İyilik iyidir.
Kalın sağlıcakla.
YORUMLAR