Köyün birine bir imam atanır. Köylü ile çok güzel anlaşır ama her eşek anırışında, köylünün abdest yenilemesine anlam veremez bir türlü. Dikkatini çeken bu durumun nedenini sorar. İçlerinden birisi, yıllar evvel köyün imamının, “eşeğin anırdığını duyarsanız abdestiniz bozulur” dediğini, o yüzden de, yıllardır bunu uyguladıklarını söyler. İmam, böyle bir şeyin olamayacağını söyleyerek olayı araştırır.
Öğrenir ki, çok yıllar evvel, köyde su olmadığı için köy halkı toprakla abdest alıp, yani teyemmüm yaparmış. Tabi ki, köye su, eşeklerin sırtında taşındığı için de, o zamanın imamı bir vaazında; “köyde su olmadığı için, abdestinizi toprakla alabilirsiniz ancak, eşeğin sesi duyulduğunda sırtında su taşıdığını bildiğiniz için, toprakla alınan abdest bozulur; çünkü artık su vardır” demiş.
Ancak, vaazı gönülsüz dinleyen bir köylü, sadece “eşek anırmasını duyarsanız abdest bozulur” kısmını duyup, bunu da halka yaydığı için, herkes de sorgulamadan bunu uygulamış. Görünen o ki, zaman geçtikçe bu hikâyedeki şartlar değişmiş olsa da, insanoğlunun huyu, pek değişmemiş.
----
Malumunuz geçtiğimiz hafta mübarek Kurban Bayramını idrak ettik. Bayram sürecinde de siyasi partilerde bayramlaşma programları düzenlendi. Bu bayramlaşma programlarının birisi de MHP Konya İl Teşkilatında yapıldı. Bayramlaşma programının ağır konuğu ise 2007 yılından beri MHP Konya Milletvekilliği görevini sürdüren, partililerinin ve seçmenlerin telefonlarına çıkmayan halen MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan ve kamuoyunda Süleymancılar cemaatine yakınlığıyla bilinen Mustafa Kalaycı idi. Sayın Kalaycı basına vermiş olduğu demeçte ; Terör, 50 yıla yakın Türkiye'nin en büyük sorunu ve ayağındaki en büyük pranga olmuştur. Genel başkanımız, liderimiz Devlet Bahçeli'nin başlattığı terörsüz Türkiye hamlesine karşılık, İmralı'daki terörist başının 27 Şubat'taki çağrısı ve 12 Mayıs'ta PKK terör örgütünün kendini feshetme ve silahları bırakma kararı aldığını hepiniz biliyorsunuz. Elbette bunun devamı gelecek. Şu anda silahların teslim edilmesi sürecini bekliyoruz. Teröristlerin dağıtılması, teslim olması, özellikle Suriye'deki yabancı teröristlerin kendi ülkelerine gönderilmesiyle ilgili çabalar sarf ediliyor." ifadelerine yer verdi.
Halbuki bir önceki (2024) Kurban bayramında yine Konya’da yapmış olduğu konuşmada ; Türkiye'nin son dönemde emperyalizmin ve Türkiye'deki yerli iş birlikçilerinin hep beraber Türkiye'yi parçalamaya, Türkiye'yi bölmeye yönelik projeleri olan FETÖ kumpaslarından, 15 Temmuz darbe girişiminden bu tarafa yargılanıp içeri atılmış kişilerin serbest bırakılması beklentisi var. Bakıyorsunuz ‘Kavala çıksın, Demirtaş çıksın’ bununla alakalı ‘Sayın Öcalan da çıkacak’ ‘Terörle mücadeleye son vereceğiz.’ Tamamen bir merkezden yönlendirilen ve yönetilen bir kampanyanın yürütüldüğünü net olarak görüyoruz ifadelerine yer vermişti.
Yine 2019 yerel seçimlerinde hayatını Türk Milletine ve Ülkücü Harekete hizmet etmeye adamış Hüseyin Oprukçu Ereğli’den bağımsız aday olduğunda bizim nazarımızda teröristten farkı yok diyerek kameralar karşısında beylik laflar eden Kalaycı, terörist olarak nitelendirdiği Oprukçu seçimleri kazanıp MHP’ye geçtiğinde makamına gidip baş sedire oturmuştu.
Şimdi diyeceksiniz ki anlattığın hikaye ile bunların ne alakası var ? Biz sayın Kalaycı’yı yanlış anlamışız. Oprukçu’ya terörist derken aslında bizim dostumuz demek istemiş ya da 14 Mayıs seçimlerinde 6’lı masanın 7.ayağı HDP derken, onlara gönül koyduğunu anlayamamışız ya da bunlar seçilirse Kavala’yı, Demirtaş’ı Öcalan’ı çıkaracaklar dediklerinde aslında Öcalan’a o payeyi ancak biz verebiliriz demişlerde biz yanlış anlamışız. Derseniz ki yanlış anladığını ne zaman anladın 2 Ocak 2025 ‘de Dem Partili İmralı heyetinin MHP ziyaretinde sayın Kalaycı’nın çehresindeki o samimi tebessümle Dem heyetinin elini sıkıp içeri buyur ettiğinde desem yalan olmaz.
-------
Velhasılı dostlar,,, Neden ve nasıl konusunda kafamızı yorma zahmetine bile girmeden, birilerinin iki dudağından çıkacak söze ya da gözlerinden gelecek işmara endeksli bir hayatı hayat sanırsak ve hatta benimsersek, eşeğin anırmasına göre abdestini bozanlardan ne farkımız kalır ki?
Ne yazık ki, bir konu hakkında bilgi edinme, araştırma ya da doğrusunu öğrenme yerine, duydukları ile hareket edenler yüzünden, toplumsal reflekslerimizde bile benzer gelişmeler olmaktadır.
Bırakalım eşek eşekliğini yapsın. Onların anırmasına göre değil, akli ve nakli delillere göre hareket edelim. Aklımızı ve irademizi gerektiği gibi kullanıp daha insani ve daha İslâmî bir hayat yaşamaya gayret edelim.
Hala eşeğin anırmasına göre abdest bozmakta ısrar edenler varsa da onları eşeğin anırması ile baş başa bırakalım.
YORUMLAR