MUSA KULA - "PÜSKEVİT" VE DEM'Lİ ÇAY
Bazen derler ya 'kapını iyi kilitleyeceksin' tam da o noktadayız.
Siyasetçiler biribirilerine urgan atarken hainler TUSAŞ'a girmeye çalışıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Silahlar bırakılsın" dediği günün ertesinde terör eyleme geçiyor.
Son günlerde sıkça duyduğumuz söz, "Nereden nereye!"
15 Mart 2022'de Devlet Bahçeli "Kılıçdaroğlu, iktidar olduğunda, terörist Demirtaş'ı, Soroscu Osman Kavalayı serbest bırakacaklarını ifade etmiş. Sorarım sana, Öcalan canisini de serbest bırakacak mısın?" diyordu.
Daha buna benzemedik neler neler den sonra geldiğimiz nokta.
Akıl sağlığımıza sahip çıkalım.
"Serok Ahmet" ten sonra "Serok Bahçeli" dönemini mi yaşıyoruz?
"Oğluna gemi alacak kadar paran var Apo'yu asacak kadar para mı bulamadın.
Al sana ip as da görelim" derken, Öcalan'ın TBMM'de DEM grubunda konuşması dönemine mi geldik?
Keşke "El yükseltiyorum" açıklaması yerine önce "Gazi mecliste barış sağlansın, silahlar bırakılsın, samimiyet testiyse Selahattin Demirtaş, gelsin meclise ve DEM Parti Grubu toplantısında Silahlar Bırakılsın çağrısı yapsın.
Unutulmaya yüz tutmuş Abdullah Öcalan'ı durup dururken siyaseten köpürtmenin anlamı nedir?" gibi olsaydı Özgür Özel' in açıklaması da...
Beklenen çağrıyı Selahattin Demirtaş yapsın' denilebilmiş olsaydı.
Evet Öcalan'ın PKK üzerinde etkisi vardır ama kesinlikle belirleyici değildir.
Bölgesel bir sorun varsa, Selahattin Demirtaş ve bölgenin akil insanları sorunun çözümünde olmazsa olmazlarıdır.
Tam da bu günler; akıl sağlığımıza sahip çıkalım dönemini yaşadığımız günler.
Nedir ülkemizde insanları kan içen yaratıklar haline getiren?
"Yenidoğan Çetesi"nde doktor var, hemşire var, hasta bakıcı var, ambulans şoförü var, hastane müdürü var.
Kendi ülkemizde sağlığımızı kimlere emanet edeceğiz bilemedik.
Biz ne vakit bu kadar çürüyen bir toplum olduk?
Vaktiyle "Tek adama bu kadar yetki verilmez. Tek adama bu kadar yetkiyi verirsen, tek adamı kandırırlarsa ülkeyi kandırırlar." denildiği dönemlerde...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kardeşinize yetkiyi verin. Ha ondan sonra şu faizle, dövizle, bunla şunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" diyordu.
O günlerde Euro 8,61 Türk Lirası
Dolar 7,27 Türk Lirası
Gram altın 478 Türk Lirası
Çeyrek altın 800 Türk Lirasıydı.
Eee şimdi bunlar kaç Türk Lirası?
Ağır aksak kurumlarımızın çalıştığı o günlerde "Çözerse bu işi reis çözer" den geldiğimiz noktada
çok ağır bir çöküş yaşıyoruz, herşey elimizde kalıyor.
"Püskevit"in ömrü de DEM'li çaya girene kadardır bunun ötesi de yoktur.
Toptan değilse bile perakende kirlendik, onun için biz yine de akıl sağlığımızı elimizden geldiğince koruyalım.