Tüm zamanların tanımsız coğrafyası ve bilinmez iklimi... İkliminden düşeni abartarak sev demene istinaden öyle yapıyorum lâkin hadi oradan diyeceksin! Ne dersen de bumerang tesiri her söz, sana dönüş yapacak. Ne demek hadi oradan? Köprüden geçen keçilerin inadı misali inat ettikçe birimiz düşecek derin sulara! Düşersen düș ne diyorsun ya ne ne baraj mıyım sularını tutacak!? Akıp git kendi mecrana... Öyle değil de ne kapakların açılmış ve önüne ne kattıysa götürüyor lâkin sana karışmamak ne mümkün! Taşkınlardan sonraki görüntü ile her hâlime iyi bak. Nedir sana kapılmak, ceza mı mükafat mı? Bilmiyorum ama şairin dediği geliyor aklıma; "Yuvasını bozduğum kuşların âhı desem çocuktum!" Zaar düşünürün dediği geliyor aklına, "Sen bana gereklisin diğerleri yalnızca bir tesadüf."
O gülüşünde bir isyan direnişi var ve bütün haksızlıklara karşı sonsuz bir savaş veriyorsun! Bitti mi? Hayır, yorulduğum zamanlarda daha çok koşuyorum diyorsun! Çekil kenara şöyle, daha yeni başlıyorum ve her ne yaparsam ilk heyecanı yaşıyorum. Yuvadan düşen kuşum ve yer çekimine inat nasıl havalanıyorum biliyor musun? Hayır, çünkü taşıyıcı genlerim beni rahat bırakmıyor ve seninle yan yana aynı cephede görüyorum ve Hz. Ali'nin sözleri geliyor aklına, "Gönül, kendine benzeyen gönüle akar."
Düşündüğüm kadar desem, düşünemediğim kadarı haksızlık olacak!
Biliyorum vakitsiz demlendik; sen bana geç, ben sana erken! Bu yüzden sürüklenişimizin bir farkı vardı diğerlerinden sebebine bir sebep! Gri gecelerden erken kavuştuk olmayan sabahlara ve gökyüzü her zamanki gibi mavi değildi. Atılan adımların geriye giden kısmındaydık ve bir adım derken gördüklerimiz bir önce yaşadıklarımızın garip tekrarıydı. Bir arpa boyu ilerleyişimize bile hasret kaldık. Bu ömre yayılan düşler nasıl ki son bulacak bu gidişle anla diyorum, bugün günlerden sen ve sendin dünde desem yarına Allah kerim! Biliyor musun, ne sen gidiyorsun ne de ben. Ve uzun uzadıya Japon selamları başlıyor ve ayrılık şarkıları söylüyoruz hiçbir zaman gelmeyecek düşlere!
YORUMLAR