SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

Varoluşçuluk ve Yörükler

24 Kasım 2025 - 22:45

‘’Felsefe yolda olmaktır’’ diyen Karl Theodor Jaspers,23 Şubat 1883- 1969 Felsefede Varoluşçu akımın teorisyenlerindendir.Psikiyatrist, Din Felsefesi, Tarih Felsefesi, Siyaset Felsefesinde etkin bir yeri olan filozof ‘’ Felsefe yolda olmaktır ‘’ sözünün açılımında en önemli olan konuyu şöyle açıklıyor ;Tecrübeler ve deneysel BENE ilişkin bilgimizin eğretiliğini ve dünyasal varoluşumuzun güvenilmezliğiniz gösterir.

Gerek kilise, gerekse siyasetin insanları özgür değil, eşit yapmaya çalışıyor. Gerçek varoluşu yaşamayan insanın başkaları tarafından kurulmuş olan bu çadırdan çıkabilmesi için, üç zorunlu koşul vardır.   ‘’Yalnızlık, cesaret, savaş ‘’

Kitlesel duygudaşlık içinde sevgiyi kaybeden insan YALNIZ OLABİLMELİDİR.
Yalnızlık ve başkalarını özleme açmazını cesaretle  yaşama zorunluluğudur.
Bu durumda insanın savaşacağı üç şey daha vardır, ölüm,  acı çekme, suç..
Gerçek bir  var olabilmenin yolu insanın sorumluluklarından geçer.

İnsanın varoluşunu gerçekleştirebilmesi için, BİLİMİ AŞARAK, MUTLAĞA gitmesi gerek…Jaspers
‘’ Yörük ‘’ demek, yürüyen Türk demektir, diğer bir anlamda yürüyen insan. Yörük, bahar geldi mi sırtına yükünü sarar, davarlarını önüne katar yola düşer. Bu aynı zaman da filozofun YALNIZLIK, CESARET, SAVAŞ dediği içi zorunlu koşulu yerine getirmektir.

Issız dağların başında gece, gündüz yanında sadece davarları ve bir köpeği olan Yörük yalnızdır. Gece ve gündüz dağlarda uyuyan Yörük aynı zaman da cesurdur da, vahşi hayvanlara karşı, kayaların düşmesine karşı, ağaçların devrilmesine karşın her türlü tehlikelere karşı cesurdur.
 Yörük aynı zaman da bir savaşçıdır da, gözü kara, çıkılmayan dağlara çıkar, gerektiğinde vahşi hayvanlara karşı kendini korumasını bilir. Bir Yörük zaten doğal yaşam alanında savaşır gibi yaşar.Aylarca dağlarda kendi başına yaşayabilir, en fazla eşi ve iki çocuğu vardı, herkesin iş bölümü ayrı olduğu için yalnızlık hep var olmuştur.

ÖLÜM, ACI ÇEKME, SUÇ…

Yörük dağlarda hep ölümle burun burunadır. Dağların başında her hangi bir hastalık söz konusu olduğunda, şehir merkezine ulaşmak  zordur. Keza aynı durum beslediği hayvanlarda da böyledir. Davarlar hastalandığında ya ölümüne şahit olur ya kendi eliyle kesmek durumunda olduğu ölümüne. Yani Yörük için ölüm bir adım ötesinde hep durur.

Yakınlarından biri öldüğü zaman da Yörük hemen anında ulaşamaz, eskiden daha zor ulaşılıyordu bir ölüm haberine, bir kaza haberinde gitmeye, gelmeye. Yörük çıktımı yaylasına, köydeki hısım akraba ölümlerine gitmesi çok mümkün olmaz. Dolayısıyla Yörük dağda bir yakını öldüğünde de, bir hayvanı öldüğünde de acısını çeker, hayatına kaldığı yerden devam eder.

Gelelim suç durumuna, bir Yörük kolay kolay suç işlemez. Trafik kaygısı yok, kavga, dövüş edecek insan yok, az kazandın, çok kazandın sorgusu yok. Hele hele siyasetin eşitlikçi anlayışı hiç yok. Yörük alabildiğine özgür ve kendini var olmaya adamış bir insandır. Filozofun bilimi aşarak ,MUTLAĞA ERMESİ tam da budur.

Atadan, dedeye varoluşçu bir felsefeyi benimseyen Yörükler,  bir anlamda yalnız, savaşçı, ölüme hep yakından tanık olan, acı çekmeyi de bilen, suça karışmayan insanlardır. Yörüklerin felsefesi tam da Jaspers’ in felsefesiyle birebir uyuşan bir felsefedir.

Yörüklerin Anayurdu Orta Asya’dan beri süre gelen inanışları, yaşayışları, hayata bakış açıları takdire şayandır. Yörükler bire bir doğal ortamda yaşadıkları için ölüme hep hazırdırlar. Bu dünyanın misafirliğini ve bir süresi olduğunu bilirler. Ölüm onlar için doğum gibi bir şeydir. Yaşadıkları hayatın koşullarından öğrendikleri, insan doğumlu ve ölümlüdür. Bir ölüm yaşandığında kıyamet kopartmazlar. Takdir ilahi diyerek, topraktan yaratıldık, yine ona döneceğiz kabulü Yörüklerin felsefesinin en temelini oluşturur.

Jaspers  bu konuda şöyle diyor, Zaten hiçlik konumundaki insan, tanrının varlığını kabul etmediğinde kaybolup gidecektir. Bu bakış açısıyla insan asla kendini gerçekleştiremez. İnsan zaman zaman kendi varlığını bile unutuyor, oysa tanrının varlığı ona varoluşçuluğunu  ve kendini tanımlamasında büyük etken.İnsan bu anlamda hem kendini var ediyor, hem de kendini tanımlayabiliyor.
Bu anlamda yaşamı kolaylaştıran felsefe,. Jaspers’in felsefesi ve Yörüğün felsefesi başa baş gider. Mutlağa eren insan bu dünyanın faniliğini bildiği için bir bardak suda fırtına koparmaz. Issız dağların başında, su yok, elektrik yok, yiyeceğini kendi temin eden, doğal hayatın içinde kendi var eden insanın  mutlağa ermesi hiç zor değil. Kendiyle yalnız kalabilen insanın idraki, kendini var ederken oluşuyor zaten. Filozofun dediği gibi’’ yolda olmanın amacı, sarf edilen çabanın sonuçtan daha önemli olmasıdır’’

Yörüklerin varoluşçuluğu bir çaba gerektiriyor. Şöyle ki, yaylaya çıkacak, günlerce yol alacak, oraya çadırını kuracak, hayvanlarına yer yapacak, yemek, yiyecek hepsini dağın başında kendi temin edecek. Bu onun kendini var etme çabasıdır, zira sonuçta ölümlü olduğunu ve ne zaman ölümün gelip gelmeyeceğini de bilmediği için sonuca bakmaz. Ölüm Yörükler için hemen yanı başındadır. Ölüm Yörükler için zaten kaçınılmaz sondur, yaşam ise onlar için büyük bir çaba gerektirir. Hele hele MUTLAĞIN var olduğu bir inanç sisteminde, insanın dünya misafirliğinin farkındadır.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum