İgde ağacı sarı elbisesiyle hazirana koşarken
Kokusunu kuşlar taşıyor gurbetten gurbete
Toprağinı seven fesleğenide unutmadım
Parmağimi dokunsam bahçe halay çekiyor
Yağmur suyu ile demlenen kabak çiçegi
Yemişinden dalını taşıyamayan erik ağacı
Gölgede kalmış kendine küs kuşkonmaz
Nasılsınız desem bin bir sitem ediyor
Bağıracaklarımı susmaktan kulaklarım patlıyor
Başımda işte bir salkım söğüt yalnızlığı olmuyor
Başı dik susmuş bir kavak ağacı yorgunluğu
Gün boyu ceviz ağacım hüznünü döküyor
Yaz cümbüşünde güzü çağrıştıran rüzgar
Uğultulu, iniltili, hüzünlü şarkılar söylüyor
Hemen arkasından şakırdaklı hırçın yağmur
Göğü yere gözlerimle birlikte taşıyor
Bahar, yaz, güz,kış yüreğimde nakış nakış
Kalbimden acıyla havalanıyor son kuşlar
Yarı hüzün yarı gülümseme o son bakış
Teleklerindeki kırık umudu güneşe asıyor
YORUMLAR