İnsanın en çok zorlandığı mücadelesi nefsi ile olan mücadelesidir. İnsanın iç yürüyüşü buradan başlar.VARLIK, BENLİK, GURUR, KİBİR….İnsan bu dört kimlik olgusunu yenerek yola düşerse hiçlik makamına ulaşmış olur.Çünkü İnsanı Ayakta Tutan, Benlik Zannı Değil, Hiçlik Bilincidir diyen Hz Mevlana yine hiçlik makamı ile alakalı ;“Sen benim bu alemde ünümü duymadın mı hiç Ben bir hiçim, hiç ‘ ve Gözün kıymetini ama olandan,Sözün kıymetini lal olandanEkmeğin kıymetini aç olandan,Aşk’ın kıymetini Hiç olandan sor demiştir
Tasavvufun mücadelesi iç âlemden, varlık, benlik, gurur ve kibri kazıyıp atarak hiçlik ve yokluk hâlini idrak ettirmektir. Bu dünyanın gelip geçiciliğine karşı Hiçliği tercih ederek yaşamak, bilinci diri tutmaktır aslında.‘’Yerden gelip yere gidiyoruz’’ sözünün açılımında Mevlana ‘nın hiçlik makamı bir çağrı gibidir bir anlamda.
Mevlana’ca hissetmek , hiçlik duygusuyla hareket etmek bu dünyadaki misafirliğimizi kolay kılar mı sorusu aklımıza geldiğinde, insanın o kendisiyle baş edemediği dört duygusunu kendi önüne koyup, onunla nasıl baş edebileceğini araması gerek.
Varlık, dediğimiz… Var olması için bir yaratıcıya muhtaç olan varlık, yani bizleriz. Dünyada var olmamızın elbet sebepleri ve nedenleri var. Bu bilinçle yaşayan insan için, varlığının bir başı ve sonu var. Yani dünya gelip geçilecek, konup göçülecek bir yer.
Hal böyleyken BEN, BEN, BEN demenin insana hiçbir şey katmadığını, hiçlik makamına ulaştıramayacağını bilmemiz gerek.İnsanın kendi varlığını, hak da yok etmek, nefsini yenip, ben demekten vazgeçmesinden başlar.BEN diyen insan hakikatin yolundan uzaklaşmıştır.Hakikat ki insan gözünden perdeyi indirmedikçe, ben demekten vazgeçmedikçe ulaşılamaz.
Şu beş duyudan, altı yönden
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur
İnsanlara karıl, insanlara
İnsanlarla bir oldun mu bir alemsin
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin
Kendinle kaldın mı bir damlasın, bir dane
Mevlana
Kibir, insanın vazgeçmekte en çok zorlandığı huyu. Kalpte yer etmiş bir kibri kazımak, iğneyle dağları kazımaktan daha zordur demiş alimler.
Kalbinde zerre kadar kibir bulunan cennete giremez… denmiştir hadisi şerifte.
Dıştaki Kibir, İçteki Fakirliğin Eseridir diyor Hz Mevlana,,,İçteki fakirlik ve dıştaki kibir, işte insanı baştan sona nefsine köle eden söz. İçteki fakirlik, kulaktan aldığı, olur olmazı doldurmakla değil, içten gelen bir arınma ve rabbe yürüyüşle olur ancak.
Dilinin söylediğini, yüreğin yapmıyorsa sen kibirden yaratılmış ,et ve kemik yığınısın. Ne kadar da uzak sana hiçlik makamı.Hiççilik “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen bir hiç ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir,” der Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Mevlana ‘nın ‘’ Senin çömlekten farkın olsun ‘’ dediği cümle, tam da insanın içinin benlikle değil, bilinçle dolu olması gerekliliğidir.Işığa doğru yürüyen insan sadece akıl ile gerçeği göremez. Bunun için içten gelen bir maneviyat ve onu arayan bir duygu lazım.
Mevlana’nın çağrısı ve inancı hep insanlaradır.Gel diyor hep gel….Biliyor ki bu nurdan ışık her kim olursa olsun bu ışığa ulaştığında nurlanacaktır.İçindeki zincirlerinden kim kurtulursa Mevlana kapısından geçecektir. Hiçliğe giden bu yol da tam da aradığı yol olan, zincirlerinden arınmış bir yoldur.
Bu iç yolculukta KENDİNİ BİLMEK vardır, kendini bilen rabbini bilir. Rabbini bilen zincirlerinden ve nefsinden arınır. Kendi iç yürüyüşünü arınarak tamamlayan insan hiçlik makamına doğru yoluna gider.
MEVLANA bizi sevgi ve hoşgörü denizine çağırıyor. Ve gel diyor .Çünkü Hiçlik kavramı, onun mistik felsefesinin merkezinde yer alır.Hiçliği, kişinin egosunu, benliğini ve maddi dünya ile olan bağlarını aşarak Allah'a tam anlamıyla teslim olması olarak tanımlar.
Bir tür manevi arınma ve yok olma sürecidir. Hiçlik, bireyin kendi varlığını ve önemini reddetmesi, yani "ben" duygusundan vazgeçmesi anlamına gelir…Mevlana bize bir ayna tutuyor, yol içe içe doğru yürümek, nefsinden arınmak, aşk ile aşka yürümek.
Yüzünü Allah Teala’ya çeviren, nefsinden arınır, hiçlik makamına ulaşır.


YORUMLAR