SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

Dışı Şeker, İçi Kaşar...

07 Ekim 2025 - 00:00


İnsan her şeyi kıyas yaparak öğrenir. Öğrenmek için rol model aldığınız insanlar ve eğitim şart. Öğrenmenin de şartları vardır. Neyi öğreniyoruz, neden öğreniyoruz ve kimden öğreniyoruz. Bu kısım doğrudan sonucu etkiler ki zaten amaç edilen öğrenmekse eğer ve öğrenmişsen ve öğrendiklerini hayata geçiremiyorsan eğer öğrenmenin de hiçbir önemi yok.

Yok zira hizaya sokamadığın ahlakın ve bencilliğin öğrendiğin her şeyin önüne geçer. Eğitimli olmanın kazanımları nelerdir diye dönüp kendimize sormalıyız. Aksi halde diplomalar insanın karakterini belirlemez, belirlemediği gibi duvarda asılı bir kayıttan öteye geçmez.

Büyükler buna ‘’ Mektep mertebe görsün adam olsun ‘’ diyorlar. Peki okumakla, mektep medrese görmekle insan adam olur mu ? Adamlık dediğimiz nasıl bir şey, biz ne okuyunca adam oluruz, ya da nasıl davranınca bizim adamlığımız anlaşılır. Daha da önemlisi biz kendimize olan saygımızı nasıl kazanırız.

Uzmanlara göre eğitim ailede başlar. Doğduğun ev kaderindir. Anne ya da baba nın yokluğu, etrafındaki cahil insanların çokluğu, rol model arayışlarında örnek alacak kimsenin olmaması gibi bir çok eksiğin bulunduğu aileden eğitim alan çocuk nasıl bir öğrenme ile büyür bunun alanı çok olmasıyla birlikte sebep ve sonuçlarını da gözden kaçırmamak lazım

İnsan doğası gereği öğrenmek ister fakat, neden öğrenmek, nasıl öğrenmek, nerden öğrenmek diye sorduğumuzda ‘’ Hep bir meslek sahibi olmak için diye’’ cevaplar duyarız. Oysa öğrenmek sadece meslek sahibi olmak değildir. Elbette bu da önemlidir fakat seni toplumda birey yapacak olan mesleğin değil karakterindir. Karakterini sağlam temeller üzerine kurmazsan yıkılır. Tam da şairin okumakla adam olunmaz, eşeklik baki kalır dediği yerde burasıdır. 

Nevşehir'de bir ilçeye kaymakam atanmış. Kaymakam yanına baş çavuşu alıp, köylülerle tanışmak üzere köy köy dolaşmaya başlamış. Köyün birinde, yolda kucağında yeni doğan eşek sıpasıyla giden bir köylüyü görmüş. Kaymakam baş çavuşa dönerek 'köylüye biraz sataşayım' demiş. Baş çavuş kaymakamı uyarmış. 'Bunlar lafta altta kalmazlar, dikkat edin' dese de, Kaymakam 'bir şey olmaz, ben yıllarca mektep okudum. Cahil bir köylü mü beni lafta yenecek' demiş. Arabayı durdurup köylüye yanaşmışlar. Kaymakam selam verip, 'hemşerim, kucağına yavrunu da almışsın nereye böyle' demiş.

Köylü, bir kaymakama, bir de baş çavuşa bakmış; "sıpayı mektebe yazdırmaya gidiyorum, efendim, okursa kaymakam, okumazsa baş çavuş olsun" demiş...

Burada tartışılan konu, köylünün cahilliğinden çok, okumuş kaymakamın üslubudur. Kim cahil, kim okumuş olduğunun karışmış olduğu bu çağda, okumuş, mürekkep yalamış insanları gördüğünde okumakla adam olunmuyor dememiz hep bu yüzdendir. Onlar cahillikten öte kurnazdırlar anlayamazsınız, dışı şeker, içi kaşar olurlar...

Okumuş kurnazlar vardır, insan yanında gerneşen, ağzını kapamadan esneyen, telefonla konuşurken bağıran, açık arayan, dedikoducu, makamcı, rütbeci , emirci, buyuran, sinsi ve kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen.Ağızlarını açtıklarında dinden imandan söz edip aslında ne dine, ne ahlaka bağdaşmayan hareketler yapanlar, hak yiyenler, rant devşirenler, hep bana hep bana rabbenacılar, kul hakkından korkmayanlar, menfaati söz konusu olduğunda eğilmekten, bükülmekten çekinmeyen diye saymaya başlarsak. Bütün bu olan bitenlere okumuşlar değil, cahiller ordusu demek daha yerinde olacaktır. İnsan cahil olduğunun farkına varmazmış, ta ki ona biri bunu hatırlatana kadar. Bence hangi makamda olursanız olun, dönüp bir bakınız kendinize. Sizin değeriniz kime göre neye göre. Sizi belirleyen  diploma mıdır, yoksa adamlığınız mıdır. Siz hayatınıza kattığınız insanların nelerini değer ve ölçü olarak bilir siniz. Ve siz diğer insanlardan hangi bakımdan üstünsünüz ki ahkam kesersiniz.

‘’ Kişi kendinden bilir işi’’ Demem o ki bu taraftan bakınca cahillikten de öte bir ahmaklık söz konusu ki sormayın gitsin. Ahmaklığını bilmeyen insana da laf anlatamazsın zaten. En güzel yapacağınız şey, aynaya bakan kedilerin, kendilerini aslan sanmasına müsaade etmektir. Bir gün gelir, kedi  kendisinin aslan olmadığının farkına elbet varır ama bu çok  geç olur ,sırtında ki kul hakkı semerini de unutmamak gerekir.

 Kurnaz insanlar, kurnazlığını zeka gibi kullanırlar, bu ayırımı iyi analiz etmek lazım ki, kim okumuş, kim cahil ,kimin dışı şeker, içi kaşar kurnazları da bilelim .

YORUMLAR

  • 0 Yorum