Mülki İdare Amirliği: Bir Emanetin Kutsiyeti

Valiler-Kaymakamlar Kararnamesi 28 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan kararnameye göre bazı illerin valileri değişirken, 128 vali yardımcısı ve 224 ilçeye kaymakam ataması gerçekleştirildi. Bu gelişmelerden yola çıkarak bu haftaki yazımızda mülki idare amirlerimize yer vermek istedim. Devletin şefkatli eli, adaletin tecelligahı ve kamu düzeninin teminatı… Mülki idare amirliği görevi, modern bir bürokratik pozisyon olmanın çok ötesinde, yüzyıllardır süregelen bir geleneğin ve kadim bir sorumluluğun adıdır. Bu makamda oturan her bir isim, sıradan bir memur değil, adeta bir emanetin taşıyıcısıdır. Bu emanetin kutsiyeti ise, taşıdığı anlam ve topluma olan yansımalarıyla belirginleşir.

Konya Valisi İbrahim Akın, geçtiğimiz yıl Eylül ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Konya’nın 42. Valisi olarak atanarak görevine başladı. Çok kısa sürede vatandaşın, bürokrasinin ve siyasetin sempatisini kazandı. Vali demek, ilde Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Cumhurbaşkanını temsil etmek demektir. Mülki idare amirlerinin bu anlamda önemli rolleri bulunuyor. Devlet adına stratejik kararlar onlar tarafından veriliyor. Mülki idare sınıfında vali, vali yardımcıları ve kaymakamlar yer almakta ve mülki idare amirleri son derece nitelikli kamu görevlilerinden oluşmaktadır. Kaymakamların gerek seçilme ve atanma süreçleri gerekse eğitimleri dikkatli bir şekilde planlanıyor. Kendilerine yurtiçi ve dışında eğitim verilmekle kalınmıyor, aynı zamanda iş başında tatbiki olarak yetişmeleri sağlanıyor. Henüz çok genç yaşlarda kendilerine sorumluluklar verilmek suretiyle bu kişilerin görev başında adeta ‘pişmeleri’ sağlanıyor. Bu durum çok az meslekte mevcut.

Mülki idare amiri, devleti vatandaşa en yakın noktada temsil eden kişidir. Onun makamı, vatandaşın derdini dinlediği ilk kapı, sorunlarına çözüm aradığı ilk mercidir. Bir kaymakam ya da vali, sadece kanunları uygulayan bir icracı değil, aynı zamanda yöresinin sosyal dokusunu anlayan, kültürel değerlerine saygı duyan ve halkının beklentilerine duyarlı bir liderdir. Bu yönüyle, görevinin kutsiyeti, sadece hukuki yetkilerinden değil, aynı zamanda vicdani sorumluluğundan da beslenir.

Bu kutsiyet, aynı zamanda tarafsızlık ve adalet ilkesinde zirveye ulaşır. Mülki idare amiri, toplumun her kesimine eşit mesafede durmak, hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese aynı adaletle muamele etmekle yükümlüdür. Zira devletin gücü, ancak adaletle yoğrulduğunda gerçek anlamda bir güven unsuru olabilir. Bir vali veya kaymakamın aldığı her karar, attığı her adım, temsil ettiği devletin imajını doğrudan etkiler. Bu nedenle, makamın gerektirdiği dirayet, basiret ve feraset, görevin kutsiyetini perçinler.

Bir diğer önemli boyut ise toplumun huzur ve refahını temin etme misyonudur. Mülki idare amirleri, afet anlarında ilk koşan, kriz durumlarında liderlik eden, eğitimin, sağlığın, ekonominin ve altyapının gelişimine öncülük eden kişilerdir. Toplumun her bir ferdinin güvende, huzurlu ve müreffeh bir yaşam sürmesi için gösterdikleri çaba, görevin kutsiyetini en somut şekilde ortaya koyar. Onların gayretiyle kurulan bir köprü, açılan bir okul, dağıtılan bir yardım paketi, aslında devletin vatandaşına uzanan sıcak bir elidir.

Mülki idare amirliği görevi, kişisel çıkarların değil, kamu menfaatinin esas alındığı bir makamdır. Koltuğa oturan her bir isim, kendi bireysel hedeflerini bir kenara bırakarak, devlete ve millete hizmet etme ruhuyla hareket etmelidir. Bu ruh, görevin sıradan bir meslek olmaktan çıkarak bir hizmet ibadetine dönüşmesini sağlar. Bu yüzden, mülki idare amirliği sadece bir kariyer değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir adanmışlık ve bir sorumluluk yeminidir.

Netice itibarıyla, mülki idare amirliği görevi, taşıdığı tarihi derinlik, toplumsal sorumluluk ve hukuki hassasiyetle birleştiğinde gerçek bir kutsiyete bürünür. Bu makamda bulunanlara düşen en büyük vazife ise, bu kutsiyeti her daim idrak etmek, layıkıyla taşımak ve gelecek nesillere onurlu bir miras bırakmaktır. Onlar, devletin görünen yüzü, milletin hizmetkarı ve adaletin temsilcisi olarak, bu kutsal emanete sahip çıkmaya devam edeceklerdir.