Huzur Vaktiyle, 752. Şeb-i Arus'a Doğru!

Bu yıl “Huzur Vakti” temasıyla düzenlenecek olan “Hazreti Mevlâna’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri” (Şeb-i Arûs) Tanıtım Programı Atatürk İstanbul Kültür Merkezi’nde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleştirildi. Ersoy konuşmasında, “Bakanlık olarak Konya Büyükşehir Belediyesi ile düzenleyecekleri Hazreti Mevlana'yı anma etkinlikleri kapsamında 11 gün boyunca meşkler, paneller, sergiler, söyleşiler, atölye çalışmaları, konserler ve sema mukabelesi gerçekleştirileceğini söyledi. Programda Konya Valisi İbrahim Akın ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da birer konuşma yaparak, 7–17 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek Şeb-i Arus etkinliklerine tüm gönül dostlarını davet ettiler.

Aralık ayı, asırlardır Konya’nın semalarında bambaşka bir rüzgâr estirir. Bu rüzgâr, bir ayrılığın hüznünü değil, bir kavuşmanın coşkusunu fısıldar: Şeb-i Arus. Büyük mutasavvıf Mevlâna Celaleddin-i Rûmî'nin Hak'ka yürüdüğü, kendisinin "Düğün Gecesi" olarak adlandırdığı o mübarek anın 752. yıl dönümü...

İnsanlık tarihinde ölüm, çoğunlukla bir son ve bir keder vesilesi olarak görülmüştür. Oysa Mevlâna, bu evrensel algıyı altüst ederek, ölümü bir başlangıç, yok oluşu ise gerçek varlığa erme olarak tanımlamıştır. Bu öyle derin bir felsefedir ki, yüzyıllardır gönülleri aydınlatmaya devam etmektedir.

Mevlâna için ölüm, bir vuslattır. Fanilikten bâkiliğe geçiş, sevgiliye (Allah’a) kavuşmanın nihai anıdır. Bu yüzden sevenlerine, vefat ettiği gün kendisi için yas tutmamalarını, aksine sevinçle karşılamalarını öğütlemiştir. Şeb-i Arus, tam da bu öğüdün yaşatıldığı bir kutlamadır. Hazreti Mevlâna, bu topraklara bıraktığı en büyük miras olan 'İnsan-ı Kâmil' olma yolculuğunun kapısını açmıştır. Şeb-i Arus, o kapıdan içeri bir kez daha adım atmamız için yapılan yıllık bir davettir.

Bu yıl da 7–17 Aralık tarihlerinde, dünyanın dört bir yanından misafirler Mevlânâ’nın şehrinde, sevginin ve muhabbetin merkezinde ağırlanacak. UNESCO’nun ‘Somut Olmayan Kültürel Miras’ listesinde yer alan Sema Töreni, insanı kâinatın sırlarına erdiren yolculuğu ve Hakk’a ulaşmanın mertebeleriyle gönülleri mest edecek. Semâ törenlerine ilaveten paneller, kültür-sanat etkinlikleri ve uluslararası buluşmalara kadar geniş bir yelpazede, ‘Huzur Vakti’ temasını gönüllere dokunacak biçimde işlenecek. Bu vesileyle, tüm Mevlana dostlarını Mevlânâ’nın şehrine, huzurun merkezine, Konya’ya davet ediyorum. Ruhumuzun aslına dönme heyecanını yüreğimizde hissederek, 752. Şeb-i Arus'un feyziyle aydınlanmayı dilerim.


Fatih Özgökçen'in Gençliğe Bakışı

AK Parti, kuruluşundan bu yana gençliği geleceğin teminatı olarak gören bir siyasi hareket olmuştur. Partinin temel felsefesinde, Türkiye'yi daha ileriye taşıyacak dinamizmin, yenilikçiliğin ve enerjinin kaynağı olarak gençlere yapılan yatırım öncelikli bir yer tutmaktadır. Bu vizyonun yerel yönetimlerdeki en belirgin yansımalarından biri de, görev yaptığı süre boyunca gençlerin sesi, destekçisi ve yol arkadaşı olmayı şiar edinen isimlerden biri olan Fatih Özgökçen'in çalışmalarında görülmektedir.

Fatih Özgökçen'in yönetim anlayışında, gençlere sadece 'seçmen' ya da 'geleceğin yetişkini' olarak değil, bugünün aktif paydaşları olarak yaklaşılması esastır. Önceki gün gençlerle bir araya gelen Özgökçen birlik ve beraberlik mesajları verdi. Özgökçen: “Gençliğimizin bitmeyen enerjisi, samimiyeti ve heyecanı; yarınlara dair inancımızı daha da güçlendiriyor. Birlikte daha güçlü, daha kararlı ve daha umut dolu bir geleceğe yürüyoruz.” dedi.

AK Parti'nin genel siyasetinde önemli bir yeri olan vefa ve güven kavramları, Fatih Özgökçen'in gençlere yönelik tavrında da kilit rol oynamaktadır. Gençlere duyulan bu güven, onlara sorumluluk vermeyi, hata yapma özgürlüğünü tanımayı ve başarılarını takdir etmeyi beraberinde getirir. AK Parti ve Fatih Özgökçen'in gençlere verdiği değer, sadece söylemde kalmayıp somut hizmet ve yatırımlarla desteklenmektedir. Gençlere yapılan her yatırımın, aslında ülkenin geleceğine yapılan en sağlam yatırım olduğunun bilinciyle hareket eden bu anlayış, Türkiye'nin yarınlarını daha parlak kılma hedefinin temel dayanağını oluşturmaktadır.