Ortadoğu'nun sarsıntılı denizlerinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Ne-Ettin-Yahu) yönetiminin saldırgan ve katı politikaları, bölge istikrarını tehdit etmeye devam ediyor. Bu gergin ortamda, Gazze'ye insani yardım ulaştırma çabasıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu ("Süper Filo" olarak da anılıyor) gibi sivil inisiyatifler, vicdanın son kalesi olarak öne çıkıyor. Bu tablo karşısında Türkiye'nin sergilediği kararlı, ilkeli ve insancıl duruş, sadece bölgesel bir güç değil, aynı zamanda küresel bir vicdan temsilcisi olduğunu da kanıtlıyor.
Soykırımcı Ne-Ettin-Yahu (Netanyahu) yönetimi, uluslararası tepkilere rağmen Gazze ablukasını sürdürmekte ısrar ederken, Türkiye, mazlum Filistin halkının yanında durmaktan bir an bile çekinmedi. Geçmişte yaşanan ve diplomatik ilişkilere ağır darbe vuran Mavi Marmara hadisesi, Türkiye'nin insani yardım konusundaki kararlılığının bir manifestosu olmuştu. Bugün, adı ister "Mavi Marmara" olsun, ister "Sumud Filosu", Türkiye bu sivil yardım hareketlerine olan desteğini ve diplomatik himayesini sürdürerek, hukukun ve insanlığın sesi oluyor.
Kararlılık ve İnsani Liderlik
Türkiye'nin bu krizlerdeki rolü yalnızca kınama veya tepki göstermekle sınırlı kalmıyor. Ankara, diplomatik kanalları sonuna kadar zorlayarak, Filo gönüllülerinin güvenliğini sağlama ve yardımların nihai adresine ulaşması için gerekli zemini hazırlama gayretinde. Bu duruş, Filistin meselesini bir iç siyaset malzemesi olarak değil, bir insanlık davası ve ulusal güvenlik meselesi olarak gördüğünün en açık kanıtıdır.
Netanyahu'ya sunulan ve Türkiye'yi bölgedeki "yeni ve güçlü bir tehdit" olarak gösteren istihbarat raporları, aslında Ankara'nın bölgesel denklemde ne kadar etkili ve vazgeçilmez bir aktör haline geldiğinin de itirafıdır. Türkiye, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarından Suriye'deki güç dengelerine kadar, kendi çıkarlarını ve bölgesel barışı gözetleyen, bağımsız bir dış politika izlemektedir. Bu durum, statükoyu korumak isteyen bazı güçleri rahatsız etse de, Türkiye'nin güçlü ve onurlu bir devlet olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Vicdanın Sesi, Diplomasiyle Destekleniyor
Türkiye, İsrail'in Kudüs ile ilgili tek taraflı adımlarına en sert ve kararlı yanıtları veren, Filistin'in bağımsız devlet idealini uluslararası platformlarda sürekli gündemde tutan öncü bir ülkedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki net ve tavizsiz söylemi, Filistin'de ve tüm İslam coğrafyasında büyük bir karşılık bulmakta, Türkiye'nin liderlik pozisyonunu pekiştirmektedir.
İsrail'in saldırgan politikalarına karşı Sumud Filosu'nun sembolize ettiği direniş ve umut, Türkiye'nin diplomatik ve insani desteğiyle güçlenmektedir. Türkiye, Filistin halkının yanında durarak sadece tarihsel sorumluluğunu yerine getirmekle kalmıyor, aynı zamanda tüm dünyaya adaletin ve insan haklarının her türlü siyasi hesaplaşmanın üstünde olduğunu gösteren parlak bir örnek teşkil ediyor. Türkiye'nin bu sarsılmaz duruşu, Ortadoğu'nun karanlık bulutlarını dağıtacak aydınlık bir geleceğin habercisidir.
YORUMLAR