FATMA ÇETİN KABADAYI

FATMA ÇETİN KABADAYI

[email protected]

Aile Neyse Çocuk Ddur ...

02 Haziran 2025 - 00:01


Annem, “İşin yoksa haydi patateslerdeki böcekleri toplayıver,” dediğinde daha on yaşında yoktum sanırım. Onun da hep işi vardı zaten. Bağ bahçe işi de hiç bitmezdi.

Böyle başladım cümleye. Geçenlerde Selçukya Derneği’nde arkadaşlarla otururken konu bilmeden yaptığımız masum hareketlerimizden açıldı. Arkadaşlar öyle güzel anlattılar ki hafızama patates böceklerini toplayışım tünedi. Gelince dile getirmeden de yerinden kalkmıyor, bilirsiniz.

Yaz tatillerinde hep köyde olurduk biz. Köyde iş hiç bitmez. Çocukça bir şikâyetle söylenirsek hep dedemden örnek verirlerdi. Rahmeti dedem harman zamanı patozdan perişan olan, ağzı yüzü toz içinde kalanlara “Haydi, biraz dinlen, sen sap çek,” dermiş. Sap çekmek çok dinlendirici bir iş gibi. Aslında işin biraz hafifi, kabul etmek lazım ama “Otur,” yoktu dedemin lügatinde. Hep iş, hep çalışma, hep gayret… Sabrı, emeği, başarma duygusunu onlar çocuklarına, ailemiz de bize öğretmiş olmalı.

Bizim de o hesap. O yaşta gücümüz neye yetiyorsa yapardık. Yapmalıydık.

Annemin yumuşu hiç bitmezdi o vakitlerde de, belki de boş duramama alışkanlığım da o dönemde kazandığımız saflıkla paralel olarak gelişti, bilemiyorum.

Saf olmak, çocukça düşünmek, kötü olaylarda bile iyiyi görmek, herkesi kendin gibi bilmek aileden gelen bir özellik bence. Anne baba ne kadar temiz kalpliyse çocuk da öyle oluyor, ne görürsen öyle yetişiyorsun. Onlar hangi konuları konuşuyorsa sen de onları konuşuyorsun. Doğru bulmadıkları senin için de yanlış oluyor. Yapıp yapmamak elbette özgür olduğunda senin elinde olan bir karar. Çok şükür ki bizi değerlerimize bağlı, insanları kırmayan, ince düşünceli, akıldan çok fikrin önemli olduğuna inandırarak yetiştirmişler. Hayat bizi sınamak için olmayacak insanları karşımıza çıkardıysa da bununla inançlarımız nedeniyle baş edebildik. Allah onlardan bin kez razı olsun.

“İşin yoksa patatesteki böcekleri topla,” dediğinde demek ki o zamanlar böceklerden korkmuyormuşum. Şimdi olsa düşüncesi bile beni çığlık atma refleksiyle birleştirir.

Bir poşete tek tek topladığımı anımsıyorum. Belki de bir oyun gibiydi benim için. Onar adımlık uzunluğu, beşer adımlık genişliği ile maşala adı verilen bölümlerde, belirli aralıklarla ekilmiş patateslerin yarım metreyi aşan tevekleri. Koyu yeşil yapraklarda, uğur böceğine benzeyen uçucu böcekler. Patates teveklerini yemeseler elbette kimsenin onlara elleyeceği yoktu. Topladıktan sonra ne yapacağımı söylememiş olmalı ki dere kenarına inip onları akan suyla yüzerek uzaklara gitmesi için boşalttım. Zekâma hayranlığınızı biliyorum.

Boşaltmamla uçup gitmeleri bir oldu. Emeklerime mi yanayım, saflığıma mı şu an kararsızım. Kim bilir en yakında hangi komşunun tevekleri vardı?

Hayat hep böyle işte. Düşünmeden hareket ettiğin her davranış sadece sana değil etrafındakilere de zarar veriyor.

Siz siz olun, tüm sonuçlarını düşünmeden hiçbir konuda karar vermeyin. Hayat her şeyi tecrübe edecek kadar uzun değil biliyorsunuz. Sizin vaktiniz çoksa bilmem tabi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum