KADININ ÇALIŞMA HAYATI VE KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR

Önce şunu iyi bilmeliyiz, Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş ne diyor? “kadınlar insan, erkeklerde insanoğlu”. Buna rağmen, kadınlar, daha işe başlamadan önce şiddet, işsizlik ve eğitimsizlik gibi ciddi sorunlarla  karşı karşıya kalmaktadır.

Kadınların ticaret, fen, sanat veya ziraatla uğraşmaları bir zorunluluk değildir. Ancak, çalışıp para kazanarak  evine ekmek getirmesi  de asla günah değildir. Kendi gönül rızasıyla çalışmak isteyen kadına kimse mâni olamaz.

Kadın iş hayatı, toplumsal, cinsiyet temelli, ekonomik, yasal, dinsel ve kültürel dinamikler çeşitli zorluklarla şekillenmiştir. Bu zorluklar geçmişte olduğu gibi günümüzde de farklı coğrafyalarda, sektörlerde ve sosyal sınıflarda çeşitlenerek devam etmektedir.Kadınlar, geleneksel olarak ev işleri ve çocuk bakımı gibi "ev içi" sorumluluklarla özdeşleştirilmiştir. İş dünyasında hala "liderlik erkek işidir" algısı devam etmekte, bu da  kadınların yönetici pozisyonlara gelmesini zorlaştırmaktadır. Erkek egemen sektörlerde kadın çalışanlara yönelik cinsiyetçi tutumlar ve ayrımcılık yaygındır.
Kadınlar genellikle belli bir seviyeye kadar yükselebilir. Ancak daha üst pozisyonlara ulaşmalarını engelleyen görünmeyen bariyerlere “Cam Tavan” veya “Cam Tavan sendromu” denilmektedir. Eğitim düzeyi yüksek olsa bile kadınlar, CEO gibi üst düzey yönetici pozisyonlarında  erkeklere oranla çok daha az yer bulmaktadır.Kadınlar aynı işi yapmalarına rağmen erkeklere kıyasla daha düşük ücret alabilmektedir. Bu durum,  "Cinsiyete dayalı ücret farkı" olarak adlandırılır ve hala bir çok ülke ve sektörde  çözülememiş bir sorundur.

Annelik izninden sonra işe dönüşte kadınlar ciddi kariyer kayıpları yaşanabilir. Esnek çalışma saatlerinin ve kreş imkanlarının yetersizliği, kadınların iş gücüne katılımını zorlaştırmaktadır. Ev ve iş hayatı arasında denge kurmak, bir çok kadın için büyük bir stres kaynağıdır.

Söz annelikten açılmışken, Yüce Allah İsra süresinin 23-24. ayetlerinde mealen, “Anne ve babaya öf bile demeyin”, çünkü, Veysel Karanı Hz. Derki; Anne sözü dinlemek insana peygamber hırkası giydirir. Annen seni 9 ay karnında taşıdı, 2 yıl göğsünden emzirdi, uyumadı uyuttu ninni çaldı büyüttü, “bir yürüseydi, bir büyüseydi, bir okusaydı, bir hayırlısıyla evlenseydi”, diye sevgisini kata kata seni yetiştirdi.

Kadınlar iş yerinde cinsel taciz, sözlü ya da fiziksel istismar gibi kötü muamelelere maruz kalabilmektedir. Tacize uğrayan kadınlar çoğu zaman konuşmaktan çekinir, çünkü işten çıkarılma ya da toplumda damgalanma korkusu yaşarlar.

Kadınlar özellikle tarım, ev hizmetleri, tekstil gibi sektörlerde sosyal güvenceden yoksun, düşük ücretli ve zor koşullarda çalıştırılmaktadır. Bu durum uzun vadede emeklilik ve sağlık haklarını da olumsuz etkiler.

Kadınların Çalışma Hayatında Güçlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
Yasal Düzenlemeler: Eşit ücret yasalarının etkin uygulanması, doğum izni ve kreş hakkı vb. sosyal hakların güçlendirilmesi.
Pozitif Ayrımcılık: Engelli ve hükümlü istihdamında olduğu gibi, kadınlar içinde istihdam kotası, girişimcilere  destek ve teşvik programları uygulanabilir.
Tacizle mücadele: İş yerlerinde tacizle mücadele mekanizmaları kurulmalı, kadın dostu iş yerleri yaygınlaştırılmalıdır.
Toplumsal Farkındalık: Cinsiyet eşitliği bilincinin artırılması, kadınların bilim teknoloji mühendislik  ve matematik  (STEM)  alanlarına yönlendirilmesi desteklenmelidir.
Bizlerde diyoruz ki:
Kadın yaşamdır, kadınlarımız başarılı olsunlar, kimseye muhtaç kalmasınlar,
Kadın annedir, şefkattir, özverinin simgesidir, ailenin temelidir. Çoğu zaman değil, her zaman gözümüzün nuru, hayatımızın can damarıdır dostlar.