DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

'' OCAĞA İNCİR AĞACI DİKMEK" GİBİ  OLMASIN

09 Eylül 2025 - 00:00

     Pazartesi okullar açılıyor. milyonlarca öğrencimiz  heyecan ve coşkuyla umutla okullara koşacak. Eğitim ve öğretimin kalitesi toplumun göstergesidir. Öğretmen veya bir ilim adamı; her türlü, yönetici, siyasetçi, asker, zanaatkar, sanayici çiftçi, esnaf vs tüm meslek gruplarını yetiştirebilir. Bu mesleklerin hepsi toplansa bir öğretmen veya bilim adamını yetiştiremez. Bu nedenle her başarılı insanın arkasında ya bir öğretmen, ya bir baba ya bir anne yada iyi bir eğitim almış şahsiyet bulunur.

Tarihte geçmiş ünlü medeniyetlerin oluşumunda ,her milletin erdeme ulaşmasında insani ve ahlaki  eğitim görmüş toplumları ve insanları  da yetiştiren  öğretmen ve ilim insanlarıdır. Hz. Peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v) risaletine devam ederken, Medine'ye hicret etmeden iki yıl öncesinden,  kendinden sonra İslam’ın ilk öğretmeni olan Musab  bin Umeyr' i   göndermiş ve Medine halkının eğitilmesi, aydınlatılması, öğretilmesi görevini yürütmüştür. Eğitim ve öğretim ile ilgili Yüce Allah(c.c)  “Deki: ey Rabbim! İlmimi artır.”(Taha suresi  114) “Deki: hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(zümer suresi 9) “Allah’tan kulları içinde, ancak ilim sahibi olanlar korkar.”(fatır suresi  28) Bu konuyla ilgili Allah Resulü ise: “Kim bildiği bir şeyi, sorulduğunda gizlerse kıyamet günü Allah ona ateşten bir gem vurur.”(tirmizi, ilim. 3) “İlim öğrenmek her Müslümana farzdır. Allah, ilim öğrenmek amacıyla yola çıkan kimseye cennetin yolunu kolaylaştırır.”(İbni mace Mukaddime 17) “İlim Çin'de de olsa gidip alınız.” “Beşikten mezara ilim öğreniniz.”

     Bu ayet ve hadisler ışığında; eğitimciler, öğretmenler, hocalar, anne ve babalara çok büyük görev düşmektedir. Terbiyeli, irfan sahibi, kendini bilen insan gibi insan yetişmesi için hep beraber çaba göstermelidir. Diğer halde, eğitim almış cahiller ordusuna bir fert daha kaydedilmiş  olur. Her şeyden önce terbiyeyi, adab-ı muaşereti, ahlakı, insanlara saygıyı, hakkı olmayanı almamayı, insanları küçük görmemeyi, doğaya zarar vermemeyi, canlılara zulüm  etmemeyi, küçüğe sevgi, büyüğe saygı, kul hakkı yemenin haram olduğu gibi bir çok ahlaki değerlerin öncelikle  öğretilmesi gerekmektedir. Hz. Mevlana der ki; “Edep aklın tercümanıdır. Herkes edebi kadar akıllı, Aklı kadar şerefli, şerefi kadar değerlidir.” Sözü de edep ve hayanın ne kadar kıymetli olduğunu göstermektedir.

Konya’mız yüzyıllarca ve özellikle Selçuklu döneminde bilim ve sanatın merkezi olduğu için tüm dünyada Konya'ya  ilim ve sanat öğrenmeye gelmek için can atıldığı bir bir  şehirdi. Bu nedenle Konya şehrimize yakışan iyi bir eğitim öğretim kaçınılmazdır. Edep, terbiye ve görgü kurallarının uygulandığı bir eğitim ve öğretim yakışır. Öğretmenlerimize hocalarımıza, ve eğitim camiamıza öğrencilerimize; eğitim ve öğretim yılı hayırlar getirsin, Bilinçli, ferasetli ahlaki değerleri tam anlamıyla  benimsemen bir yıl olmasını Allah’tan temenni ederim.

      Ahlaki eğitim yoksunluğunun getirdiği insanı zayıflık; Toplumu  gözlemlediğimizde,  eğitim aldığı halde, maalesef egoist, menfaatperest, terbiyeden uzak sadece para üzerine kurulmuş bir hayat serüvenine doğru hızlı adımlarla ilerliyor. Kadirşinaslık yok olmuş, bedavacılık almış başını gidiyor. Zora gelemeyen, alın teri olmadan kazanmayı düşünen hak hukuk eskide kalmış gibi düşünen, bilgi yoksunu, neye niçin inandığını bilmeyen, topluma karışmayı bilmeyen, sosyal hayattan uzak kendini ifade edemeyen  bir nesil geliyor. Tek başına ayakta kalmasını beceremeyecek diplomalı  cahiller  gittikçe artıyor. Hoşgörü zayıflamış, cana mala kast edebilecek bir psikolojiye sahip binlerce yığın insan grupları sokaklarda caddelerde patlamaya hazır mayın gibi geziyor. Vicdan ve merhamet eğitimi olmadıkça  bunların sayısı gittikçe artacağı kaçınılmazdır. Şayet böyle devam eder vicdan, merhamet eğitimi sisteme girmez ve uygulanmaz ise topluma ve aile mefhumuna İncir ağacını dikmiş oluruz. Sonrada çile ve ızdıraplı bir hayata kapıyı sonuna kadar açmış oluruz.Türk milletinin geleceğine ipotek koymak olacaktır. Eğitim ve öğretimin sayın yetkilileri mutlaka bunları dert ediniyor dur diye düşünüyorum. Ancak bunlar tekrar hatırlatılması gerekir. Vicdan ve merhamet eğitimi olmadan asla bir arpa boyu yol alınmayacağını  bilmek gerekiyor.

 İncir ağacı demişken onun nasıl bir ağaç olduğunu anlatmadan geçemeyeceğim. Bildiğiniz gibi incir ağaçlarını evlerin dibine, önüne dikmezler. Gölgesi için bile dikmezler. Kökleri aşırı sık. yayılmacı politika izler. Aynı zamanda güçlü ve genişleyen kök yapısı vardır. Suyu da çok sever. Diğer ağaç kökleri gibi engel karşısında kök engelin etrafını dolanmak yerine, delip geçer. Beton, plastik vb her şeyi deler geçer. Bu yüzden evin yakınına, incir ağacı dikmek, o evi batırmak demektir, Kökleri, evin su borularını kanalizasyon kanallarını, temellerini uzun zaman içinde büyüyerek deler geçer.İncir ağacının kökleri toprak altındaki suyu bulmak için 10-15 metre  uzar ve bulur. .Mutlaka evin su giderini bulur, Yıllar sonra bir bakarsın mutfağında, banyo  da lavabo da incir kökü çıkar. Yada kökler Ahtapot gibi  boruları sarar, tıkar, hatta parçalar. Başınıza büyük iş açar.. Yani Ocağınıza İncir ağacına dikmiş olursunuz.

        Lütfen önce vicdan ve merhamet eğitimi, terbiye, ahlak, adab-ı muaşeret eğitimi verdikten sonra öğretim verelim. Diğer halde, incir ağacının kökleri gibi toplumu perişan edecek bir nesil ile başbaşa kalırız. Sonra çile bülbülüm çile misali olmasın…
                                    Selam ve Dua ile Kalın.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum