DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

HERAKLİUS'A  MEKTUP

07 Ekim 2025 - 00:00

      Allah  Resulü (s.a.v) 622 yılında Mekke'den Yesrib'e hicret etmişti. Yesrib’e geldiği zaman ilk olarak anlamı, fesat ve fitne çıkarmak gibi bir çok kötü anlam ifade eden  şehrin “Yesrib” adını değiştirerek ismini, aydınlık, bilgili gibi anlamlara gelen Medine'i  Münevvere olarak değiştirir. Bunun yanında Medine şehrinin onlarca adı  bulunmakla birlikte bu isimle anılır olmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v) bir taraftan müşrikler ve   diğer düşmanlarla mücadele ederken aynı zamanda devletin kurumsal yapılarının oluşturmasına hızla devam ediyordu .O dönemlerde Rum ( Bizans) devlet başkanına Kayser, İran şahına Kisra, Mısırın başkanına Firavun, Yemen Hükümdarına Tubba, Habeş Hükümdarı ise Necaşi deniliyor ve dünya genelinde bunların hükmü geçiyordu.

      Hicretin yedinci yılı Muharrem ayında, Allah Resulü, bu hükümdarlara İslam'a davet mektubu göndermiştir. Göndermiş olduğu elçiler gideceği ülkelerin dilini iyi derecede konuşan insanlardı.
Dıhyetü'l- Kelbi’yi Rum( Bizans) Kayseri Heraklius'a , Amr b. Ümeyye ed-Demri'yi Habeş Necaşisi Ashame'ye  , Abdullah b. Hüzafeyi, İran kisrası Hüsrev Perviz'e ,Salit b. Amr'ı Temam Valisi Havza b. Ali'ye ,Hatıb b. Ebî Beltaa'yı, mısır Firavun'u Mukavkıs'a , Şuca b. Vehbi Gassan Meliki Müzik b. Haris b. Ebî Şemir'e birer mektup yazarak yaptırmış olduğu gümüşten bir yüzüğü mühür olarak kullanmıştır. Mektupların sonuna Allah, Resul, Muhammed kelimeleri ile damgalayıp göndermiştir. Bu mühür Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, ve Hz Osman tarafından kullanılmıştır. Ancak Hz Osman bu mühürlü yüzüğü elinden Eriş kuyusuna düşürmek suretiyle kaybetmiştir. Kuyunun  bütün suları çekilip aranmasına rağmen bulunamamıştır.

       Kıymetli okurlarım! Hz. Peygamberimiz tarafından İslam'a davet mektubunda yazanları bir çok sosyal medya ve kaynak kitaplarında bulabilirsiniz. Ancak önemli bir kaç anektodu sizlerle paylaşmak istiyorum. Allah Resulünün Rum(Bizans) Heraklius'a gönderdiği mübarek mektubu elçi Dıhle ile ulaştırmıştı. Mektubu okuyan hükümdarın alnından terler  boncuk boncuk akmıştı. Okuduktan sonra hayretle “Süleyman Peygamber'den   sonra ben böyle ‘Bismillahirrahmanirrahim!’ diye başlayan bir mektup görmüş değilim!” dedikten sonra mektubu öpüp başına koydu. O anda hiç bir şey söyleyemedi. Araştırıp soruşturmayı uygun buldu. Heraklius, o sırada Şam ziyaretinde bulunuyordu. Ticaret maksadıyla Mekke'den gelen bir ticaret kervanı bulunmaktaydı. İmparatorun adamları araştırıp bu ticaret kervanında bulunanlara soruşturma yapmış  Hz. Muhammed'i en iyi yakından  tanıyan içinizde kim var?  sorusu üzerine kervanında başında olan Ebu Süfyan’ı işaret ettiler. Ebu Süfyan o zaman müşriklerin safındaydı. Onunla birlikte birkaç kişiyi Heraklius'un yanına getirdiler. Bundan sonra Ebu Süfyan’ın bizzat kendisinin anlattığı rivayet o ki Kayser, Ebu Süfyan ve bir kaç kişiyi önüne oturtup Hz Muhammed hakkında sorular sormuş Ebu Süfyan sorulara karşı eğip bükmeden, bizim düşmanımız, onunla şavaşıyoruz. Bazen o kazanıyor, bazen biz kazanıyoruz. Ancak onun hakkında doğru ne ise cevaplara dürüstçe cevap vereceğini söyler. O asla yalan söylemeyen, dürüst, sözünde duran, emin biri olduğu, hak ve adaleti uyguladığı, sadece Allah’a inanıp ibadet etmeyi, putlara tapmayı reddediyor. Namaz kılmayı, doğru olmayı, fakirlere sadaka vermeyi, haram olan şeylerden sakınmayı, Ahdin'de  durmayı, emaneti korumayı, emanetin sahibine vermeyi, akrabalarla ilgilenmeyi onları gözetim korumayı emrediyor.İman edenlerin asla geri dönmediği, soyunda melik olmayan , soyunda daha önce peygamberlik iddiasında bulunmayan soylu ve asil  bir sülaleden geldiği, etrafında zenginlerden ziyade yoksul ve kölelerin ağırlıkta olduğu vs gibi Heraklius’un sorularına  karşılık  objektif olarak verdiğini  ifade etmiştir. .Bundan sonra Heraklius İncil'de okuduklarına göre beklenen peygamberin gelmiş olduğu kanaatine vararak kavmine “gelin biz ona tabi olalım.” davetine ilgi göstermediler. Rumların hiddetine sebep oldu. Heraklius iman ettiği halde saltanatı için gizli tutma  yolunu tercih etti. Heraklius elçi Dıhyeyi  Hristiyan alim olan Uskuf Dağatır a gitmesini söyleyip birde mektup gönderdi. Ayrıca Hz. Peygamber Dağatır a verilmek üzere bir mektupta ona da göndermişti. Alim Dağatır Tevrat ve İncilde anlatılanlar  ile senin anlattıkların birebir tutuyor diyerek o da iman edip Müslüman oldu. Ne var ki Hıristiyan ahalinin yanına varıp iman ettiğini sizinde bu doğrular karşısında inanmanızı tavsiye ediyorum demesi ile birlikte oracıkta adamı katledip şehit ettiler. Heraklius, elçi Dıhye' ye, peygambere verilmek üzere bir mektup ve bir çok hediye vererek Medine'ye göndermiştir. Ancak yolculuk esnasında eşkiyalar tarafından kıymetli hediyeler elinden alınmıştır.

   Bu daveti son derece güzel karşılayan Heraklius bu davet mektubunu Atlas bir ipeğe sararak altın bir borunun içine koyup sakladı. Bizans Hükümdarları tarafından nesilden nesile intikal ettirilen bu güzide mektup yüzyıllarca saklandı. Avrupalı bir kral tarihçi Seyfi Dingilkılıç'a “Bu mektup bize atalarımızdan tavsiye edilmiştir ki, bu mektup yanımızda bulunduğu müddetçe saltanat bizde kalacaktır. Saltanatın   devam etmesi için de onun yanımızda bulunduğunu Hristiyanlardan saklı tutmaktayız.”

   Hz. Muhammed (s.a.v)  Heraklius’tan gelen mektubu okuduktan sonra şöyle demiştir. “Benim gönderdiğim mektup yanlarında bulundukça, onların saltanatı devam edecektir.”hadisine istinaden bu mektup kayboluncaya kadar saltanatları sürmüştür.

                                   Selam ve Dua ile Kalın.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum