Mondros Mütarekesinin 16. maddesine göre,teslim olması gereken Fahrettin Paşa buna yanaşmadı. Medine, her taraftan irtibatları kesilmiş olduğundan mütarekeden haberdar değillerdi. Olup bitenleri telsiz vasıtasıyla takip eden Fahrettin Paşa, Kızıldeniz’de demirleyen bir İngiliz torpidosu mütareke şartlarını ve Medine’ye ait maddeyi kendisine bildirdiği halde buna cevap vermedi. Ayrıca Babıali’nin Mondros Mütarekesi’ni tebliğ etmek üzere gönderdiği yüzbaşıyı hapsederek İstanbul’u da cevapsız bıraktı. Bir yandan İngilizler, bir yandan Medine’yi kuşatmış olan Şerif Hüseyin’in kuvvetleri Medine’nin bir an önce teslim edilmesini istediler ise de bu isteklerine karşılık vermedi. Babıali, İngilizlerin de baskısı üzerine bu defa padişahın imzasını taşıyan bir teslim emrini Adliye Nazırı Haydar Molla ile Medine’ye gönderdi. Fahrettin Paşa bu emri de dinlemedi. Askerlerin çoğunun hasta olmasına, cephane, ilaç ve giyecek stoklarının bitmesine rağmen direnmeyi sürdürdü. Ancak sonunda kendi subaylarının da baskısı ile teslim olmaya razı oldu.
Kabul edilen teslim şartlarının başında, “Hicaz Kuvve-i Seferiyesi komutanı Fahrettin Paşa hazretleri yirmi dört saat içerisinde Haşimi kuvvetleri karargahının misafir-i hassı olacaktır” ibaresi yer aldığı halde Fahrettin Paşa Ravza-i Mutahhara yakınındaki bir medreseye giderek burada önceden hazırlatmış olduğu yatağına girdi ve bir yere gitmeyeceğini bildirdi. Fakat kendisiyle görüşmeye gelen komutan vekili Necib Bey ve etrafındakiler tarafından tutulup Haşimi karargahında hazırlanmış olan çadırına götürüldü (10 Ocak 1919). Şerif Hüseyin’in kuvvetleri anlaşma gereğince 13 Ocak 1919’da Medine’ye girdi. Böylece Mondros Mütarekesi’nden yetmiş iki gün sonra Medine teslim edilmiş oldu.
İngilizler tarafından “Türk kaplanı” diye adlandırılan Fahrettin Paşa 27 Ocak’ta savaş esiri olarak Mısır’a gönderildi. 5 Ağustos’ta Malta’ya sürgün edildi. Sürgün sırasında, savaş suçlularını yargılamak üzere işgalci devlet tarafından İstanbul’da kurdurulan ve başkanından dolayı halk arasında Nemrud Mustafa Divanı harbi adı verilen mahkemece ölüme mahkum edildi. Ancak Fahrettin Paşa Ankara hükümetinin gayretleriyle 8 Nisan 1921’de Malta’dan kurtuldu. Berlin’de karşılaştığı Enver Paşa’nın daveti üzerine Moskova’ya geçti. Burada İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı Kongresi’ne iştirak etti. 24 Eylül 1921’de Milli Mücadele’ye katılmak için Ankara’ya geldi. 9 Kasım 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kabil sefirliğine (elçi) tayin edildi. Türk-Afgan dostluğunun gelişmesinde önemli rol oynadı. Ruslarla mücadele eden Başkurdistan Cumhurbaşkanı Zeki Velidi Togan’a yardımda bulundu. 12 Mayıs 1926’da görevinin sona ermesi üzerine yurda döndü. 5 Şubat 1936’da Türk Silâhlı Kuvvetleri’nden tümgeneral rütbesiyle emekliye ayrıldı. 22 Kasım 1948’de vefat etti ve vasiyeti üzerine Rumelihisarı’na defnedildi.
Allah’ın Rahmeti ve Merhameti Dini İslam ve Vatan için Mücadele Eden Ecdadımızın Üzerlerine Olsun.
Selam ve Dua İle Kalın


YORUMLAR