DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

DETSELİ MEHMET CEVİZ HOCA

[email protected]

ETMESİN TEK VATANIMDAN BENİ DÜNYADA CÜDA…                         

02 Eylül 2025 - 00:00

Malazgirt Savaşı, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında gerçekleşen ve Türk tarihinde çok önemli bir yere sahip olan bir savaştır. Bu savaş, Selçuklu Sultanı Alp Arslan ile Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes arasında yapılmıştır. Sultan Alparslan’ın savaş öncesi “Ya muzaffer olur gayeme ulaşırım; ya da şehit olarak cennete giderim. Sizlerden beni takip etmeyi tercih edenler, takip etsin. Ayrılmayı tercih edenler, gitsinler! Burada emreden sultan ve emredilen asker yoktur. Zira bugün ben de sizlerden biriyim. Sizlerle birlikte savaşan bir gaziyim. Beni takip edenler ve nefislerini yüce Allah’a adayarak şehit olanlar, cennete; sağ kalanlar gaziliğe kavuşacaktır. Ayrılanları ise, ahirette ateş, dünyada da rezillik beklemektedir.” Bu konuşmasından sonra, kendi ordusundan sayı ve teçhizat olarak kat kat üstün olmasına rağmen, Sultan Alparslan’ın müthiş savaş taktiği ve zekasıyla Bizans ordusunu darmadağın etmiş ve Bizans imparatorunu esir alarak savaşı zaferle sonuçlandırmıştır. İmparator Diogenes’i de esir alarak serbest bırakmış imparatora da; “Bizans'a gitme gidersen öldürürler” demesine rağmen dinlememiş Bizans'a dönünce gözlerine mil çekip işkence ederek Bizanslılar öldürmüştür. İslam alimleri, Malazgirt Savaşı’nı,Hz. Muhammed(s.a.v) ve ashabı ile büyük bir zaferle kazandığı Bedir savaşına benzetmişlerdir. O zamana kadar Anadolu da  azda olsa Türk nüfusu bulunmasına rağmen, bu savaştan sonra Anadolu’ya Türk göçleri hız kazanmış ve Türk İslam yurdu olmuştur. Son olarak Anadolu'yu işgal eden batılı devletler 30 Ağustos Dumlupınar’da meydan muharebesiyle Yunanlılar büyük bir hezimete uğrayarak bu zafer Kurtuluş savaşının Anadolu’yu işgalden kurtarılması olmuştur.

      1071 Malazgirt savaşından, 30 Ağustos Dumlupınar Meydan Savaşı ,Osmanlı devletinde yetişmiş Gazi Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere, komutanlar ve paşalar ile  Müslüman Türk milletinin büyük mücadelesi sonucu Anadolu işgalden kurtarılmış T. Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Devletimize sahip çıkmalıyız. Başarılarını, büyük yatırımlarını ve güçlenmesinden onur duymalıyız. Türk milleti olarak daima yanında olmalıyız. Osmanlı’da olduğu gibi, yeniliklere örneğin ,matbaaya, arabaya ve diğer yatırımlara istemezük diyenler ile şimdi de ülkenin başarılarına, yatırımlarına güçlenmesine, dudak büzüp  üzülenler ve ya karşı gelenler kanımca aynı güruhun mankurtlarıdır. Bu tipler dışardan Türk ve Müslüman, gönlü ve kalpleri  Türk ve Müslüman düşmanlarıyla birlikte atanlardır. .Millet olarak bunları çok iyi bilmek gerekiyor.851 yıl boyunca müslüman Türk milleti, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve birçok beylik gücünde küçüklü büyüklü devletler, Anadolu, Balkanlar, Kafkasya, Afrika, Ortadoğu, Arap Yarımadasına  hükmetmiştir. 1071 Malazgirt zaferinden önce de, yüz yıllarca dünyanın birçok bölgelerinde Türk devletleri bulunduğu dönem ve coğrafyalarında güçlü hakimiyet ve medeniyet kurmuşlardır. Türkler hiçbir zaman büyük devlet diye çekinmeden  korkmadan düşmanların üstüne üstüne gitmişler büyük başarılar elde etmişlerdir. Bu zaman diliminde bir çok mücadeleler olmuş, ibret alınacak, örnek alınacak ve neslimize anlatılması gereken milyonlarca hikayeler zuhur etmiştir. Maalesef tarih kitaplarında bu başarı ve örnek alınacak bir çok değerlerimizi bilinçli bir şekilde Türk toplumuna unutturulmuştur. Örneğin. Çin seddini Çinliler korktukları için yaptıkları anlatılan Kürşat ve bir avuç askerini kaç kişi biliyor. Haçlı seferlerinin çok azı hariç her seferinde haçlıları perişan eden komutanları, sultanları kaçımız biliyor. Bilge Kağan, Mete Han, Tonyukuk, Arslan Yabgu, Attila, Tomris Hatun, Çağrı bey, Tuğrul Bey, Gazneli Mahmut, Selahaddin Eyyubi, Selçuklu ve Osmanlı, kuruluşlarından yıkılışlarına kadar bir çok  başarılı sultanlar ve padişahların hikayelerini kaçımız biliyor. İmamı A'zam, İmamı Buhârî, imamı Maturidi , Farabi, İbni Sina, El Biruni,  Ali Kuşçu, Piri Reis, Takiyüddin, Katip Çelebi, Hulusi Behçet, Aziz Sancar, Feryal Özel, Canan Dağdeviren ve buna benzer birçok alim bilim adamı ,sayısızca Türk İslam alimi, Türk ve İslam medeniyetini nakış nakış işlemişlerdir. Bunların isimlerini kaçımız biliyoruz. Milli olan Kahraman ordu komutanları, isimsiz kahramanlar, o günden bu güne bu Vatan, bayrak ve dini İslam için yüzbinlerce vatan evladı bu topraklara şehit düşmüştür. Bunların kaçını kaçımız biliyoruz.

     Anadolu toprakları ve halkı,  dini, milli ve kültürel zenginliğe sahiptir. Zaman zaman yöneticiler yanlış yollara gitseler de, Anadolu halkı ecdadının mirasına sahip çıkmasını bilmiştir. Yanlış gidilen yoldan döndürmesini  bilmiştir. Maalesef bu kıymetli değerlerimizi sistemin eksik ve yanlışları, eğitimin topal ördek misali ilerleyişi, televizyon ve internet ve sosyal medyanın alabildiğine  kontrolsüz oluşu, insanlığımızı milli ve dini kültürümüzü alabildiğine yozlaştırmıştır. Bu kontrol düzlük emperyalizmin değirmenine su taşımaktadır. Özellikle yabancı analistlerin yazılarında Türk dizilerinin hem kendi ülkesini hem de diğer ülkelerin kültürlerini tamamen yok etmek üzere kurgulandığını söylemektedirler. Yazar ve Gazeteci merhum Peyami Safa bu konulara parmak basarak çok güzel sözü ifade etmiştir. “Bir milleti yok etmek isterseniz askeri istilaya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını yozlaştırmak kafidir.” aynen öyle. Ülkemizin içindeki satılmışlar ve dışarıdaki işbirlikçileri ve bunların suyundan ve huyundan giden avanaklar yoluyla kültür yozlaşması hızla ilerlemektedir. Önlem alınmaz ise elimizde ne idüğü belirsiz bir hal ortaya çıkacaktır. İstiklal Marşımızda, Milli şair merhum Mehmet Akif Ersoy ne güzel söylemiş:Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!    Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.                 

        Selam ve Dua ile Kalın…

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum