İçindeki anlamsız yangınları dışarıdaki masum canlılardan çıkartan mahlukatları ele alacağız bu hafta. Doğa Ana’nın sessizliğini güçsüzlük varsayan bu iki ayaklı canlılar; toprağın her karışı için canını feda etmiş kahramanlarımızın kemiklerini sızlatmayı sürdürüyor. O kahramanlarımız vatanında diğer canlılar yaşasın diye gözlerini yumarken; bazılarını da nefis uyutmuyor.
Ormana gittiğinizde içinizde ister istemez bir ürperti olmuştur. Bu ürpertinin muhtemel sebepleri arasında; izlediğimiz filmlerdeki bazı sahnelerin aklımıza gelmesi, sessizliğin kuşkuyu arttırması, her an vahşi bir hayvanla karşılaşacağımız düşüncesi vs. Peki ya size sorsam: Sokakta yürürken tesadüfen yanınızdan geçen bir mahluk, elindekini oyuncak, kendisini de aklı sıra havalı ya da hain planlarla zeki ilan ediyorsa ayı mı daha tehlikelidir yoksa sokaklar mı? Hayvanlar bizim gibi bir tehlikeden haberdar olsalardı yaşamımıza izin verirler miydi? Merak etmeyin, eğer ormandan korkuyorsanız bir gün bu korkunuz sona erecek. Çünkü ileride orman diye bir şey kalmayacak.
Çok acayip canlılarız. İki yeşillik görünce içimiz açılıp enerjimiz yerine gelebiliyor ama aynı zamanda elimize fırsat geçince mahvetmeden de duramıyoruz. Şimdi manzarayı; sayamadığım kadar yıldızı olan ve her yeri para kokan bir yerde insancıklarımızın izlemesi gerekirken hayvanların orayı yaşam alanları saymaları ne hadlerine(!) Sonra haberlerde hava kirliliği artışı... Geçmiş olsun, ne diyelim.
Kimsenin elimize su dökemeyeceğinden böbürlenmek yerine keşke herkes o suları bir kaba koysa. Hayvanların bu sıcakta içleri kavrulurken mecazı pek sevmeyen mahluklarımız maalesef bunu da gerçekleştirme çabası içerisine girdiler. Sonuçta tatbikat konusunda tam teşekküllüyüz(!) Hatta bununla yetinmek ne haddimize? Bazı iyi kalpli mahlukatlarımız(!) bu konuda masum hayvanlarımızı da bilinçlendiriyor(!)
Yaktığımız her canlının külleri ileride çocuklarımızın üzerine savrulacak ve lekesi uzun bir süre çıkmayacaktır. Güya amacımız onlara daha fazla miras bırakmak ya. Elleri paralarla dolup taşarken satın alacak bir şey kalmayacak. Şimdi kendimizden daha tehlikeli bulduğumuz hayvanları büyük bir hayranlıkla belgesellerde izleyecekler ama kimse bunun sonuçlarını da üstlenmeyecek. Sonuçta onların katillerinin peşine kimse düşmeyecek. İnsanlık da bu kara lekeyi örtbas etmek için onlara rüşvet vermekle uğraşmayacak. Dünyanın en vahşi canlısını merak ediyorsanız lütfen aynaya bakınız. Emin olun gördüğünüzle asla başka bir canlıyı kıyaslayamayacaksınız.
Doğa Ana bağışlayıcıdır. Şefkatinden günahkar evlatlarını dahi bağrına basar ama akıllanmadıklarını görür ve üstüne üstlük diğer çocuklarının da acısını yaşamaya devam ederse bir gün intikamını alacaktır. Ona mahlukların bizden olmadığını da anlatamayacağız çünkü türümüz aynı. O da karnından göğe taşan tohumlarını ve huzuruna kabul ettiği misafirlerini rahatsız eden bizleri evlat acısıyla sınanan bir anne edasıyla usul usul karşılayacağı günü bekleyecektir.
YORUMLAR