Derya Gündüz

Derya Gündüz

[email protected]

ANNE-ÇOCUK

15 Eylül 2025 - 22:28

 İlk içine doğduğumuz canlıdır anne. Gerçek dünyaya gözlerimizi açana kadar onun dünyasında yüzeriz. Aslında biz hayatımızın sonuna kadar onun dünyasında yüzeriz. Bizim için atan kalbinde, filizlenmeye başlayan duygularımızla bağlanırız. Bu duygular, tecrübesizliğin verdiği en saf ve en unutulmaz duygulardır. Bizim için en güvenli sığınak onun kollarıdır. Şefkat ve merhamet ile ilk bu sığınakta, inzivadayken karşılaşırız.

  Bizi tutacağını bilerek düşeriz. Güvenimiz kendimizden geçecek kadar fazladır ona. Bizim gözümüzde büyüyen ne varsa küçüleceğini onun sayesinde biliriz. Yaptığı her davranışı doğru kabul ederiz. Bitmez tükenmez merakımızın içerisinde bizlere verdiği cevaplar hep mantıklı gelir. Çünkü arkada, cevap aramayacak kadar masumluğu benimseriz.
 Her anne çocuğu için özeldir. Anne-çocuk ilişkisi arasında her zaman olumlamalar yapılmaz. Ters giden durumlar da olur. O zaman bile anne çocuğun içinde, hep merhametle sarılı kundaktadır. Çünkü bu duyguyu annemizden öğreniriz. Bu kadar özel olan kişiyi aynı zamanda saklamak sakınmak isteriz. Koruma iç güdüsüyle kıskanırız onu. Daha o zaman küçücük olan bedenimize yediremeyiz. Ondan aldığımız güçle onu korumak isteriz. Duvarlarla tanışma hikayemiz de böyle başlar.  

 Sonra büyümek için sabırsızlanırız. Bazı şeyleri hemen yapmak isterken dikkatsizliğimiz artar, sakarlaşırız. Çocuksak ve mutluysak bunun pek bir önemi yoktur. Çünkü biz dökerken arkamızdan birin toplayacağını biliriz ama kırılan bizlersek bizleri de birinin toplamasını bekleriz. Annemizin dizlerinde; hala başımızın sıcaklığı dururken soğutmaya hacet etmeyiz. Kırılan yerlerin tamiri, bir elin saçımızı okşamasıyla sürdürülür. Bu tamamen kurulan bağın sağlamlığındandır. Özümüz için gerekli olan şifanın onun özünden geldiğini bilmesek de hissederiz. Menfaatsiz sevginin ve ilginin sarhoşluğuyla şımarırız. Sonra hayatın böyle sürüp gideceği konusunda yanılgıya düşeriz. Düşüşlerimiz olgunlaşana kadar devam eder. İnsan dayanmak için en güçlü duvarın kendini çevrelediğinde olduğunu fark ettiğindeyse büyür.

 Büyüyene kadar annesinin duvarlarını boyar çocuk. Onun için eline aldığı kalemlerin ya da çizdiği şekillerin bir önemi yoktur. Önemli olan karşılaşacağı tepkidir. Hayatta “en”lerin sahibinin tepkisi. Gözleri dolu bir şekilde annesine bakar. Mutlu olsa da içinden ağlamak gelir. Bu durum ona karşı hissettiği yoğun duygulardan kaynaklanır. Eğer anne duvarını çocukla boyamaya devam ederse çocuğun hayata karşı duyguları daha da sağlamlaşır ama eğer durum çocuğun üzüleceği yöne eğilirse o çocuk içten içe kırılganlaşır. Örnek alıp kendine de inşa etmeye başlayacağı o duvar annesinin beğenmediği karalamalarla dolar taşar. Çocuk her içine döndüğünde annesinin duvarında da aynısının olduğunu ve çirkin durduğunu düşünür. Çocukken masum olarak yaptığı karalamalar bir kabullenişe kadar kişiyi mutsuz eder.
                                                            (Bu yazı, hayatımdaki özel kişiye ithafen yazılmıştır.)
 
 
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum