Merhaba sevgili hemşerilerim, merhabalar efendim, hayırlı, uğurlu günler, bol çalışmalı, bol üretimli, bol taşlamalı beklentiler…
Renkler diyorum, hayatın her alanında, her anında karşımıza çıkıyor ve bizleri etkiliyor, tetikliyor, düşündürüyor, olmalı..!
Kimileri eğitimle, kimileri öğretimle, kimileri de kaderiyle yaşıyor bu “renkleri”…
Beyazın görüntüsü başka, turuncunun, mavinin başka, kırmızının, morun başka, yeşilin sarının bambaşka…
Yoğurtta bile yalnız beyaz yoktur, tek renk yoktur görebilene, hissedebilene…
Malumunuz amacım, ukalalık, ya da süslü laflarla sizleri doldurmak, dolduruşa getirmek, yönlendirmek değil, biliyorsunuz. Doğru yönde yönlendirmek maksadıyla cümlelerimi, yazılarımı ve bakış açımı da sizlere, elimden geldiğince, dilimin döndüğünce aktarmaya gayret edenlerdenim. Kah sitemle, kah gülümseterek, elden geldiğince düşündürerek bu yolda, yani doğruyu göstermek ve doğruya yönlendirmek için kalemimi kullanmaya devam edeceğim inşallah…
Birkaç önceki yazımda da, EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM !!! demiştim yine, insanlığa, insan olmaya, iyiliğe, iyilikleri artırmaya da dikkat çekerek…
Görüyorum ki, hatta hepimiz de bunu görüyor ve yaşıyordur: İnsanlık, bunca karmaşada yaşayıp giderken, hepimiz bir etkileşim, iletişim ve paylaşım içerisindeyiz.
Amacım Pollyannacılık değil tabi ki de, herkes gibi ben de bir insanım ve elimden geldiğince iyiliklerin, güzelliklerin uygulayıcısı ve örneği olmaya gayret ediyorum. Tabi bu arada gördüğüm, izlediğim ya da bana da aktarılan birçok durumu sizlere de aktarıp, bilgilendirmeye, düşündürmeye, doğru şekilde yönlendirmeye çalışıyorum…
Sokakta fosur fosur sigara içene de saygı duyalım, o içmeyenlere saygı duymasa bile…Biz, önce kendimizden sorumlu olduğumuzu bilelim. Önce iğneyi kendimize batıralım ki, küçücük iğnenin acısını bir görelim, tadalım, bilelim, başkasına bu acıyı tattırmadan…. Oğlumuza araba kullanmayı öğretirken, kızımıza da öğretelim, ileride yarın bir gün kocası ya da annesi, çocuğu ya da çevredeki bir insan rahatsız olurda, arabayı kullanmayı bilsin, hastaneye götürebilsin diye…Yaramazlık yapan ya da o an susturmak istediğimiz çocuklarımızı “sana iğne yaptırırım” ya da “seni polise veririm içeri atar” diye korkutmayalım ki, doktordan, hemşireden, diş hekiminden, polisten soğutmayalım, onları kötü göstermiş olmayalım. Yaşlıya, hamileye toplu taşıma araçlarında yer vermeyenleri de doğru örnek olarak “EĞİTELİM”…Kişisel temizlik ve bakımımıza da, özellikle bu mübarek günlerde daha fazla dikkat edelim. Etrafa yayacağımız kötü ve nahoş kokulardan rahatsızlık vermeyelim! Rabbimizin rızasının nerede olduğu bilemeyiz biz aciz kullar olarak…
Hayatın tüm renklerini olumlu, olumsuz her yönünü görelim, bilelim. Renklerin farklılığı içerisinde, diğer renkleri de görelim…Biz her iyiliği artırdıkça, kötülüğün de azalacağını bilelim. Sonuçta bize emanet verilen ömrü de bir an gelecek, sahibine, yüce Mevla’ya geri vereceğiz. Dünyadaki adaletin kat be katını huzuru mahşerde göreceğimizi de unutmayalım!
Akşehir Beyefendisi der ki: “Gözünün gördüğü yere baktığında, baktığını da görmelisin…”
Demem o ki, Dünyanın Ortası Akşehir’den, Gülmecenin Başkentinden, Nasreddin Hoca Diyarından, Hürmetlerimle… Ya tutarsa…
YORUMLAR