BEN İYİ BİR İNSAN DEĞİLİM !


          İnsan yaşı ilerledikçe hareketleri daha bir yavaşlıyor. Fiziksel yetersizliğin baş göstermesi sebebiyle diye ilişkilendiriliyor genelde uzmanlarca ama önce beyni, düşünceleri, fikri yavaşlıyor kanımca. Daha az kanla beslenmesi, yıllar içinde yorgun düşüp yetilerini teslim etmesinden dolayı da değil. Artık düşüncede psikolojik olarak adına olgunluk denilen yılların verdiği birikimle daha çok korkak ve daha az cesaretli olmasından.

           ''Ben iyi bir insan değilim!'' daha sık duyuyorum kafamın içinde bu cümleyi artık. Eskiden kalabalıktı orası tabii. Gürültü ve keşmekeş hakimdi. Bir çok ses ve bir çok düşünce bastırıyormuş meğerse bu zayıf, cılız ve derinden gelen bu sesi. Muhasebesini yaptığım bir koca hayatta ne kadar boş yaşadım öyle. Bu korkunç. İç sesimle içime doğru suçluyorum kendimi. Yalan söyleyecek halim yok size, ben iyi bir insan değilim buna inanın. Öyle ya yıllarca bir yalanı kendime söyleyerek inandıracak halim de yok kendimi.

          Yalan söyleyebilirim ama bir yalanı yıllarca kabus gibi sayıklayıpta iki yüzlülük yaparak saklayamam. Yaşadıklarımdan hayal ettiklerimi çıkarttığımda, geriye kocaman bir hayal kırıklığı kalıyor. Demek ki koca bir hayal kırıklığı yaşamım. Derin ve saçma sapan bir boşluk. Kendimden başka kimseyi düşünmediğim için, bencil olduğum için heralde bu derin boşlukta kendimden başka kimse için de üzülemiyorum doğrusu. Kimse kusura bakmasın herkesi kullanmış olabilirim.

     Hangi sokağın çıkmazıyım, neyin yanlışıyım ben. Yalnız yine de kendimden başka herkese ve her şeye tahammül edebilmeyi de nasıl başarabildim bunca yıl anlamıyorum. Buda bana ıssı tuhaf bir pırıltı bir nebze olsun teselli sanırım. Yazık ki her şey için çok geç. Şu an uyuyan bütün geçmişe dönük sevdiklerimi yataklarından kaldırıp şahitlik ettirebilirim bunun böyle olduğuna. '' Ben iyi bir insan değilim!''

      Bu ara her şey çok sıkıcı. Bitse ya artık tüm bu ''olmayanlar, olamayanlar..'' Yüksel Köker hocamın bir cümlesine rastladım bu akşam diyordu ki; ''... her şey olacak  ve hiç bir şey olmayacak gibi duruyor. Sadece duruyor!'' Bir kurşun gibi saplandı beynime ve yetti de zaten tamam hocam şarjörü boşaltmana gerek yok, tüm bu olamayanlar durup duranlar bitiverse mi artık durup dururken. Üstelik hiç bir bahaneye ihtiyaç duymadan.

          Epeyce bir yerini karıştırdım dünyanın. Anlamlarını anlamsızlaştırıp kendime göre yonttum ve dedim ki tamam ya ben oynamıyorum artık gidip dinlenebileceğim bir annemin dizi artık o koca sersem başımı dayayıp. Sonra dedim ki annem yok benim artık. Zaten bir keresinde eli hamurlu iş yapıyordu itmişti beni öte git diye ve kızıp bütün anne dizlerine yemin etmiştim ama ertesi sabah gözlerimi de onun dizlerinde açmıştım yine. Bir sersemin yemininden ne beklenebilir ki zaten. Şimdi gidip neresine dayayacağım bu akılsız başı. Belki mezar taşına. Faklıydı o, beni anlaması için duyması gerekmezdi ki. Bakardım, anlardı.

          Sonra birilerini sevmek istedim. Beni sevebilecekleri fikri hoşuma gitmişti. Sevilmek için sevmeyi istemiştim aslında, aşklarından ölüyordum filan sorsanız. Bencilim demiş miydim. Onlara nihayeti en büyük faydam hayatlarından çıkıp gitmiş olammdır Allah biliyor ya. Aşk herkes birbirine uzakken güzel. Yaklaşınca, yakınlaşınca rezalet mi rezalet. bir boşluğa manalar yükleyip duruyoruz habire. Vasıfsız dertlerden dağlar yaratıp sonra da tepelerine kederden yüklü bulutlardan karlar yağdırıp çığlıklarımızdan çığlar altında eziliyoruz ezik ezik.

          Neye el attıysak kurudu, neyi dilediysek adı göç ve hayal oldu. İçimi daraltan, göğsümü sıkan tüm lanetleri alıp gidelim artık. Uyuyamıyorum, uyuyabileceğim bir yerlere gidelim sonu uyanmak olmasasa da olur farketmez. Her gemiyi yaktım, herkesi kırdım, kırıldım, küstüm. Ben en sevdiğim iki insanı toprağa gömdüm. Bundan sonra herkesi gömerim, ölü ya da diri artık bana farketmez bu kendim bile olsa olsam bana ne bir kere ben düştüm.

          Bu gece soğuk yine üstünü iyi ört, içinden bir ayrılık şiiri tut. Ben bir türkü mırıldanayım; ''Sabah olur güneş vurur duvara, allı gelin senin gocan vallah avara, faydasız çamuru vurma duvara, yağmur yağar emeklerin zayolur...'' Ayrı yerlerde yan yana uyanırız belki kimbilir. Serin ve sakin bir sabah aklım karışmış olabilir. Hayatıma girip çıkmış herkesten özür dilerim belki de bu adam sözünü de tutmayabilir.  Kendimden başka herkese tahammül ediyorsam eğer, kendimle beraber herkesten eşit derecede nefret ettiğim içindir. Ve kelimelerimin hisleriniz karşısında bir hükmü yoktur çünkü; '' Ben iyi bir insan değilim'''