İNANÇ EKSENİNDE İSTASYON YAZILARI
Bu hafta köşemde tanıtacağım kitabın adı İnanç Ekseninde İstasyon Yazıları ve yazarı Mehmet Ceviz.
İstasyon Haber Gazetesi'nde birlikte köşe yazıları yazmaya devam ettiğimiz değerli kalemdaşım; İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu ve Hacı Veyis Camii'nde yirmi yıl İmam-Hatiplik görevinde bulunmuş olan Mehmet Ceviz Hoca’dır.
Çevresinde beyefendi kişiliği, bilge duruşu ve dost canlısı olarak tanınır. Kendine özgü üslubu ve cümle yapısıyla güçlü bir kalemdir. Şiir, makale ve denemeleri dikkat çekicidir.
İnanç Ekseninde İstasyon Yazıları kitabı, inanç ve ahlak bilgileriyle birlikte sanat değeri taşıyan edebî yönüyle de okunması ve kitaplıklarımızda bulunması gereken bir eserdir. İstasyon Gazetesi'nde yayımlanan köşe yazılarını kapsayan bu kitap; bir kütüphane dolusu bilgiyi içinde barındırmakta, maneviyatımıza ve ahlaki değerlerimize ışık tutarak, kaybolduğumuz bu iklimde bizlere doğru yolu göstermektedir.
İnanç Ekseninde İstasyon Yazıları kitabını okurken değerli izlenimlerim oldu ve ruhuma kazınan haliyle düşüncelerim şunlardır: İnanç dediğimiz, çoğu zaman bir haritadır; yol gösterir, yön verir. Ahlak ise o yolda yürürken bıraktığımız ayak izleridir, hangi adımı nasıl attığımızı gösterir. Bu iki kavramın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini kabul etmek gerekir; zira biri olmadan diğeri eksik kalır. İnanç, niyetin pusulasıdır; ahlak, davranışın terazisi.
İnanç, gökyüzüne açılan bir pencereyse; ahlak, o pencerenin önünde büyüyen bir çiçektir. Ve ne yazık ki bazen, bu pencereyi açtığımızı sanarken o çiçeği solduruyoruz. İnandığını söyleyenin her zaman ahlaklı olmaması, ahlaklı olanın da her zaman bir inanç sistemiyle bağlı olmaması bundandır. Kalbin ritmiyle dilin söyledikleri tutarsızlaştığında; inanç yalnızca bir kimliğe, ahlak ise sadece bir toplumsal beklentiye dönüşür.
Mehmet Ceviz Hocam’ın İnanç Ekseninde İstasyon Yazıları kitabını okumanızı ve başucu kitabı yapmanızı tavsiye ediyorum. Değerli kalemdaşıma sağlıklı, uzun ömürler ve yazarlık hayatında başarılar diliyorum. Sizleri de, bu anlamlı kitaptan bir paragrafla baş başa bırakıyorum:
“Tesadüf, rastlantı; yalnızca ihtimallere bağlı olan olayların kesin olmayan sebepler silsilesidir. Tevafuk ise hoş ve zarif bir şekilde varlıkların veya olayların birbirine denk gelmesini ifade eden İslami bir terimdir. Bu sözcükte ilahî iradenin takdiri söz konusudur. İlahî takdirin onayı olmadan olayların gelişemeyeceği, bu sözcükle ifade edilmektedir. Allah (c.c.), ‘Bir şey yaratmak istediği zaman, O’nun yaptığı “Ol!” demekten ibarettir. Hemen oluverir.’ buyurur. Her şey, O’nun takdiriyle sırası geldiğinde gerçekleşir.”