Sonbahar Çiçeği ve 10 KASIM
Krizantem çiçeği, kasımpatı adı her ne olursa olsun, o bir sonbahar çiçeğidir. Bahçelerde yaprakların dallarına veda ettiği yerde güze inat olsun diye pat pat açıveren kasıp patları. Ne zaman okul çocuklarının elinde sonbahar çiçeği görsem ya On Kasım gelmiştir ya da Öğretmenler Günü gelmiştir. Sonbahar mevsimin hüzünlü yüzüne düşen bir çiçek işte yerini hemen alıverir.
Kaç sonbahar çiçeği güzün hüzünlü yüzünden gelip geçerken, kimin masasını süsledi, kimin eline bir demet çiçek oldu bilinmez ama sonbahar çiçeği renk renk açsa da adı hüzün çiçeği.
Bir çiçeğin dilinden mevsimi anlatmak istesek, krizantem çiçeği hüzün çiçeğidir. Bahçelerin tarumar olduğu bu mevsimde, çiçek açmaya duran kasım patlarının elbette vardır bir bildiği. Çoğu zaman kasım karları arasından başını uzatır hayata. Kimi zaman bir çelenk içinden gülümser. Kimi zaman kırmızı kurdalar la sarılı bir buketin içinden el sallar.
Atatürk ‘ün sağlığında ona Hintli olan kişi bir ipek halı hediye eder. Hint’li, Atatürk ‘e bu halının üzerinde sizin hayatınızı yönlendirecek motifler var diyor. Halının deseninde bir saat, saat dokuzu beş geçiyor, ortasında bir fil, etrafı kasım patlarıyla bezenmiş bir ipek halı. Bunun ne demek olduğu çözümlenmiş midir bilinmez ama saatin dokuzu beş geçiyor olması çok ilginçtir. Kasım patları, hem kasım çiçeği oluşu, hem her Atatürk’ü anma etkinliklerinde çelenlerde, buketlerde, anıt mezarda yerini alır.
Her yıl On Kasım da andığımız ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ‘e minnettarlığımızı gösteriyoruz. O bir dünya lideridir. Atatürk bu ülke için cepheden cepheye koşan bir liderdir.
‘’ Ya bağımsızlık, ya ölüm ‘’ Diyen bir liderdir.
Atatürk ‘’ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olup gidecektir, fakat fikirlerim size ilelebet payidar olarak kalacaktır’’ Diyerek Türk halkına mesajını vermiştir.
Öldüğünde , bana bir anıt mezar yapın dememiştir. Anıt mezar yapan bizleriz. Her ulusun bir lideri vardır, bizim de liderimiz Atatürk , ruhun şad olsun.
Mozole Çiçeği Kasımpatı
Bağımsızlık ateşi yanardı bağrında
Elif Ananın kağnısı gıcırdardı yanında
Az ötede Gördesli Makbule
Yörük Ali Efe siperden sipere koşardı
Koşardı süngüler düşman göğsüne
Yediden yetmişe kulak kesilirdi sesine
‘’Yan bağımsızlık ya ölüm’’
Yunanı döktüler denize
Al bayrağımız süzülür nazlı nazlı gökyüzünde
İner yarıya her 10 Kasım güzün hüzünlü yüzünde
Kasım patları dökülür çocukların ellerinden mozolene
İstiklal Marşı okunur her yerde, ruhun şad olsun