Terörsüz Türkiye Projesi: Geleceğe Umutla Bakmak
Türkiye'nin uzun yıllardır mücadele ettiği terör belası, sadece can almakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal huzuru, ekonomik gelişimi ve uluslararası imajı da derinden etkiliyor. Bu acımasız gerçekle yüzleşirken, "Terörsüz Türkiye Projesi" gibi inisiyatifler, umut ışığı olma potansiyeli taşıyor. Peki, bu proje neyi hedefliyor ve gerçekten bir fark yaratabilir mi?
Öncelikle, Terörsüz Türkiye Projesi'nin adından da anlaşılacağı üzere, nihai hedefi terörü tamamen ortadan kaldırmaktır. Ancak bu, sadece güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla başarılacak bir hedef değildir. Terör, karmaşık bir olgu olup, sosyo-ekonomik, kültürel ve psikolojik birçok boyutu bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu projelerin de çok boyutlu bir yaklaşım benimsemesi elzemdir.
Birincil olarak, eğitim ve bilinçlendirme büyük önem taşır. Genç nesilleri terör örgütlerinin propaganda ve devşirme faaliyetlerinden korumak için, doğru bilgiyi sağlamak ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek hayati önemdedir. Terörün gerçek yüzünü, insanlık dışı amaçlarını ve sonuçlarını tüm açıklığıyla ortaya koyan eğitim programları, toplumsal direnci artıracaktır.
İkincil olarak, ekonomik kalkınma ve sosyal adalet terörün beslendiği zeminleri kurutmada kritik rol oynar. İşsizlik, yoksulluk ve eşitsizlik gibi sorunlar, bazı kesimleri terör örgütlerinin ağına düşmeye daha yatkın hale getirebilir. Bölgesel kalkınma projeleri, istihdam olanaklarının artırılması ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi, terörün kök salmasını engelleyecektir.
Üçüncü olarak, hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma ilkesinin tam anlamıyla uygulanması, devlete olan güveni pekiştirecek ve terör örgütlerinin "mağduriyet" söylemlerini boşa çıkaracaktır. Terörle mücadele ederken insan haklarından taviz vermemek, hem ulusal hem de uluslararası alanda Türkiye'nin elini güçlendirecektir.
Dördüncü olarak, toplumsal diyalog ve uzlaşı kültürünün geliştirilmesi, farklılıkların bir zenginlik olarak görüldüğü, sorunların şiddet yerine konuşarak çözüldüğü bir ortam yaratacaktır. Terör örgütlerinin kutuplaştırıcı diline karşı, birleştirici ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsemek şarttır.
Son olarak, uluslararası işbirliği terörle mücadelede vazgeçilmezdir. Terörün küresel bir tehdit olduğu göz önüne alındığında, ülkeler arasında bilgi paylaşımı, istihbarat işbirliği ve ortak operasyonlar, bu sinsi düşmana karşı daha etkili bir mücadele imkânı sunar.
Terörsüz Türkiye Projesi, sadece güvenlik odaklı değil, aynı zamanda insani, sosyal ve ekonomik boyutları da içeren kapsamlı bir strateji gerektiriyor. Bu projenin başarıya ulaşması, tüm paydaşların devlet, sivil toplum kuruluşları, medya ve en önemlisi vatandaşların ortak çabasıyla mümkün olacaktır. Geleceğe umutla bakmak ve çocuklarımıza terörün gölgesinden uzak, huzurlu bir ülke bırakmak için bu tür projelere destek vermek ve onlara sahip çıkmak hepimizin görevidir. Unutmayalım ki, terörsüz bir Türkiye, sadece bir rüya değil, ulaşılabilir bir hedeftir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği üzere;
“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda, inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye'yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız. Terörsüz Türkiye sürecimizle; evlatlarımıza üzerinde mutlu, müreffeh ve huzurla yaşayacakları bir ülke bırakmanın peşindeyiz. Terörsüz Türkiye ardından terörsüz bölge hedefine ulaşarak şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, onların fedakârlıklarının boşa gitmediğini dost düşman herkese göstereceğiz.
Terörsüz Türkiye çalışmalarının hiçbir yerinde şehitlerimizin hatıralarına gölge düşürecek, onların ruhunu incitecek bir adım yoktur ve olamaz. Şehitlerimizin uğruna can verdiği değerlerin rehberliğinde, Türkiye’yi inşallah yarım asırlık bir musibetten kurtarıyor, ülkemizin ayağına vurulmuş bu kanlı prangayı tamamen söküp atıyoruz. Şehitlerimizin fedakârlıklarıyla yazılan kardeşlik destanımızı çok daha güçlü, çok daha muhkem bir şekilde geleceğe taşıyoruz.”
Bu vesileyle, vatanı uğrunda canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyorum. Bu cennet vatanın, bu şanlı bayrağın, bize kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olduğunu hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız.