GÖNLÜM EVCİL ZAMANLARDA
Bir çocukluk yaşamıştım
Günün safhaları çınlardı içimde
Güneş düşerdi kızıl rengiyle
Sabah yankılanırdı penceremde
Usulca çıkardım sakağa
İlk ışıklardan sonra sönerdi
Caddeyi bekleyen sokak lambaları
O evcil zamanlarda
Çay kaşının şekerle tatlanan sesi
Peynire zeytine eşlik ederdi sonra
Margarin üstünde gül reçeline bir de
Fukara sokaklara sapardı
Yamalı asfaltı giyinmiş cadde
Öğleye tam üç günde varırdık
Arada kocaman bir yaşamak vardı
O evcil zamanlarda
Öğlen yazın sıcak, kışın soğuktu
Yazın ellerinden sarkardı türlü meyveler
Kışın üstünde mutlaka kar okurdu
Hakkını verirdi yani bütün mevsimler
İlkbahar bin bir çiçek taşırdı bağrında
Hazan yaprak dökerdi avuç avuç
Okula gider, okuldan gelirdi çocuklar
O evcil zamanlarda
Bir üç gün daha geçer, ikindiye varırdık
Asma altlarında bürülü çaydanlıkta
Demlenirdi muhabbetlerin en koyusu
Yamalıydı gömleğimiz, pantolonumuz
Ama bütündük bütün mahalle
Ölüye beraber ağlardık komşularla
Beraber yapardık nişanı, düğünü
O evcil zamanlarda
Akşam avlulara inerdi önce
Hayat çeşmesinde alınırdı toz toprak
Ezana doğru abdest suyu akardı kurnalara
Kuşlar dönerdi çelenlerin altına
İnsanlar çekilirdi odalarına sessizce
Bir bulgur pilavı bir taş ayranla
Eksiksiz bir sofra kurulurdu ortaya
O evcil zamanlarda
Yatsı ezanıyla camiye yürürdü
Dedeler elinden tuttukları torunlarıyla
Başlarında hacı takkeleri, gönüllerinde Allah
Ve bir misafirle dönülürdü fakir haneye
Sohbet evin bütün odalarını ısıtırdı
Uyku bir Allahaısmarladık olurdu gözlerde
Gidenlerden sonra yer yatakları serilirdi
O evcil zamanlarda
Derken saatler çoğaldı, takvimler çesitlendi
Dar vakitler, geniş zamanlar huysuzlandı
Vahşi birer at gibi koşuya başladılar
Sokağa taşındı evin mahrem halleri
Mahalle kaybetti birliği beraberliği
Ve bereketi kaçtı günün mevsimin
Oysa ne çok şey yaşardık bir günde
O evcil zamanlarda