NASREDDİN HOCA ŞENLİKLERİ
Tüm dünyanın tanıdığı, tanımasında da zorluk çekmediği, 13. YY. yaşamış olan ve Türk milletinin sevilen ismi güldürürken düşündüren, yazılı hiçbir bir eseri bulunmayan filozof, hoca Nasrettin tüm dünyada, insanların kalbinde büyük bir yer edinmeyi başarmıştır.
En uzun ve eski olan Akşehir Nasreddin Hoca Şenlikleri ilk kez 21 Haziran 1959 tarihinde Akşehir’de düzenlendiği, 1973 yılından itibaren de Uluslararası Nasrettin Hoca şenliklerine dönüşmüş ve kabul görmüştür. Söz konusu festival, 05-10 Temmuz tarihleri arasında gece-gündüz, mizahta, kültürde, yeise düşmemede, sanatta, filimde, karikatürle halkı birbirine kaynaştıran heyecan dolu bir festivaldir. Bu yıl 10 gün sürecek.
Anadolu Selçuklu döneminde Eskişehir ili Sivrihisar ilçesi Hortu köyü ile Konya/Akşehir arasında yaşamış olan, efsanevi ve mizahi kişiliğe sahip, 1208 yılında Eskişehir/ Sivrihisar’ın Hortu köyünde doğan babası Abdullah Efendi ve annesi Sıdıka Hatundan olma, Nasreddin Hoca’nın eşi, Gülmez Sultandır. İsmiyle müsemma olan Gülmez hatun hiç gülmediği ve asık suratlı olduğu, Hoca Nasrettin, eşinin huyunu terk etmesi, güleryüzlü olması için çoğu zaman eşine sık sık ricada bulunmuş ama eşi bu huyundan hiç bir zaman vazgeçmemiştir.
Hoca Nasreddin akıcı bir hafız , aynı zamanda Arapça ve Farsça dillerini çok iyi bir derece ile bilen hoca, 3 çocuk babası olup, çocukları Fatma Hatun, Şeyh Ömer ve Melek Hatun’dur. 1284 yılında 76 yaşında vefat eden Hoca Nasreddin, Konya/Akşehir’de, en eski Selçuklu mezarlığına şimdiki istirahatinde medfundur. Unesco, tarafından 1996 yılını Nasreddin Hoca yılı olarak ilan etmiştir.
Özellikleri,
En önemli özelliği, nükteli konuşmaları, Kurnaz değil, çok zeki olması, Hazır Cevap olması, Tatlı dilli, güler yüzlü, samimi özlü olması, Son derece hoş görülü olması, İnsanları güldürür ama alay etmez, muhataplarını küçümsemez, büyük ile büyük, çocuk ile çocuk olması, Devamlı olarak, halkının yanında ve onlarla iç içe olmasıdır. Çoğunlukla hazır cevap ve mizah anlayışını elinde tutan, bilge insan olarak yansıtılan hoca fıkralarıyla tanınmış, babasının vefatı üzerine kendi köyünde köy imamlığı yapmıştır.
Hoca Nasreddin’in fıkraları sadece Anadolu’da değil, Almanya, Amerika, Orta Asya ve Rusya’daki Türk Cumhuriyetlerinde halen yaygın olarak anlatılmaktadır. Kazakistan, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerde eğitim ve öğretimde kullanılmakta ve tavsiye edilmektedir. Özbekistan’ın Buhara şehrinde halen bu gün eşeğine binmiş halde heykeli bulunmaktadır.
Yaklaşık, yazılı bir eseri bulunmayan ve dilden dile aktarılan, 300 farklı fıkranın kahramanı olan hoca, 100 adedinin komikliğe, 180 adedinin söz ve zeka oyunlarına, 20 adedini de mizah olarak kullanmıştır. Hoca, İçki, iffetsizlik, yalancılık, cimri velhasıl dinin yapma dediği tüm konularda kolay kolay yapmadığı gibi göze batan yanlışı da bulunmamaktadır. Dinen ve olumlu toplumsal törelere saygılı, dalkavukluğu, yağcılığı, sevmeyen bir yapıya sahiptir.
Hoca Nasreddin’in fıkraları eğitici yönündedir. Hoca Nasreddin’in içki alışkanlığının bulunmadığı, kişilerin dış görünüşüne göre kişilere yaklaşmadığı, birde fazla hanımla evlenmeye karşı çıktığı ve iki evlenmenin zararlarını tespit etmiştir.Hocanın her yaptığı söz ve hareketler de, hazır cevap, efsanevi, mizah anlayış ve bilge olması, Gülmeceden, bilmeceye, hikayeler olaylar toplumsal durumlarla ilgili öğütler içermektedir. Halk Nasreddin Hoca’yı kabullenmiş ve benimsemiştir.
Uygurlar arasında da bulunan AFANTİ isimli karakter yapı, Hoca Nasreddin’e benzerliği nedeniyle dikkat çektiği,AFANTİ; halkın çıkarlarını koruyan, feodal, yönetici sınıfa karşı çıkan, emekçi halkı savunan bir karakter olarak tüm dünyada sevilen bir karakteristik bir yapıdır.
Hocanın mezarının 4 tarafının açık bir tarafının yanı kapısının asma kilitle kapalı olması, ölümünde dahi mizah anlayışının bir göstergesidir.Mevlana’nın çağında yaşamış olan hoca, Müderris, Kadı, katip, Müftü, İmam, mahkemelerde bilirkişilik yapmış ve ayrıca Filozoftur.Tüm dünyayı güldürmeyi başarmış, Güldürürken alay etmeyen, küçümsemeyen, alçak gönüllü bir mizaha sahiptir.Anadolu mizahçısı olan hoca, dışı güldüren, içi düşündüren bir karaktere sahiptir.
Güldüren evliya, Bayburtlu Osman isimli müellifin Kitabı Mirat-ı Cihanın 158. Sahifesinde 784 velinin arasında Hoca Nasreddin’in de ismine yer verilmektedirHocanın, keramet sahibi olduğu söylenmektedir.
1816 yılında, Fıkraları Almanca’ya çevrildiği, Amerikanın 28. Başkanını Wilson’un “Kuyudaki Ay” fıkrasını sık sık anlattığı, hoca dendiğinde ilk akla öğüt verici fıkralar ile latifeleri akla gelir.Hoca hikaye ve fıkralarında barındırdığı duygu ve inceliklerden dolayı halk nezdinde çok sevilmektedir.
Hoca eşeğe ters binmesinin sebebini sormuşlar, hoca da, “düşündüm taşındım eşeğime böyle binmeye karar verdim saygısızlığı hiç sevmem” siz önüme düşseniz bana karşı arkanızı dönmüş olacaksınız buda etik olmaz, usulsüzlük ve saygısızlık olur. Demiştir.Hocanın fıkralarında gizli hikmetler vardır. Mizahın da ise, irşad (Vaaz) metodu olarak kullanmaktadır.
Hocanın fıkra kaynaklı atasözlernden bazıları, “Buyurun cenaze namazına”, “Bindiği dalı kesmek”, “Allah dağına göre kış verir,” “ Ayağını sıcak tut, başını serin, Gönlünü ferah tut, düşünme derin derin”, vb. ders niteliğindedir.Hocanın Akşehir gölüne maya çalması, önümüze çıkan ve çıkacak olan tüm engellerin her şeye rağmen aşılması gerektiğini anlatan bir haldir.Ya tutarsa ifadesi, bütün imkanları denemek gereken tüm ihtimalleri, bitmeyen bir ümidin ve enerjinin bizleri yeni ufuklara taşıyabileceğinin ışığını göstermektedir.
Akşehir de yaşamış ve Akşehir Gölü’ne çaldığı umut mayasıyla, ayrıca, dünyanın ortasını da Akşehir de bulunan mezarının yanına taşımıştır.Göle mayayı, halka nasihat vermek, umutsuzluğa ve yeise kapılmamak için çalmıştır. Yani İman varsa, çare de vardır.
YA TUTARSA?